SİYASİ AHLAK VE HUZUR!…
Eklenme: 11/21/2020 12:00:00 AM

Ahalinin istediği; yepyeni anlaklı bir siyasetin icrasıdır!

Ter-ü taze, pak bir siyaset ve salih ahlakla donatılmış bir kimlik istiyor!

Eski, kirli, ahlaki erozyona uğramış siyasete yeter diyor

Karanlık, derin dehlizlerde dizayn edilen, siyasette bayrak açtım çığlığını atıyor

Enva-i dil, üslup, disiplinsizlik, antidemokratik...
Kan-gözyaşı...

Şiddet siyasetine ödeyecek bedel ve takat kalmadı diyerek; yaka silkeliyor.

Tükendim, bittim, yeter!..

Beni de, neslimi de, ecdadımı da, beni benden ettin yıkımıyla, tar-u mar ettin!

Daha ne istiyorsun; bi huzur ver ya?...

***

İşte bu bi huzur ver ya hakikatiyle siyasetin arenasına baktığınızda, ne yazık ki, iç açıcı bir, tablo görmek mümkün değil?..

Yıkıcı, tablo vahşice kendisini hissettiriyor!

Malumunuz üzre, huzurun da, istikrarın da, hak, hukuk, adalet, şeffaflık, demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük, iş, aş, ekonominin refahı, icranın başı olan, iktidardan beklenir

Ve tabi ki, iktidarı bu noktada işleten, kontrol eden, eleştiren mekanizmada, ana muhalefet dahil olmak üzere tüm muhalefetteki partilerdir

Huzuru da, istikrarı da, temiz ahlakı da savunması gereken onlar

Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilen olması gereken, muhalefet!..

Alternatif bir yönetim anlayışıyla; iktidara bunları yapman gerekirken, yapamıyorsun, biz yapmaya adayız demesi lazım gereken de onlar!

***

Özü itibariyle iktidardan iç ve dış huzuru sorgulaması gereken muhalefet!.. Peki, vaki mi bu minvaldeki sorumluluk!

Nerdeeeee?..

Kendilerine hayırları olmayanın, ahaliye hayırları dokunur mu?

İşte gerçeklikle, muhalefet bir bütünlük içerisinde; huzursuzluğun ve siyasi ahlaki çürümüşlüğün abidesi gibi duruyor!..

Hem kendi, hem de alternatif noktasında, sorgulaması gereken iktidarı uçuruma yuvarlıyor

çünkü; iç huzur yok!

İlla ki, huzursuzluk!

***

Biliyorum!..

Diyeceksiniz ki, ana muhalefetin mayasında vardır; huzursuzluğu, her daim körükleyen!..

Baş müsebbiplik noktasında, rolü kimseye kaptırmayan!..

Ne yazık ki öyle!..

Değişmiyor..

Huylu huyundan vazgeçer mi, hakikatiyle CHP dün olduğu gibi bugün de, aynı rotada yürüyor..

Huzursuzluğun membası olduğu kadar, kendi içerisinde de huzursuz!

Enva-i siyasi ve politik kavganın içerisinde!.. İçte, antidemokratik tüm işlemler, kesintisiz sürüyor..

Bir uyumsuzluk, bir uyuşmazlık, bir haset, kin, nefret duygusuyla, sözde demokrasi, demokratlık libasıyla, icra edilen yıkımlar..

Ki yalanın da artık bini bir para misali!.. İnce bir yolda, Sarıgül bir yolda, Öztürk Yılmaz bir yolda!

***

Ve tabi ki, Kemalistler, Laikler, Ulusalcılar, seküler sosyalistler!!

Kılıçdaroğlu..

Kaftancıoğlu..

İmamoğlu..

çok başlı, çok kollu, ama ana beyini kendinde olmayan bir mekanizmaya dönmüş durumda, bizim ana muhalefet!

Bilinmez bir denklem gibi!..

Garip olan; Parti içerisindeki tüm arızaların, kendilerinden çıkmasına rağmen, kabullenmemeleri..

Ki Bay Kemal ayağı takılsa, Erdoğan yaptı çığlığını atıyor!

***

İyi Parti!.. Kaynayan kazan misali; iç ve dış dağınıklık içerisinde!

Bir fitne, bir bozgunculuk, bir haset, kin, nefret, kumpaslar zinciriyle; debelenip duruyor..

Sürekli, ilke erozyonu içerisinde..

Alabora olmuş

İşte Ümit Özdağ kavgası..

