SENARYONUN DEŞİFRESİ ŞART?
Eklenme: 10/15/2021 12:00:00 AM

2023e giderken CHPnin başını çektiği senaryolarda hedeflenen nedir diye, söze girersek!!?..

Hedeflenen iktidar olmak mı, yoksa Türkiyeyi kaotik ortama sokup, per-u perişan etmek mi?..

Fasılların perdelerini araladığınızda hiç de ülke ve millet için salih bir niyet ortaya çıkmadığını söylemek, mümkün..

Bilakis tam tersi, istikamet söz konusudur!

Ki, hazırlanan senaryoların en tazesi, siyasi cinayetler ve suikastlarla alakalı, CHP Lideri Kılıçdaroğlunun söylemi!

***

Dün de ifade ettik!

Bu söylem, zaman ve süreç açısındaki kritik oluşumu ülkede kaos atmosferini oluşturmaktan öte bir amaç taşımamaktadır

çünkü gerek içteki vatandaşına ve gerekse de dış dünyaya, ülkenin yönetilemez hale geldiği, düşüncesini güçlendirip, pekiştirmek var..

Huzurun, güvenin ve istikrarın zafiyete düştüğü, fikrini sabitleştirmek var!

Bir panik, bir gerilim, bir öfke, bir hasımlık fitilinin her an ateşlenebileceği kaygısını 7den 70e herkese, kanaat getirmek var

***

İşte tüm bu varların yer aldığı senaryo; sinsi ve kirli bir sonucu her halükarda doğuracağından, kimsenin kuşkusu olmasın!

CHPli Kılıçdaroğlunun aklının bir ucunda, ülkenin ve partisinin genlerinde bulunan tarihteki kirli ve karanlık, kan, gözyaşı, şiddet üretici senaryoların sayesinde oluşacak boşluktan sıyrılıp, iktidar olmanın hayali var ise de!..

Aklının ekseriyetini komuta edenlerin, niyetlerinin iktidar değişimi değil, Türkiyenin virane olduğu gerçeğini günü geldiğinde deşifre olacaktır..

Ki bu da CHP açısından hali hazırdaki narkozlu yaşamdan uyanıldığında fark edilecektir.. Ki bu uyanış; uykudan uyanma olmayacak..

Kabustan uyanma olacak

O zaman da iş işten geçmiş olacaktır, Türkiye için ve tabi ki CHP için!

***

Akıl vericiler korku iklimi oluşturma adına, Cumhurbaşkanı Erdoğana ait sözleri eğdirip, boğdurup Kılıçdaroğlunun söylemine libas olarak, kullanmaları da, zihinlerle alay etmekten başka bir şey değil..

Neymiş, suikastlar, cinayetler, kaos, korku ve endişeler iktidara birer gerekçe olup, 2023e dair seçimleri akamete uğratmak, sandığı halktan kaçırma gayreti var!.. İktidar bu planı önümüzdeki zaman dilimi içerisinde, hayata geçirecekmiş algısının gayretkeşliği var

***

Bu maya tutar mı; sanmam!?

Nasıl ki 15 Temmuz ihaneti, 17-25 Aralık, e-muhtıra, Gezi, Hendek-Barikat, 6-8 Ekim

Ve MİTe operasyonlar..

Sonuçsuz kaldıysa, Bay Kemalin başaktörlük ünvanı aldığı kirli senaryoların da, netice doğurmayacağı gibi, bu halktan da prim alacağını sanmıyorum..

Her şey milletin gözü önünde, yaşanıp, cereyan etmektedir..

Tarih şahittir ki, bu milletin feraseti, dik duruşu, ülkeye bugüne kadar geliştirilen tüm siyasal mühendislik organizasyonlarını bir taraf edip, atıl hale gelmiştir..

***

Bu uğurda, her ne kadar ağır bedeller vermiş olsa da!

Sonuç itibariyle; hep ferasetinin, iradesinin üstünlüğü söz sahibi olmuştur

Ki, Türkiye de mevcut haliyle eski Türkiye değil..

Yaşam kulvarı da, sosyal, siyasal, ekonomik alandaki gelişmeler ve teknoloji de; kapalı kapılar ardında, kendine yaşam alanı yaratamıyor

***

Gelinen aşama itibariyle!..

Bay Kemalin söylemi, Koray Aydının da arka çıkması, Babacanın da, sorgusuz-sualsiz mevzuya atlaması üzerine, Ankara Cumhuriyet başsavcılığının resen başlattığı soruşturmaya, kim tanıklık edecek?

Savcılık, kamuoyunun istem ve söylemi doğrultusunda en doğru adımı attı..

Herhangi bir şikayet beklenilmeden, bu yapıldı!

Peki şimdi, bu üç zat-ı muhterem sorumluluk noktasında üzerlerine düşen tanıklığı yerine getirecekler mi...?

Kendilerine ulaşan, bilgileri, istihbaratı, Savcıyla paylaşacaklar mı?

***

Ülkeyi yönetmek adına yola çıktıkları siyasetin ilkeli ve sorumluluk karinesi içerisinde üzerlerine düşen vazife, açık ve aleni bir şekilde bildiklerini, paylaşmak!

Ama diyeceksiniz ki bu ilkeli duruşumu ortaya koyabilecekler mi?..

Verebileceğim yanıt doğrusu yüksek oranda, 15 Temmuz gecesinde sergilenen siyasi duruştan öte bir tavır içerisinde olmayacaklar?

Tanıklık yapmayacaklar ki Bay Kemal ile Koray Aydının dokunulmazlığı var. Babacan olsa ne olur ki?

Tabi senaryonun hazırlayıcısı olan üst akıl nasıl bir komut verir,

işte o meçhul! Azıcık bekleyelim!..

***

MEVZULAR, MEVZUATTA GÖMÜLÜ!

Kentin gündemi mi değil mi bilmiyorum!

Bence değil

Ama bir ara fena bir şekilde konuşmuştuk, zamana göre!..

Şimdi pek konuşulmuyor..

Herkes kabullenmiş olacak ki itiraz yok!..

Neymiş; bir zat-ı muhtereme, bir kaç koltuk makam verilmiş..

Ya da makam, mevki, sorumluluğu tevdi edilmiş..

Ve buna dair de; ikili, üçlü maaş alınıyormuş?.

Ne bekleyecektiniz?..

Personel tasarrufu yok mu?

***

Mevzuata uygunluğu?..

Eee, ilgili ve yetkiliye göre; mevzu çoktan gömülmemiş mi, mevzuata!?

Daha ne istiyor, her şey mevzuata uygun ise!..

Sıkıntı yok yani!?..

Bizdeki lakırdı üzerine lakırdı, gündem meşguliyeti yaratıp, rahatsızlık vermekten başka bir iş değil!

Yazık değil mi bu kadar emek var iken, mevzuatı meşgul etmeye?...

Aha, mevzuya mevzuat 6 ay sonra, iki kelam edip, mevzuata uygun demiş?..

Buna da şükür etmek var iken, biz hala tavuk-yumurta mevzusunun, mevzuatıyla niye cebelleşiyoruz

***

Demek ki, yapacak bir şey yok..

Yapılması gereken, mevzuatı mevzuların bina edilmesine göre değil, mevzuyu mevzuata göre inşa etmenin, libasını dikmek lazım!?..

Ki o işe de, daha çok ama çok zaman var..

Beklemek lazım!?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Sözünü tartmadan söyleyen, aldığı cevaptan incinmesin.

***

Hayırlı Cumalar..