ÖZGÜRLÜK, AMA NASIL ÖZGÜRLÜK?
Eklenme: 7/3/2020 12:00:00 AM

Sosyal Medyaya bir oto-kontrol sisteminin getirilmesi gerektiğini, dün ifade ettim ya!

Bazı okurlarım, sen de mi diyerek sansürü savunduğuma dair oklar attılar!

Hani fikirlerin, düşüncelerin özgürce, her ortamda dile getirebileceğinden yanaydın diyerek?

***

Pek tabi ki, yıkıcı, bölücü, ayrıştırıcı, husumet üretici olmayan her türlü fikrin, düşüncenin, inancın özgürce her platformda dile getirilmesinden yanayım..

Ve savunucusuyum da..

Ama hiçbir özgürlük sınırsız değil, diyenlerdenim..

***

çünkü sizin özgürlüğünüz, karşınızdakinin özgürlüğünün sınırı kadardır?..

Ki kimse, kimseden üstün olmadığı gibi; özgürlük de aynı değer kutsallığına sahiptir!

Kimse suç işleme gibi bir üstünlüğe, özgürlüğe de sahip olmadığı gibi, kimse de suç işleyene ceza verme hakkına ve affına da sahip olamaz.. Hak, hukuk ve adalet; mekanizması, devlet-i aliye sorumludur?..

***

Gelirsek, sende mi diyerek, sosyal medyanın da yasal ve hukuki bir zemine sahip olması gerektiği gibi; oto-kontrol sisteminin de olmasını istediğim ifadeye, gelen oklara, benim de peki bunlara nasıl cevap vereceksiniz diyen oklarım var?

Şöyle ki..

***

OK BİR Ahlak, şeref ve namus yoksunu ırz düşmanlarının akıttığı salyaları özgürlük diye yutacak mıyız?

***

OK İKİ Şizofrenin küfrüne, yalanına, iftirasına, aşağılık şekilde algı üretmeye yönelik kişilik suikastı ve katliamını özgürlük diye kabul edecek miyiz?

***

OK Üç Sapık ruhlu şahsın tacizini, zorbalığını, tehditlerini, hak, hukuk ve inanç tanımazlığını özgürlük diye sineye mi çekeceğiz?

***

OK DÖRT Zehirli ideolojisini topluma enjekte edip, sokağın terörize edilmesine, insanların birbirine düşman edilmesine, darbelere heves ediciliğe özgürlük deyip göz mü yumacağız?

***

OK BEŞ Başka isimlerin arkasına gizlenip, her türlü itibar operasyonunun çekilmesine, yasa, kanun, nizam tanımazlığa özgürlük deyip, duymazdan mı geleceğiz?..

***

OK ALTI Yurt dışından Türkiyeye parmak sallayıp, her türlü aşağılık organizasyonların tertiplenmesine, ülkenin, milletin, devletin ve bayrağın varlığına düşmanlık besleyenlere özgürlük deyip, sessiz mi kalacağız!?

***

Aslında, özgürlük ama nasıl bir özgürlük istenilmesi gerektiği ve olması lazım olanla alakalı atılacak daha çok oklar var?

Özetle biz bunlara çözüm üretmediğimiz, bulmadığımız zaman; ne sosyal medya özgür olabilir, ne de sosyal medya özgür olarak kullanılabilir?

***

Önce özgürlüğün bir tanımını, kuralını, kaidesini, yasal ve hukuki zeminini oluşturmamız gerekir ki başka özgürlüklere pranga vurmayalım!

***

Sen de mi diyerek, sansürü savunduğumu ima edip, ok atan dostlara, siz hala aynı noktada mısınız?

Yoksa; bir hak vermişliğiniz var mı?..

Neyse; siz de özgürsünüz?

***

MERAK ETTİKLERİMİZ!..

Okur noktasında merak edilenler! Ki bizler için de fikri takip, mahiyetli bu merak edilen mevzular Mesela..

KUYUMCU VAKASI Ne oldu, kim ne yaptı?.. 200 milyon mu, 300 milyon mu?. Üst düzey bürokrat var mıydı, yok muydu?..

Bir dolandırıcılık, bir saadet zinciri, bir tefecilik, bir kayıt dışı kara para aklama hasıl mı?

Mağdur edildiklerini söyleyenlerin mağduriyeti giderildi mi?.

Polis, Adliye dışında başka kurumların müdahilliği var mı?..

Üç bankanın milyonluk kredileri kimlerin nam-ı hesabına dosya edildi?

Sosyal medyada paylaşılan isimlerin ve parasal miktarların doğruluk derecesi var mı yok mu?.

İsimleri geçenlerin, başlattıkları hukuki bir başvuru var mı?..

Yani bir dizi sorunun ikmalde olduğu mevzuyu unuttuk gibi..

***

SAHTE MİT, POLİS ve ASKER.. Soruşturma sürüyor.. Tutuklanan var?. Arananlar olup olmadığını bilemiyorum.

Ancak, bu şahısların hepsinin daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kişiler olması oldukça düşündürücü

Yargı başta olmak üzere, Sağlık, Aile Bakanlığı ve Emniyette oluşturdukları ağ içerisinde, yürüttükleri faaliyetlerin failleri kendileri olduğu biliniyor?

Peki bunların kurumlar içerisindeki uzantılarına dair bir tahkikat var mı?

Müdür, müdür yardımcıları, şefler?.

Bir de; Bakan, eski Bakan ve MİT Müsteşarına yakınlıklarıyla kendilerini pazarlamaya yönelik oluşturdukları ofislerin varlığı

Kimler?

***

İşte bu iki mevzu geçen hafta Diyarbakırdan start alıp, Başkentte finiş yapan en sıcak gündemlerdi?..

Bakalım, merak ettiklerimiz bir süre sonra, unuttuklarımız olarak, tozlu raflarda yer alıp, tekerrür edecek benzer hadise yaşandığında aşağı mı indirilir?.

Yoksa, tez elden cevap mı verilir?..

Göreceğiz

çünkü iki hadiseyle alakalı kafaları meşgul eden çokça sorular var?..

***

İSTEDİĞİMİZ NE?..

Mevzu her neyi içeriyorsa içersin!.. İnsanoğlu için geçerli olan tek şey; istediğinin olmasıdır.. Bencil ve tekçidir!..

***

İstediği onu hoşnut edecek, gönlünü okşayacak, pek tabi ki mutlu, mesut ve bahtiyar edecek; mevzudaki lehine olan sonuç önemlidir Yeter ki lehine olsun!...

***

Öyle, hak, hukuk, adalet, yasa, nizam gibi bir beklenti söz konusu olmaz. Ki vücut bulan mevzunun ister faili, ister mağduru olsun herkes benim istediğim olsun der!..

***

İşte bundan değil midir ki; Dünya ve İnsanlık adil değil dememiz?.. Peki ya sizce

***

GÜNÜN SÖZÜ

Özgürlük sınırsız değil, sınırı karşındakinin özgürlük sınırıdır?

***

Hayırlı cumalar