O İMZA VE ONAYLAR GEÇERSİZ?!
Eklenme: 5/21/2022 12:00:00 AM

Yasa neyi emrediyor bilmiyorum?.. Ki mevzuat ve yönetmenlikler de.. Duruma bir cevaz var mı, yok mu o da meçhulümdür!.. Ama velkin, hakikat ölçeğinde işin özüne, etik noktasında baktığınızda, gerçek nettir

***

Hangi makam ve mevki olursa olsun! Yetkilendirme ya da yetkisizleştirme noktasında, alınmış idari karar resmi gazetede yayımlandığı tarih itibariyle, geçerlilik kimliği kazanır.. Ki yasalar da aynı işleme tabidirler!

***

Hiçbir karar, yasa, mevzuat geriye dönüş işlemez!.. İşlenmesine de rıza gösterilmezKabil de değil.. Makamlar da, bürokratlar da, geçmişe dair, imza atamaz, karar da alamaz Tabi istisna-i ve olağanüstü durumlar vaki olmaz ise!..

***

İşe bu hakikatle yola çıkarak, diyorum ki Diyarbakır Valiliği görevinden el çektirilen, merkeze alınan Vali Münir Karaloğlunun, 13 Mayıs 2022 itibariyle; zoru-i ve olağanüstü bir durum içermeyen işlere ilişkin attığı imzalar verdiği kararlar geçersiz sayılması gerekiyor..

***

İster, daire başkanı ataması, ister sözleşmeli kadro, ister imar kararı, ister imarda değişikliğe ilişkin, onaylar olsun!.. Ve o çok konuşulan özel hastanenin ek binasına, akçeli spekülasyonların ışığında, atıldığı söylenen imza olsun!.. Hiç birinin geçerliliği olmaması lazım!

***

Salt Karaloğlu için geçerli değil bu tezim!.. Hangi kurum olursa olsun; değişmez!.. Bu vali de olur, kaymakam da olur, daire başkanı da olur.. Bakan dahi! çünkü iş ve işlemler halk deyimiyle giderayak yapılmıştır Hukuki bir dayanak yoktur.. Ve hepsi de adli işleme tabi olduğu gibi itirazı da kabildir

Karaloğlu da aynı işleme tabidir.. Ki, merkezi hükümetin kararına rağmen imza atamaz!?. Hele ki, Diyarbakırdan Perşembe günü ayrılıp, bilahare geri dönmesi.. Gövde gösterisiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Soylunun görevden alma kararını, bir ölçüde protesto ettiren, vedalaşma organizasyonu tertiplemek adına, geldikten sonra bu işleri yapmış olması ayrı bir hukuki tartışma! Yani; hukuka uygunluk arz etmiyor, etik de değildir..

***

Bir de, hükümet karşıtı AK Partililerin tutumu var ki, akla ziyan!Bir kaç gündür konuşuluyor O da şu; açık ve aleni FETÖ kokulu mağduriyet libasıyla tertiplenen vedalaşma ve uğurlama törenine katılım gösterilmesi hali.. Garip ve yaman bir çelişki olarak değerlendiriliyor

***

Ki o vali, İl Teşkilatının ziyaret skandalına imza atandı!.. Ki bu il teşkilatı, Genel Merkeze bu valiyi şikayet etmişti.. Bizi, üst aramadan geçirip makamına aldı diye.. Ne olduysa; iş biat edici, çeken ilikleyici, boyun eğici, el üstünde tutma noktasına geldi..? Soruya yanıt aranıyor?..

***

Aksi takdirde, AK Parti Milletvekili, il ve ilçe teşkilatlarının da, o protesto-veto içerikli sözde vedalaşma, uğurlama organizasyona dahil olmaları neyle izah edilir! Kaldı ki, tenzil-i rütbeye tabi tutulmuş bir bürokrat, şantaj, tehdit, rüşvet ve tutuklanmaların gündeme geldiği, izler bıraktığı bir kurumun başındaki kişi!

