RANT VE İHANET!
Eklenme: 11/16/2017 12:00:00 AM

Roma tarihinden bir sahne..

Etkileyici..

Sezar..

Ve sadık(!) diye gördüğü uşağı Brütüs!

Hançeri yerken söyler; Sen de mi Brütüs!

Ne yazık ki..

Kadim şehir, Diyarbakır da işte böylesi hançerleri peş peşe yiyor..

Hem de acımasızca..

Sahipsiz

Bir o kadar da enva-i saldırıya açık!

***

Dili olsa da konuşsa

çığlık çığlığa der ki;

Yeter artık..

Ed-i bese..

Ve dönerek feryad edip; Sen de mi Brütüs der!

Eee

Boşuna söylenmiş bir söz değil

Taşı gibi bahtı kara diye..

Karpuzla anılırdık..

Ama bugün; yetişen karpuz kelek

Havası da..

Suyu da

Hayata dair bakışı da; maalesef ihanet çarkı içerisinde travmatik halde!

***

Sizlerin bu satırları okurken ne düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum

Yine ne oldu?

Karaları bağlamışsın Söylenip duruyorsun

Haklısınız

Ama görünen ve yaşanılanlar karşısında;

Olmayalım mı?

Olmuyor muyuz!

Olmamız gerekmez mi?

İşte kadim şehrin hal-i pür melali!

***

Tarihi Surlar

Hevsel Bahçeleri

Dicle Nehri

Ve tabi ki, On Gözlü Köprü!

Sözde; UNESCO Dünya Kültür Miras listesinde, birer abide!

Göz bebeğimiz gibi!

Lakin, hiç de öyle değil

çünkü; işgal altında..

çünkü, saldırı altında..

çünkü, rant ve ihanet çarkı içerisinde, tahrip ediliyor!

Ve buna bir Dur diyen de yok

***

Şimdi

Tıpkı, Diyarbakırın silüetine Kırklar dağında indirilen hançer gibi

Sıra, sıra dizilmiş; ucube yapılar

Cafeler

Barlar

Pavyonlar

Hele ki çay bahçeleri adı altındakiler

Vaziyet akla ziyan

Pes dedirten bir durum

***

Öyle ya

Hevsel Bahçeleri denildiğinde neler akla gelmez ki?

Bir köy bahçesi

Ya da bir sebze tarlası

Veyahut göbekli marulun, yetiştiği verimli toprak gelmez

Filmlere

Romanlara..

Efsanelere..

Edebiyata..

Güzelliklere..

Şehrin seyirgahında; temiz hava solduran bir; cennet bahçesi..

Adil ve Suzan..

Türküler..

Öyküler..

Şiirlerin akıp dergahlaştığı bir coğrafik alan..

Dicle Nehri..

Kıyıları..

Ki çakıl taşı bile; kendi değerlerine vakıf?

Ama bugün

Peki ya şimdi; travmatik bir dram içerisinde kahroluyor

Rant ve İhanet çemberinde.?!

***

Hani hep derdik ya!

Dicle akar; Diyarbakır bakar

Ne hazindir ki; şimdi Dicle akıyor, Diyarbakır bakamıyor; dört bir tarafı işgal altında

Ki her geçen gün de; arttıkça artıyor

Yetkili ve etkili makama sorduk

Vaziyetin ikmalinde siz hangi cephedesiniz?

Doğrusu

Arkadaşlarımın bu minvaldeki sorusuna gelen yanıt

Bana ilettikleri; şaşkınlıktan öte

E be yuh yani

***

O yetkilinin cevabına bakın

Evet işgal altındadır

Zaten biz onlara izin veriyoruz

Kendilerinin bir zararını görmedik

Aksine bu yerleri canlandırıyorlar

Halkın ihtiyaçlarını karşılıyorlar

Bazen o taraflara gidip yerinde de inceliyoruz ancak bir sıkıntı görmedik

Gel de söylenme..

Gel de, e be yetkili zevat deme..

Arkadaşlarım demiş..

Ve uyarmış; yasaların, kanunların ve mevzuuatların olduğuna dair..

Buranın bir muz cumhuriyeti olmadığını

Masal kahramanlarının uzun uykudan uyanması gerektiği gibi

Bir uyanış ve kendini kurtarma potansiyeli ile makam sahibi; laf değiştirmiş

Haklısınız

Bu işin takipçisi olacağız

Müdahale edeceğiz

Gereken yapılacak

Daha bir sürü meydan okuma ile tatmin operasyonuna geçti

Ama kim yer?

Zaten, İşgal altındaki ortamı yiyen yiyor

***

Ne diyelim

Dicle Vadi Projesi!

Hiç kuşkusuz ki, niyet hasıl

Amma velkin, görünen tablo açısından niyetin istismarı yüksek

çünkü, ilk bakıldığında Kırklar Dağının ön yüzündeki bir cami ve biraz yol ve yeşillik

Ama gerisi; işgal altındaki talan bölge

Her iki taraf parsellenmiş

On Gözlü Köprünün gözleri dahi kör edildi

Ki buradan konu etmemiş olsaydık; birileri yine kuş uykusunda olurdu?

Anlayacağınız..

Güzelim Hevsel Bahçeleri barlar bahçesine dönüştü

Kırklar Dağı beton dağına dönüştü

Bakalım

Diyarbekirimizin daha neresi neye dönüşecek?!

***

SURDAKİ TRAVMATİK HAL!

Ah ki ah

çözüm süreci; silah depolama süreci oldu

Demokratik özerklik; çukur ve hendek terörü oldu

çatışma

Yıkım

Kan ve gözyaşı

Sonuç, virane olan açık hava müzesi Sur oldu

20 bin insan evinden edildi

Evini, barkını, işini, arsasını terk etti

Kendi mahallesinde

Kendi ilçesinde

Kendi şehrinde; muhacir duruma düştü

Sıcak bir yuva

Sıcak bir aş

Kendini idame edebilecek bir iş; hayal oldu, unuttu!

Ve bugün; yıl 2017

İki yıl üzerinden geçti

Dün, binlercesinden sadece 238 kişi konut sahibi olma noktasında kura çekti

2 odalı

3 odalı

Veya 4 odalı eve sahip olabilmek için!

Doğrusu..

Dün haber merkezinden gelen görüntülere baktım..

Merak ediyordum..

Sevinç..

çoşku..

Güler bir yüz; karelere yansımış mı diye?

Ki niyetim; yüzler gülüyor diye, manşet atmaktı

Lakin tek kare yoktu

Yüzlerde hüzün

Yüzlerde acı

Yüzlerde umutsuzluk ifadeleri

Sordum...

Mağduriyetler giderildi ya, evler teslim edildi ya

Neden herkes tebessüm etmiyor ve neden sevinç çığlıkları atılmıyor, insanlar birbirine sarılmıyor diye

Aldığım cevap ne oldu derseniz?

Hangi yara sarıldı ki?

Doğru ya...

Biz nerede hata yaptık?.