Ki Koray Aydın ha keza..

FETÖ denilen yapı, kol geziyor artık, ilişkilendirmenin ötesinde!

Doğrusu, 28 Şubatı yaşamış, görmüş, DYPnin tünellerinden çıkmış biri olması..

Devlet makamında kalmış biridir Akşener..

Ancak teşhisteki hataları, zihin yoruyor!..

Böyle olmamalı..

Ya da bunların mı savunucu olacaktın diye..

***

Saadet Partisi

Potansiyel noktasında pek mevzu edilebilecek durumu yok..

Ama, özellikle Parlamenter Sistemden çıkış sonrası..

Özellikle son üç yıldır; herkesin mutabakat içerisinde olduğu bir arıza-i durumu var!

Eksen değişikliği..

Ki bu da, partinin ilkelerinin sürekli siyasi hırsa, kin ve nefrete, hasette kurban verilmesi!

***

Yeni partiler!

Partilerin isimleri yeni olsa da; yüzler bildik

Değişen kişilerin günün koşullarına, koltuk ve geçmişin hesabını sorma adına; faaliyet içerisinde olmaları..

Ne gariptir ki, daha yolun başında iken; iç huzursuzlukların içlerinde sürekli payda olmasıdır..

İstikrarlı gidişat yok!

***

Siyasetin muhalefet kulvarındaki bu iç huzursuzluk, elbette ki, icranın başındaki hükümeti de etkilediği gibi, sokaktaki vatandaşın da zihnini yoruyor..

Ülke ve millet olarak; nereye gidiyoruz, neye eviriliyoruz diye sorgulayıp duruyor?..

***

Sonuç itibariyle!

Dedik ya siyasi ahlak ve huzur?

Kaçınılmaz olunan şudur ki!..

Özellikle, muhalefet ve tabi ki iktidar!..

Yeni bir sayfa, ter-ü taze bir siyaset zihniyle, şeffaf, demokratik, uyum ve kucaklayışı değer ölçülerini benimseyen, tarz, üslup ve ahlakla donatılmış, yepyeni bir siyaseti ikmale getirmeleri lazım!..

Ki Parti içi demokrasi, kurumsallaşmalı!

SİYASET VE MAFYA!

Siyaset bu kadar mı renksizleşti diyecektim ki?..

Anladım ki, bu laf klişeleşmiş, anlam da içermiyor?

Artık, yüksek renklilik var..

Bukalemun misali

Her renk, o biçim, kendini gizleyebiliyor..

Bakar mısınız!..

Düne kadar, milliyetçilikten, muhafazakarlıktan, hocadan, camiden, dinden imandan, bahsedenler!..

Övgü ile söz edenler

Ama gel gör ki bugün; yasadışı yapı ve oluşumlara, mafyaya o biçim methiyeler dizerek yüceltiyor..!

***

Şimdi gel de çık işin içerisinden..

çıkış kolay.. al birini vur ötekine deyip, uzaklaşacaksın

Ancak mafya bu deyip korkarsanız, işte o zaman da kaybetmiş olursunuz?..

çünkü, mafya gücünü yaydığı korku oranından alır

Korku yüksekte büyür, değilse çöplük batağına dönüşür

***

ADALET!

Ne diyor Abdülhamit Gül

çamur at izi kalsın anlayışı adalet değildir.

İhbar edilen herkes şüpheli değildir, şüpheli sanık değildir, sanık hükümlü değildir.

Bu kavramların her birinin temas ettiği haklar vardır.

Bu hakları korumak ve geliştirmek, adalet politikalarımızın öncelikleri arasında yer almaktadır.

Şüpheli ya da sanığın peşinen suçlu sayıldığı bir sistemin adil ve güvenilir olması mümkün değildir.

Böyle bir sistemde soruşturma ve kovuşturmaların ciddiyeti ve inandırıcılığı da kalmaz.

***

Hiç kuşkusuz ki...

Kuru ile yaşı, masum ile suçluyu birbirinden ayır etmesi gerekendir adalet

Titizliği..

Şeffaflığı ve hukukun üstünlüğünü tescil ettiğinde; adalet mülkün temeli olur

Yoksa!..

Gücün, nüfuzun ve tabi ki cüzdanın; adaleti olur

Gülün şu sözü önemli.. Lekelenmeme hakkı da hukukun üstünlük amacına matuftur

***

GÜNÜN SÖZÜ

Siyaset mafya üzerinden şekillendirilmeye çalışılıyorsa, düne bakmak lazım!