***

Dışarıdan gören sanır ki, Milletvekili, il ve ilçe teşkilatı üyeleri, hükümete ve Ak Partiye mensup değiller.. Sanırlar ki, herhangi bir muhalefet partisine mensuplar.. Sanırsınız ki, çok başarılı bir vali görevden alınmış diye; protesto gösterisine, katılım gösteriyorlar

***

Hep ifade ettiğim gibi AK Partiyi çökerten, kan kaybına uğratan, muhalefet partilerin sergilediği siyaset, ortaya koydukları politika değil Müsebbip, AKPliler olduğu gerçeği, boşuna söylenmiş söz değil Parti, içten vuruluyor

***

CHPYE KATILIMLAR

Son iki aydır, dikkatimi çekiyor!.. Diyarbakır ve ilçelerinde, bir dönem AK Partide yer almış, görev yapmış isimler parti değiştiriyor.. Ki aralarında, Milletvekili ve Belediye Başkan adayı, ilçe başkanları dahi var.. Makas değiştirerek, sağdan, sola geçiyorlar. AK Partiyi bırakıp, CHP rozetini takıyorlar

***

Bunun izahı, çok başlık içermiyor değil.. Ama yerel siyaset kulvarında, sorgulayıcı ve cevap aranan çok soru var?.. Benim merak ettiğim, AK Parti İl ve İlçe Teşkilatları ile Milletvekillerinin; peş peşe gelen, kopuşları neyle izah ederler?!

***

Özellikle de; burnundan kıl aldırmayan bir siyasetçi profilinin, mevzuda katkısı vaki mi diye, soruya parantez de açmak istiyorum!..

***

İKİ KELAM YOK MU?!

Niye ve ne için, muhalefetin iki kelam olsun ki?! Sizinkisi de, laf mı şimdi?! Yahu adamlar açık ve aleni bir şekilde, konuştu, naralarını attılar Demediler mi dünyanın en güzel işini, icraatını yapsalar bile kötüleyeceğiz..

***

Yerli ve Milli bir meselede iktidarla yan yana yürüdüler mi?.. Yok.. çözüm üretici olmada, alternatif oldular mı Yok.. Türkiyeyi düşman belleyenlere iki laf ettikleri vaki mi?.. Yok.. Milli iradeyi alt etmeye kalkanlara, karşı durdular mı? Yok..

***

Ne içte, ne dışarıda, AK Partinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğanın ülke meselelerine karşı, sergilediği siyasi ve diplomatik tutuma, bir omuz vermişler mi?.. Ya da, siyasetten de olsa, aynı safta bir duruş sergilemişler mi?.. Yok..

***

Hal bu iken! İsveç ve Finlandiyanın NATO üyeliğine ilişkin Türkiyenin veto tavrına, iki kelam etmeleri beklenir mi?. Önemli ve muhit bir duruş, derler mi?!.. Veyahut, Türkiye kendi güvenliğini, milletin selameti için, bunu istiyor yönünde bir tavır sergiler mi?..

***

Bidenin, İsveçin ve Finlandiyanın, attığı taklaları görürler mi?! Ne mümkün?!.. Müstakbel Cumhurbaşkanı adaylarından çıt diye bir ses dahi söz konusu mu?!.. Değil.. Diyecekseniz ki, etseler ne olur?! Ne mi olur; dostlar, arkadaşlar, yandaşlar rahatsız olur, çarşı karışır!

***

çünkü, onlar için iktidarı nasıl eleştirebiliriz, yerebiliriz, çatabiliriz, tukaka edebiliriz fikriyatı hep ağır basar.. Yanlış varsa, oraya yüklenirler, gerisi çakma.... Yoksa, ketum kal, sus iki kelam etme, koduyla vaziyeti geçiştir?!.. İşte bu anlayış, Türkiyenin idaresine talip?. Ağlanmaz mı halimize?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bilinmelidir ki, güç ve kanun sadece ve sadece adaletin vasıtalarıdır

Failed to load the video