YALANA İTİBAR KAZANDIRAN OLDUK! (Aşını ol Diyarbakır…)
Eklenme: 7/26/2021 12:00:00 AM

Denir ya; yalanı, yalancılığı keşfedenler Amerikalılardır Fransızlara gelince! Onlar da, yalana takla attırıp, şekli şemalini allayıp pullayıp, servis edenlerdir Avusturalyalılar Pişkinlik ve yüzsüzlükle, üstlerine yoktur Yalana, şık ambalajı libas giydirenlerdir..

***

Ya Türkiye! Ne yazık ki, son bir asrın dejenerasyonuyla yalana dair; elimize su dökemez oldular bunlar! çünkü, kariyer ve itibar kazandırdığımız gibi; mesleki ve sektörel bir ticari kulvar haline getirdik; yalanları.. En vahimi ölümcül hale bile, yok ya der olduk!

***

Bakar mısınız; virüs belasıyla yer küresi sarsıntı içerisinde.. Patır patır insanlar ölüyor.. Ve her Allahın günü yeni varyantlar ortaya çıkıyor.. Ama gel gör ki, ülkemizde aşıya dair, geliştirilen yalan terörü, akla ziyan bir kariyer ve meslek icrasıyla, sahiplenir hale gelindi!

***

Aşı diyoruz.. Toplumun yüzde 80inin aşılanmasıyla, toplumsal bağışıklığı kazanarak virüsü alt edebiliriz diye, dövünüyoruz.. Korona virüsü sıradan bir mikrop haline getirmek için, olmazsa olmaz hal-i hazırdaki tek silahımız olan aşı olma sorumluluğumuzu, yerine getirmemiz gerekir, diyoruz!

***

Bunları derken.. Ki her gün ölüm vakaları, vaka sayıları, bülten halinde açıklanırken Hele ki, bayram ve 9 günlük tatilin rehavetinin yarattığı vaka sayısındaki artış, verilere gün be gün yansırken.. Aman ha aman; maske, mesafe ve hijyene dikkat diye söylenip durulurken!..

***

Dünya Sağlık Örgütleri.. Bilim Adamları.. Akademisyenler.. Sağlık Bakanlığı.. Sağlık Kurulu.. Pandemi kurulu.. Hekimler.. Doktorlar.. Ölümcül virüse karşı ey vatandaş aşını ol çağrısını, yedi yirmidört avazları çıktığı kadar, bağırırlarken!.. Biz hala, fısıltı gazetesinin yalanına, kariyer ve mesleki itibar kazandırarak, peşine takılmış vaziyette dolu-dizgin virüsün kucağına koşuyoruz!...

***

Bir çok dünya ülkesi aşı bulamazken! Biz aşıyı ücretsiz ve isteyenin ayağına götürerek, gel aşını ol, şifa bul, virüsü alt edelim diyoruz!.. Ama gelen yok.. Aşı olma hakkına sahip, 18 yaş üstü olan, 23 milyon kişi halen aşısını yapmamış!.. Nedenine gelince, fısıltıya kariyer kazandıran yalanın ürettiği; aşı kısırlaştırıyor iddiası?!

***

Sorun büyük!.. İşte bu yalan efsanesinden kurtulmamız, somut ve gerçekçi, sağlıklı, düşünebilen, konuşabilen bir ortama kavuşabilmemiz için; toplumsal ve bireysel sorumluluk, ilkesiyle, hareket etmeliyiz.. Sağlık Bakanlığı kadar, hükümet ve tüm siyasi akımlar meseleye odaklanıp, büyük soruna neşter atmaları lazım!

***

İşte Diyarbakır!.. Son üç günlük bilançoya baktığımızda; günlük vaka sayısı 500e çıktı!.. Peki aşı olan var mı; yok!.. Risk haritasında, kıpkırmızıya döndük.. Aşılama oranı yüzde 20.. Yani yüzde 80imiz, aşı olma sorumluluğunun firarindeyiz!?.. Ki bu bir ölçüde öldüren, öldürmeye teşebbüs öden, ölümlere göz yuman kişi olma noktasında; sanık olmadır!... Bir numaralı faildir..

