SORUMSUZLUĞUN DANİSKASI?..
Eklenme: 5/18/2020 12:00:00 AM

Hem de nasıl.. Yaşananlara bakar mısınız?.. Virüs mü, salgın mı, ölüm mü, kimsenin umurunda değil?.. Bu kadar uyarı, bu kadar tedbir, bu kadar ciddi ve radikal yasaklara rağmen, sorumsuzlar bilinçli bir şekilde cirit atıyor

***

Camiler mi kapalı, işyerleri mi kilitli, binlerce insanın bu yüzden işsiz kaldığı mı, mezarlıkların, taziyelerin, hatta cenaze definlerinin insan sınırıyla tutulduğu, yaşlı ve gençlere getirilen sokağa çıkma sınırlaması.? Maske kuralı.. Temizlik ve hijyen.. Fiziki mesafe dikkate almıyorlar

***

Pandemi kurulu.? İl Hıfzısıhha Kurulu.. Ki İl Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Basri Güzeloğlu ve ilgili kurumların işbirliğiyle sağlanan büyük bir koordinasyonla, şehir sağlıklı bir ortamda bu virüsün üstesinden gelsin, diye mücadele etmesine rağmen!

***

Yani, neyi sayarsanız, neyi ifade ederseniz edin?.. Tüm bunlara rağmen, özellikle Diyarbakırımızda büyük bir keyfiyet, sorumsuzluk, umursamazlık akla ziyan bir şekilde hareket edenlerin sergilediği tutum, ürkütüyor.. Denir ya pes dedirten bir hal söz konusu Bana bir şey olmaz sokak magandalığı var..

***

Sanki, Türkiyede 4 bine yakın insan virüsten ölmedi. 2 milyon insan virüs testine tabi tutulmadı. 150 bine yakın, virüs tedavisi gören olmadı?.. Hala hastanede binlerce kişi, bu illetin pençesinde bulunmuyor gibi; bir akıl kilitlenmesiyle; ne olmuş ki deniliyor?..

***

Bakar mısın, dün basına yansıyan Diyarbakırın merkez Yenişehir İlçesinin Ben-ü Sen semtindeki yaşananlara dair görüntüler!.. İzlediğimde şok oldum.. Mahalleli evin çatısına toplanmış, mevlit yemeği var diye iftar açıyorlar Ne sosyal mesafe, ne maske, nede başka bir kural koyuculuk durum yok?!.. Burun buruna, kıç, kıça girmiş herkes!.. Mevlit yemeği yiyorlar.. 10 metrekarelik alanda, onlarca kişi..

***

Peki bu tablo sonrasındaki olanlar?.. Bir kişi rahatsızlanarak, hastaneye gidiyor.. Test yapılıyor, kovid-19 tanısı konuluyor Filyasyon Ekipleri, temas takibine giriyorlar.? O hastanın son temas ettikleri, Mevlit yemeğindeki kişiler.. Bunlara dair yapılan testte çıkan sonuç; 37 kişi pozitif Hepsi hastanede tedavi altına alındı..

***

Gel de çık işin içinden! Yaşananlar açıkça bir sorumsuzluğun, keyfiyetin, acziyetin, şuursuzluğun dik alasıdır?.. Denir ya; kendini düşünmüyorsan bari, etrafındakileri düşün be adam-lar

***

LÜTFEN KURALLARA UYALIM...

Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, dün lütfen Kurallara uyalım diyerek, seslendi..

Hem sosyal medya aracılığıyla, hem de Diyarbakırda ikamet eden vatandaşlara cep telefonu mesajıyla;

Güzeloğlunun mesajı aynen şöyle..

-Aziz Hemşehrilerim,

Lütfen kurallara uyalım ve kazanımlarımızı koruyalım.

Maske takmadan dışarıya çıkmayalım,

Toplu yaşam alanlarında sosyal mesafeyi koruyalım.

Lütfen;

Taziye, mevlit, toplu iftar programları yapmayalım.

Unutmayın,

Tedbirsizlik kul hakkına girmektedir?

***

ZİHNİYET AYNI?..

Kim hangi kulvarda, iki vakıayı yorumlar.. Ya da, gerekçeleri ne olur bilmem!..

