NESİL ELDEN GİDİYOR...
Eklenme: 7/23/2020 12:00:00 AM

Bayanlar.. Beyler.. Gençler.. Kızlar Erkek-kadın ayırımı yapmadan..

Cinsel ve cinsten.. Bir bütünlük arzıyla!..

Hayatın, yaşamın hiçbir evresi, sınırsız bir özgürlüğe sahip değil..

çağdaşlık demek, modern yaşam demek; ben her şeyi yaparım demek anlamına gelmiyor!

***

Düşünülmesi, görülmesi, bakılması gereken; bir çok etken ve nedenler var o sizin aklınızdaki sınırsız özgürlük yaşamına, her şeyin bir sınırı var dedirten!

çünkü, bir inanca, bir dine, bir ırka, bir aileye, bir çevreye, kültüre, medeniyete, örf, adet, gelenek ve göreneklere bağlıyız!..

***

Dinin haram kıldığını..

Örfün, adetin rıza göstermediği?..

Edebin, adabın, kabul etmediğini!

Namusun..

İffetin..

Ahlakın..

Evlilik, kutsallığı..

Değer ölçülerinin.. ve İnsan karakterinin!

İşte tüm bunların, kendisine has, sınırları var..

***

Yaşam benim yaşamım deyip, bu sınırları aşmaya kalktığınızda!..

Ve buna da; özgür yaşam diye, isim taktığınızda!..

Bilinki, size en büyük kötülüğü, ihaneti karşınızdakinin özgür yaşam alanı olacaktır!

***

Son yıllarda.? Ki daha önceki gün, Gültekin kızımızın, vahşice öldürülmesi olayı! Katil kim, eski sevgilisi.

Dövüyor, boğuyor, yakıyor, sonra üzerine beton döküyor..

Canavarca bir hissiyat!..

Ya evlilik cinayetleri..

Aile katliamları..

İntiharlar..

Ölümler..

Boşanmalardaki artış..

Gayri meşru ilişkilerin kurbanı olan, bebeklerin canlı canlı, kanalizasyonlara terk edilmesi!

***

Velhasıl!.. Vahim bir seyirle; neslimiz ve neslimizi freni patlamış kamyon misali, yokuş aşağı iniyor ve bırakmışız..

Havanda su dövme misali de; suçu değil, suçluyu savunuyor, ya da suçlayarak, üzerinde tepiniyoruz!..

Hakikatimi görelim... çünkü; nesil elden gidiyor?

***

CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ?..

Eksi ve artılar ölçeğinde; çok tartışılır!..

Ki hiç bir sistem, insanoğlu açısından, işlem gördüğü için kusursuz değil!..

Önemli olan; mevcudiyet içerisindeki, kusur oranının, bir önceki den, düşük olmasıdır!..

Cumhurbaşkanlığı sitemini de bu minvalde değerlendirmek gerekir

Parlamenter sistemle kıyaslarsak..

Son iki yıl içerisinde, ülke ve millet olarak yaşadıklarımızı da göz önüne aldığımızda; farkı görebiliriz

***

Yani olup-biteni kusur ve kusursuzluk terazisine çıkardığımızda, kefelerin ağırlığı kendini gösterir..

Halk deyimiyle, kim ağa, kim bey ortaya çıkar..

çok eski yıllara gitmeyelim, 90ları, 2000leri, hatta 2015leri bile, hatırlarsak!

Ülkenin ve milletin başına gelen felaketlerle mücadelede, Parlamenter sistemin ne kadar zafiyet ve çaresizlikler içerisinde olduğunu, görürüz..

Gerek karar mekanizması, gerekse yerinde müdahalede, elli dereden su taşımanın yarattığı toplumsal yıkıma dair acılar!

***

Marmara depremi! Yaşanılan çaresizliğin en bariz örneği!

Peki ya, Van depremi!

Hepsi birer felaket ve hepsi sorumluluğun işleyişindeki zafiyetin içerdiği felaketlerle, sonuçlanma hali!...

Düşünüyorum!

Ve kim ne der bilmem, Şükürler Olsun ki bir sistem değişikliği oldu da, bu haldeyiz.. Tabi ülke ve millet olarak bir şans mı, siyasi bilinç mi, öngörü mü, değişimin ve dönüşümün mutlaka artısı var, bilinci mi?.. Her ne ise!

***

Bakınız, 2020 yılının Ocak ayından itibaren, ülke ve milletin başına gelen felaketler zinciri hepimizin malumudur!..

çığ felaketi mi, Van, Elazığ, Malatya Depremi mi?..

Sel felaketleri mi?..

Ve en korkuncu ki, dünyayı sarsan kovid-19 belası mı?...

Eğer ki, Parlamenter Sistemle yönetilmiş olsaydık!..

Hal-i durumumuz nice olurdu?.. Büyük bir çaresizlik içerisinde; ele-güne muhtaç vaziyette avuç açardık..

Ama değil..

Sorumluluk tek merkezde toplanınca; felaketlerden, afetlerden tez elden kurtulmayı başarıp, acılar olsa da üstesinden gelinebilindi..

***

İşte, Kovid-19la alakalı yürütülen mücadele!..

Diğer dünya ülkelerinde felakete dönüştü, büyük bir çaresizlik, yıkım yaşandı ama bizde, Allaha şükürler olsun ki; üstesinden geliyoruz..

Kendimiz kadar; bir çok dünya ülkesine de, insani yardım elini uzattık!

***

Önceki gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan sistemin iki yıllık icraat bilançosunu açıklarken, pür dikkat, bu noktaları gözönüne getirdim..

Nitekim, Cumhurbaşkanı da, her satırında sistemin artı ve eksilerine dikkat çekti..

Ve şunu da ifade etti; kusursuz hiçbir sistem yoktur?..

***

Sonuç derseniz!.. Yeni dünya düzeninde, Türkiye eskisinden daha güçlü, istikrarlı, karar verici, hükmedici, pek tabi ki yön alan değil yönlendiren bir pozisyonla, eli güçlü!.. Uluslararası alanda dünün el pençe duran ülkesi algısını kırdı..

***

Ama, hala içteki bir çok siyasi bunalımları, gidermiş değil..

Beklenti, bu bunalımlardan da tez elden; kurtulması prangaları atmasıdır

O zaman; içte ve dışta, sırtı pek olur?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Benim özgürlüğüm, senin özgürlüğünü betona gömer!.