***

Ne diyor, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan Aşılar bulaşıcı hastalıkları önleme açısından en önemli araçlarımızdan biri. Bugüne kadar birçok hastalık aşılar sayesinde yok edildi. Bu bilinçle hareket etmeliyiz. Aşı olmak, toplumsal sorumluluğumuzdur

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Kocanın son paylaşımı.. İkinci dozu olmayanların sayısı 17 milyon. çift doz aşı olup, 3. doz aşıya gelmeyenlerin sayısı 9 milyona yakın. Aşıdan istediğimiz sonucu almak için süreci hızla tamamlamalıyız. Şu anki sorun, tedbirlerin esnetilmesidir. Kontrolü ele alalım.

Kaç gündür, yoğun bir kampanya yürütülüyor kentte!.. Ama hala da, en düşük aşı olan, kentlerin başında gelmekteyiz! Önceki gün bir paylaşım yaptım.. O paylaşım hayli etkili de oldu Gerek paylaşıma düşen notlardaki ifadeler olsun Gerekse ilgili ve yetkili birimlerin, arayıp, mesajın adrese ulaştığına ilişkin bilgilendirmeleri olsun!

***

Buradan da o paylaşımı aktarmak istiyorum!

Şöyle ki;

Canı cana katmak, cananı da yaşatmak için,

Huzurlu, mutlu ve sağlıklı günlere ulaşmak için,

çarşıda, pazarda, işte, sevgi ve muhabbetle kucaklaşmak için,

Gözyaşı dökmemek için,

Mezar taşlarına dayanıp ağıtlar yakmamak için,

Toprağa verdiğin canın taziyesini bile yapamaz hale gelmemek için,

Ey kadım şehrin kadirşinas insanları,

Mümtaz şahsiyetler,

Ne olur aşınızı yapın..

En yakın sağlık merkezine gidin hayat için aşı olun!

***

Hasılı kelam, yalan ve hiçbir bilimsel, akademik geçerliliği olmayan, fısıltı gazetesinin, yarattığı efsanenin kurbanı olmamak için!.. Hakikatlere, odaklanalım! Bu ölümcül virüs; şakaya, alaya, boş vermişliğe, keyfiyete gelmez!

***

DELTA VARYANTININ ETKİSİ!

- BİR: Delta varyantının bulaşma mekanizması orijinal klasik COVID-19unki ile aynı, yani solunum yoluyla ve daha çok kapalı yerlerde bulaşıyor.

- İKİ: Buna karşılık Delta varyantının bulaşıcılığı 2 kat fazla.

- Üç: Delta pozitif bir hasta klasik COVID-19 pozitif kişiden 1000 kat fazla virüs taşıyor. anlamı, bu kişiler daha fazla hasta anlamına gelmiyor ama daha bulaştırıcı bir taşıyıcı haline geldikleri kesin.

- DÖRT: Aşısını olmuş biri Delta varyantını taşıyan birinden az miktarda virüs alırsa, hasta olma olasılığı düşüktür

Sonuç Delta varyantına yakalanmamak istiyorsanız Mutlaka maskenizi takın, mesafeye uyun!.. Ki, hiç olmazsa daha az virüse açık olursunuz...

***

DEĞİŞEN KABUĞA DİKKAT!

Akıntıya kapılmaya gerek yok.. Siyasi, ideolojik ve duygusal, şahsi ve tepkisel yaklaşılmamalı! İtici, kutuplaştırıcı, yaklaşım içerisine de girilmemelidir Evet, medya.. Yazılı da, görsel de, sosyal medya da!.. Bir bütünlük içerisinde; medya çok yönlü, bir değişimin, dönüşümün kabuk değişikliği içerisinde! Hassasiyeti yüksek; bir zaman dilimini tüketiyor.. Onun için de, samimi, ihlaslı bir fikri bakışla, dikkat edilmesi gereken hususlar vardır.. İşte bunlara ciddi ve sorgulayıcı bir akıl moduyla, yaklaşmak lazım...