Benim diyeceğim şu, Vanda Vefa Destek Grubuna yönelik kanlı silahlı saldırıyı düzenleyen PKK zihniyetiyle, Adana Yüreğir İlçesinde yemek dağıtan Vefa Destek Grubuna saldıran CHPlilerin zihniyetiyle aynı çizgi ve membaaya sahip!

Arada hiçbir fark yok.. Birinin elinde silah, diğerinin elinde sopa!..

***

MEŞRU SİYASET!

Siyasi partilerin ve üyelerinin en büyük çıkmazı meşru siyaseti, kısır döngü içerisinde, illegalleştirmeleridir!..

Ki bu kulvarda ısrarcı bir anlayış dönemsel olarak farklılıklar gösterse de, özü itibariyle yaygın halde ya vesayet ya da kimlik odaklı icra ediliyor.!

Özellikle de, muhalefet kulvarı bu minvalde hayli haşin ve aşinadır iki unsuru kullanmakta!?..

***

İşte size bir kaç örnek!.. En taze ve sıcağı sıcağına iki örnek vermek gerekirse, biri CHP ile HDP arasındaki, saman altında su götürme işbirliğinin halini ortaya çıkaran Vandaki Vefa Ekibine yönelik yapılan saldırı ve 4 Belediyeye kayyum ataması olayı.. Diğeri de, HDP ile İyi Parti arasındaki; son polemiklerden dökülen inci tanelerinin ortaya çıkardığı; dün neredeydiniz sorusunun ikmali!!..

***

Şöyle ki.. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Vanda iki insanın katledilmesi olayını; kınadı?.. Ama kurduğu cümlelerin içerisine, PKKyı dahil etmedi?.. Ki, HDP de kınıyoruz diye kısık ses tonuyla meseleye dahil olduysa da, ancak kimse isim vermediği gibi bir sonraki eleştiri oklarının hedefinde yine iktidar oldu.

***

Ne var ki, CHPnin kurmaylarından, gözaltına alınan HDPlilerle ilgili sayfalar dolusu açıklamalar, destekler Kılıçdaroğlunun tek satırlık beyanını geride bıraktı..

Elbette, hukuki ve demokrasiye uygunluk arz etmeyen, siyasi hamlelere sonuna kadar, eleştiri ve tepki konulmalı..

Ve hiçbir siyasi ayırıma da gidilmemeli..

Ancak, siyasetin de illegal yapılarla, terör, kan ve gözyaşı, şiddeti benimseyen fikriyat ve oluşumlara da, kapı aralayıp, irtibat içerisinde olmamalı!..

Ne kendini o yapının siyasi figürü olarak görmeli, ne de böylesi bir görevi icra etmeye yeltenmeli?..

***

Yani meşru siyaseti ve somut fikri olmalı!.. CHP ve HDPnin siyasi kulvardaki ilerleyişi şuan, HDPnin siyasi kulvarında faal olan eş başkanlık sistemine dair, bir eğilim ve meyillin söz konusu olduğunu söyleyebiliriz..

Bu da, CHP HDPlileşiyor mu sorusunu, öne çıkarıyor?..

çünkü, CHP lideri ayrı, kurmayları ayrı bir politika benimsedikleri gibi, HDPde aynı siyasi yolu tercihte, mahirlik gösteriyor Tencere kapak misali; muhalefet anlayışı vaki!!

***

Gelirsek, HDP ile İyi Parti arasındaki dökülen incilerin taneliğine! Öncelikle, yerel seçimler öncesinde millet ittifakı bloğunda gizli ya da aleni yol seyrinde; güller yoğun bir şekilde; yollara döküldüğünü biliyoruz. Gül döktüm yollarına?! şarkıları çok çalındı, miting meydanlarında?...

***

Akşenerin, Demirtaşa methiyeleri.. Cezaevindeki haline dair, beyanları..

HDP Yönetimine ve siyasilerine dair söylenenleri?..

Terör soruşturması kapsamında, gözaltı ve tutuklamalara karşı; siyasi hasımlık bunlar deyip, bayrak açma halini, ne oldu da bugün, özellikle son haftalardır, hasımlık kulvarına geçiş yapıldı

Yani, illegal işbirliğinden meşru bir zemine kayış mı yoksa diyelim!?

