"YALANIN PEŞİNDE" KOŞMAK!...
Eklenme: 6/15/2021 12:00:00 AM

Bakar mısınız, ülke üç gündür bir isim değişikliği yalanı üzerine, zihin savaşı veriyor

Bir tarafta CHPnin hazırlamış olduğu kumpaslı, rapor!..

Diğer tarafta, doğruluğu aklından çıkarıp, hasımlık körlüğüyle, yalana sarılan, yazılı ve görsel medya!..

Ve, yandaş tarafından atılan manşetler...

çankırıda oğluna verdiği Recep Tayyip Erdoğan ismini değiştirmek istemiş..

Nüfus müdürlüğüne gitmiş, görevliler bunu yapamayız, bizi sürerler demiş..

***

Farkında mısınız!..

Artık yalanın bu kadarına da pes diye, bir laf işitilmiyor

çünkü, yalan sıradanlaştı..

Kumpas ise, günlük yaşamın bir parçası haline geldi..

Kör olası, hizipleşme ve cepheleşmenin yıkıcı hali; düşünme, düşünebilme kabiliyetini de, devre dışı bıraktı!..

Kim kime, iftira ne kadar atabilirse atsın!..

Doğru, gerçek fark etmiyor

Salla gitsin

Nasıl olsa; tarafların cephesinde yalanı, atmasyonu, kumpası, hileyi, şeytani ruhu, karakteri satın alan çok!

***

Kimse çıkıp da!..

Bir saniye yahu, sizinkisi yalan, hem de kuyruklu yalan?..

Bir kere, İsim değişikliğinde yetkili kurum, Nüfus Müdürlüğü değil ki..

Hele ki, nüfus memurunun hiç ama hiç yetkisi, dahli ve işlem yapma gibi; sizin aklınızla atmasyonu olamaz!..

Tek yetkili, Yargıdır, Mahkemelerdir..

Mahkemeye isim ya da soyadı değişikliği için, müracaat edilir, karar çıkarsa değişiklik uygulamaya girer..

Yoksa yok!

***

Kısacası; tek yetkili yargı iken!..

Yapmam, etmem, beni sürerler gibisinden lafların, ne teknik, ne yetki, ne de kurumsal bir imkanı ve ihtimali olmadığı gibi; diyenin de ne büyük yalancı olduğunu bilir

Nitekim, çankırı Valiliği, Nüfus Müdürlüğü böyle bir atmasyonda bulunanları, telin ediyoruz dediler!

***

Hal-i durum bu iken

Ne CHPnin raporunu hazırlayanlar!..

Ne de yazılı ve görsel medyanın, manşet atıcıları..

Ve ne de; vakıa üzerine zihin yoranların, hakikatin peşine düşmeme halleri!..

Ama azıcık, mal bulmuş, mağribi gibi olmazlarsa..

Sazan balığı gibi, atılmazlarsa

Yahu, yalancının mumu yatsıya kadar yanar diye bir ata sözümüz var, deseler!

Farkına varacak, yalanlarının yüzlerine, çarpacağını..

Ama kime dersin!..

Deve kuşu misali, kafalar kuma gömülü

***

Nitekim hala; usturuplu yalanların peşindeler!..

Ar damarının çatlama hali!

Bir kaygı, bir çekince, bir ayıplı durumun vücut bulacağı, karakterine sahip değiller ya!..

Netice itibariyle, isim üzerindeki yıkıcı, insani, vicdani karakteri ayaklar altına alan ruh, siyasetteki cepheleşmenin ulaştığı vahim boyutu, gözler önüne seriyor!

Denir ya, körler, sağırlar birbirini ağırlar..

***

DEDAŞIN KAçAK KUMPASI!..?

Denir ya; bir bu kalmıştı?

Abonelere kaçak tuzağı kurup, yüklü miktarda ceza kesmek!

Ne yazık ki, onu da DEDAŞ yaptı..

Zaten özelleştirmeden sonra, aboneleri soymada her yol mubah ilkesinden taviz vermişliği yok!

Ne diyor, Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan

DEDAŞ abonelerine kaçak kumpası kurarak, yüksek oranlarda ceza kesiyor..

Ve bunu da, sahada DEDAŞ personeli ne kadar kaçak, o kadar prim senaryosuyla yapıyor..

***

Bozan senaryoyu şöyle aktarıyor..

Prim almak için, personel denetime çıkıyor.

Sayaçları açıp inceliyor.

Bu esnada, kaçak enerji bağlantısını bizzat kendisi oluşturuyor.

Resim çekiyor.. ve kaçak var deyip, işlem yapıyor..

Bozan, iddialara ilişkin yetkili ve etkili birimleri, emniyeti göreve çağırıyor

Bozan, Kaçak elektrik kullanımına karşıyız derken, DEDAŞın vatandaşı söğüşlemesi,

Personellerinin de kaçak kumpası üzerine primlere odaklanması; büyük mağduriyetler oluşturuyor..

İrdelensin!

***

Doğrusu, Bozanın bu iddialarına benzer hadiseler, bir süredir kent gündeminde..

Ki salt Diyarbakır değil, bölge illerinde de durum aynı şekilde; tepki doğurarak, konuşulup, tartışılıyor?

Kısa süre önce, Kayapınardaki iki sitenin, 17 abonesinin yaşadıkları..

Ne diyorlar..

Saatler dışarıda.. Trafo dışarıda..

Ve her şey, DEDAŞın kontrolünde..

Ancak, ekipler gelip, kaçak enerji kullanıyorsunuz deyip, ceza kesti..

Bir değil, tüm siteye!..

İtiraz eden, cezayı iptal ediyor, etmeyen ödüyor..

Yani; kimi yakalarsa misali, bir anlayış var..

Velhasıl!.. Bozanın ifade ettiği gibi

Vücut bulan bu ahlaksızlığı her kim yapıyor veya uyguluyorsa, görevini kötüye kullanıyorsa, vatandaşı soyacak kaz olarak görüyorsa; Adli Yönde sorgulanıp, soruşturulmalı!

***

ADALETİ ARIYORUM!

Kim için, ne için, kime ilişkin Adaleti arıyorum!..

Sevdiklerim için mi?..

Ya da kendim için mi?.

Hayır..

Ben Adaleti, herkes için arıyorum.?

Ki salt, Yargıda, mahkeme koridorlarında aramıyorum!

Bilumum her yerde..

Siyasette, ticarette, rekabette..

Makam, mevki, iş, güç, istihdam, öğrenim, trafik..

Hatta ve hatta, evde, işte, çarşıda, aşkta bile!..

DEDAŞın abonelerine kestiği, kumpaslara da adalet arıyorum

Adalet kelime itibariyle, Hazreti Ömerin (r.a) buyurduğu gibi.. Dicle Irmağı kenarında ayağı aksayan kuzudan sorumlu olabilmek!.. Peki hal-i durum noktasında, Adalet vaki mi, ya da arayan var mı?.

Ne yazık ki, bakar mısınız Bay Kemale o adaleti kendisine has, arka bahçesine arıyor?..

Ahaliye değil

***

GÜNÜN SÖZÜ

Rıza yolunda biraz cefa gördük diye Rahmana naz mı edeceğiz.