YENİLGİNİN 21 SATIR BAŞI…(2)
Eklenme: 6/26/2019 12:00:00 AM

Dünden devam diyoruz.. Malum, dün 10 satırbaşı konuyu sizlere aktardık. Bugün de; satırbaşı onbir mevzuyu irdeleyeceğiz..

Evet, AK Partinin İstanbul yenilgisindeki etkenler aslında bir çok yansımanın da deşifresidir.. Neyse, bakalım notlara..

SATIRBAŞI ONBİR; KÜRTLERİ KENDİNDEN UZAKLAŞTIRDI

AK Partinin Kürtler üzerinde yarattığı tahribat üretici algı..

Kürtler yok.. Kürdistan Yok.. Diyen varsa, gitsin.

İşte, Kuzey Irak beyanı.. Kayyım atanan.. Ki 31 Mart sonrasındaki, bölge belediyelerinde..

Özellikle, AK Parti Belediyelerindeki Kürtçe tabelaların, kaldırılması gibi akla ziyan inkar, asimilasyon düşüncesinin körüklenmesi..

Terörle Mücadeleyi, Kürt politikasıyla eşdeğer tutulması..

Bölge halkıyla, HDPyi, Kandili ve İmralıyı tek kefede tutan bir siyasi argümanın sıkça batıda kullanılması.

***

SATIRBAŞI ONİKİ; MİLLİYETçİLİK DİLİ AĞIRLIKLI KONUŞTU

Kuzey Iraktaki Kürt yönetimine karşı, hükümetin dışlayıcı bir politika içerisinde olduğuna dair, hava oluşturulması.

Suriyenin kuzeyindeki gelişmelere dair yürütülen operasyonel faaliyetlerin, Kürtlere yönelik bir politika olmadığı gerçeğine ilişkin makul ve ikna edici olunmadı.

Özellikle, terörle mücadelede yürütülen başarının rakamsal verilerle sıkça, ifade edilmesi

Der demez; tepki, içten bir duygu kırılması yaratıyor.

Şu veya bu şekilde, çocuklarının eline silah verilip, birer terörist olarak görülse de, ana, baba kardeş yüreği var..

Acı hissettirir..

***

SATIRBAŞI ONÜç; KÜRT KIRILMASINI DÖNÜŞÜME EVİREMEDİ

Hendek.. Barikat.. Şiddet sarmalıyla; Güneydoğu illerindeki virane halinin yarattığı, kırılmayı AK Parti..

Özellikle, hükümet doğru ve hakikat ölçeğinde, kontrolüne alamadı.

Kayyımlarla, bir hizmet üretimi oldu.

Ama, şifa olmadı.. Binalar yapıldı.. Yollar yapıldı. Kaldırımlar, parklar, caddeler oluştu.

Ama velakin, gönüllere, yüreklere, kalplere dokunulmadı..

Acıların tedavisi dilenci misali bir işleme tabi tutulunca, gönül çifte kırılma yaşadı.

İşte Surdaki halkın perişanlığı.

Terk-i diyar oldular. Kimileri de, İstanbula göç etti. Hala bile, bin lira olan kira yardımı dahi ödenmiş değil.

Bir veriliyor, iki verilmiyor.

***

SATIRBAŞI ONDÖRT; CUMHUR İTTİFAKININ YARATTIĞI TRAVMA

MHPnin milliyetçilik söylemi, AK Partide de siyasi fikriyat olarak dönüş alması, Kürtler açısından..

Özellikle batı illerindeki bir çok kesim kadar, muhafazakarlarda gönül koyma oldu..

Bir umut, bir beklenti, bir çözüm limanı olarak gördüğü Ak Partiden, uzaklaştı..

Ak Parti düzen partisi, fikrini ağırlaştırdı..

Bunda, partinin sözde Güneydoğu kurmaylarının da, zafiyeti yüksek derece, pay olarak vardır.

çünkü, rehber olmada üstlerine düşeni, yapmadılar..

Belki korkudan söylersem konumum elden gider..

Belki, oh be böyle iyi, hep ben.. İstanbul seçmenini..

Özellikle, küskünler için..

Hele ki, Kürt seçmenlerin ikna edilmesi, muhafazakar kesimi, Ak Partiyle buluşturma gayretine dair strateji tam bir hezimet tufanı.

Tıpkı, Diyarbakırdaki vahim kayıp gibi.. İş biz bize hayran, biz bize kurban, kendin pişir, kendin ye..

Sabah, akşam öğlen bol yıldızlı otel ve yemek salonlarında, mide keyfiyeti, zenginliği yaşa..