***

Medyaya yansıyan, ya da kendi içinde yaşanan, olayların muhtevasına odaklı, bakış ve ortaya konulacak fikrin, ilkeleri şu kodu tabu etmelidir.. Birincisi olaylara ve şahıslara ne duygusal, ne tepkisel, ne de tarafgirlik bir bakış içerisinde olup, yaklaşmamak lazım.. Bunların yerine, süreçleri, kimlikleri, yaşananları, yekn serin kanlığı, duygu körüğüne kapılmadan; irdeleyip değerlendirmek gerekir!

***

Ki, burada hem perdenin önünde olup-biten nedir hem de perdenin arkasında, amaçlanan, hedeflenenler, nelerdir?.. Yani resmi, bir bütün görüp, okumak en sağlıklı, değişimdir!.. Özellikle, gelinen çağ ve henüz kontrol edilemeyen sosyal medya kulvarındaki, değişkenlik hali, üstadın ifadesiyle ağzı sütten yanan, yoğurdu üfleyerek yer misali, hadiseleri okumak lazım

***

çünkü, kurumsal kimlik kazanmış medyada yazılan, çizilen, konuşulanlar ile hiçbir kurumsal kimliği olmayan, çeşitli mecraların akımında, sadece iktidar aşıklığı ya da sadece iktidar karşıtlığı, hasımlığı, beri yanda ülke ve millet düşmanlığı, çıkar, menfaat, rant odaklı, kirli ve karanlık hesapların aksiyoner faaliyetlerin sonuca ulaşma adına; halk avcılığına soyunanlar dikkat edilmeli!

***

Yerli, milli ile yabancı, elin gavuru iyi ayırt edilmeli!.. çünkü burada samimiyet ve şeffaflık derecesi, ince bir çizgidir!.. Belli olmayan, üstesinden gelemeyip, o çizgiyi fark etmeyen birilerine çantada keklik, fark edip, salih niyetiyle gören; ezber bozucu olur!.. Ki, medyanın bugün yerli ve milli olabilme noktasında, sorgulanır hale gelmesi de; işte bu ezber bozucu, gerçekle yüz yüze gelmesindendir!

***

Ne diyoruz!.. Kendi halkının ekmeğini yiyen halkın kılıcıyla, arenaya çıkar.. Ama elin gavurunun ekmeğini yiyen, onun kılıcıyla, arenaya çıkar.. Ve bu iki kılıçın çıkacağı arenada, bu topraklarla; siz deyin tribündeki ahali, kime tezahüratınız olur!?.. Neyse; yerele odaklanın Mahallesi temiz olmayanın, şehri de, şehri olmayanın ülkesinin de, hal-i durumu pek pirüpak olmaz!

***

VATAN HAİNLİĞİ, UCUZLADI!

Baksanıza, Bülent Serttaşa! Kendi değişimine özgü bir klip yapmış.. Akdeniz isimli şarkısına ilişkin Klip, erotik içeriklere sahip olduğu için, şikayet konusu olmuş!.. YouTube de, yayından kaldırmış.. Bilahare, tekrardan yayına almış!

***

Şikayete dair Serttaş, açıklama yapmış.. Ama sanırsınız ki, milli bir meseleymiş gibi! En ciddi devlet kurumu misali; döktürmüş! Demiş ki; Bunu yapan vatan hainidir.. Sonrasında eklemiş; Ben ülkemin tanıtımı için, çabalıyorum Onlar yasaklamaya çalışıyorlar!

***

Vah da vah! Ne milli, ne de yerli olmayan!?.. Her sahnesi erotik olan.. Ülke insanının, tüm değerleriyle oynayan ve dinamitleyen klipin vatan hainliği potasına sokulmasına, söylenecek söz, ne de ucuzmuş şu vatan hainliği! Meğer; vatanın selameti, erotik klipteymiş!?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kötü insan başkasının üzüntüsü ile rahatlayandır.