***

Görünen o ki, Akşener yeni bir bloğun işaretini aldığı içindir ki, HDPye giden elçileri Sırrı Süreyya Önderin inisiyatifiyle infaz etmeye bıraktı!..

Ne diyor Önder, Bize aracı gönderen bir parti, bize koordinat çizemez?

Akşener ne diyor, Biz HDPyi PKKnın yanı başında, uzantısı görüyoruz?

Ahmet Türkte lafa karışmış, Akşenerin dili ayrıştırıcı?

***

Gel de iki tarafa; günaydınlar bay ve bayanlar? deme! Dün aklınız neredeydi, bugün aklınız kiminle meşguliyet içerisinde? Yeni mi meşrulaştınız yoksa, meşru iken bugün mü illegalleştiniz?

Netice itibariyle CHP de ve İyi Parti de, HDPnin PKKnın yanı başında ve siyasi uzantısı olduğunu biliyor, söylüyor ve buna da inanıyor

Ama iş; somuta gelince alizemi bir siyasetle mevzuya bakış ortaya konuluyor

Ki bu durum; işine geldiği gibi.. Gün siyaseti!..

***

Anlam güçlüğü çekilen HDPnin illegal siyaseti bile bile icra edip, bunun meşru siyaset olduğu iddiasıyla, sürekli kafa yorması ve yordurmasıdır!

40 yıl oldu HDPnin siyasi akımındaki partiler ve üyelerinin ağzından, nail olmamıştır şu söz Biz PKKnın uzantısı değiliz diye

Bırakın, uzantısı değiliz sözünün yerine, bizi nasıl PKK ile itham edersiniz, iftira atıyorsunuz, biz terör örgütünün ne yanı başındayız, ne uzantısıyız, ne de kuyruğuyuz gibi bir ifade beyanı olmamıştır..

Ama ne hikmetse; biri dediğinde fena şekilde tepki ve bozuk çalıyor olması da ayrı garabet!

***

Demek ki; muhalefetteki siyasi partilerin vaki olan siyasetleri meşru siyaset değil açık ve aleni bir illegal siyaset faaliyeti, gayreti ve anlayışı söz konusudur!..

Bunu icra eden, hep muhalefette lokomotif olan partiler olması da ayrı bir hadise!.

Tuhaf olan, iktidardaki partiler de iktidar olmadan önce aynı çizgiyi benimsemiş olmasıdır..

İktidara gelindiğinde; her şey tersine dönüyor.. Yani; gün oğlu siyaseti dün olduğu gibi bugün de hakimiyet sahibi!..

Görünüyor ki, yarın da öyle olacak?

Özetle, illegal siyasetle, legal siyaset artık birbirini besleyen; güçlerdir..

***

TEPİNİN DE TEPİNİN!

Grup kesimin, bu kez, tepindikleri canlı yanında bir dil sürçmesi!.. Üzerinde tepindikleri isim ise; Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy.. İstanbulla alakalı Beyoğlu Yolu Projesiyle ilgili konuşurken, İstanbulun fethi yerine, işgal demiş.. Her ne kadar sonrasında, hep fetih dese de.. Derler ya; laf ağızdan bir kere çıkar..

***

İşte, 48 saattir bu güruh kesim!.. Ersoyun dil sürçmesi demesine rağmen, yanlışlık oldu, özür dilerim gibisinden paylaşımlarda bulunmasına rağmen; tepin de tepin üzerine, muhalefetin kerameti kendinden menkul trolleri, saldırı üzerine saldırı yapıyorlar.. Akla ziyan, analizler yapılıyor, yok böyle, yok şöyle diye..

***

Biliyorum!.. Bunlar bir iki kelam ettikten sonra, yine diyeceklerdir ki, hükümet suni gündem yaratma gayreti içerisindedir.. Ki ülkenin ve milletin meseleleri konuşulmasın diye, böylesi içi boş mevzularla zihin, yoruyorlar, meşgul ettiriyorlar diye! Ne diyelim; meşru ve illegal siyasetin iççice dokusu, bunu gerektiriyor?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bir deli dostun olacağına bin akıllı düşmanın olsun?.