Diyarbakırda Ak partiye hezimet yaşatanların, İstanbulda kurtarıcı pozisyona alınmaları..

Ve bunlardan medet umulması

Senin yüzünden, İstanbula kaçtım. şimdi karşıma çıkmış, benden oy istiyorsun..

Hadi ordan.. diyen çok oldu.

***

SATIRBAŞI ONBEŞ; 28 ŞUBAT BENZERİ FETÖ OPERASYONLARI

FETÖ terör örgütüne yönelik operasyonlar

KHK kapsamında sakıncalı diye işten çıkarılanların sayısındaki artış. İşlemler giderek, 28 Şubatla örtüşür hale dönüşmesi..

Sapla-samanın, at izi it izine karıştırılır olunması; ciddi bir toplumsal kırılma ve öfkeyi, ayrıştırıcı duruma neden oldu?..

Yasaklı ve sakıncalı gösterilenlerin, aileleri, yakınları, akrabalarının gözleri önünde oluşan mağduriyetin, faturası düşünülmedi.

Ki halkta genel kanı, gerçek FETÖcülerle mücadele edilmiyor?

Neden FETÖnün siyasi ayağına dokunulmadı gibi soruların, yükse perdede dillendirilmesi?

***

SATIRBAŞI ONALTI; MAHALLİ SEçİMLERİ BEKA SORUNU YAPMAK

BEKA vurgusu..

Yerel seçimlerin bu atmosferin içerisine sokulması bile bile, rakibi devleştirdi.

İş vahimin de ötesinde vahim bir genellik aldı.

Aslında, siyaseten bir belediye başkanlığı Ama, had aşıldı

Haklı gerekçeler, kontrolsüz tanım ve anlatımlar, haksızlığın despotik ruhuna, dönüştü

Nitekim, Beka, beka, beka denile, denile ülke elden gitti, sözüne döndü..

İstanbul seçimleri kaybedilirse; Türkiye bölünür, parçalanır, dağılır noktasına getirildi..

Bu kadar da abartı!

***

SATIRBAŞI ONYEDİ; İç SİYASETİN, DIŞ POLİTİKAYLA KONU EDİLMESİ

İç siyaset, dış siyasetle.. Dış siyaset, iç siyasetle..

Ne gariptir, dünyadaki bu minvalde gelişen siyasi hava, Türkiyede de fena şekilde, soluklandırıldı. ki baş müsebbipte, Ak Parti oldu.. Batı özentisi..

Bir ilçe Belediye seçimi, Hollandayla eşleştirilen fikriyat yorumuna malzeme oldu.

***

SATIRBAŞI ONSEKİZ; ABDULLAH ÖCALAN KARTININ KULLANILMASI

Ki en büyük bomba.. Ben bile hala o bombanın şokundayım..

Abdullah Öcalan kartının, sahaya sunulması.. Derler ya; kaş yapayım derken, göz çıkarma..

Aynen de öyle. En sert Kürt çıkışları yapacaksın.. Kandile üst üste operasyonlar kesintisiz sürecek..

Siyasi kanadı diye gördüğün, HDPye en gayriz laflar edeceksin. Parti üyeleri bir bir cezaevine girecek.

Genel Başkanları cezaevinde tutulacak. 8 yıl avukatlarının bile görüşmesine izin verilmeyen, Abdullah Öcalanla görüşmeler başlatacaksın.

Ailesi görüşecek.. Avukatlar ziyaret edecek. Sonra seçime 4 gün kala, tarafsızlık mektubu var, bombası patlatılacak.

Demezler mi; bu ne yaman çelişki?

***

SATIRBAŞI ONDOKUZ; 31 MART ÖNCESİ, 23 HAZİRAN ÖNCESİ

Hele ki, kırmızı bültenle aranan.. Arananlar listesinde bulunan, Öcalanın kardeşinin, devletin bizatihi kendi kontrolündeki bir televizyon kanalında, söyleşide bulunulması..

Yani Osman Öcalana kadar, İstanbul seçimlerini, önemsemek!..

Pek tabi ki, etki tepki oluşturdu. O da, Cumhur ittifakının, ortağında.

Milliyetçi, ülkücü kesim görüldü ki; İstanbul seçimlerinde AK Partiye oy vermedi.

Nitekim, bu yönde Bahçeliden yükselen mesajların muhtevası da bunu hissettirdi.

Tezgah içerisinde, tezgahın, kurgusu!.

***

SATIRBAŞI YİRMİ; VATANDAŞIN CEBİNE YANSIYAN ATEŞ GÖRÜLMEDİ

İşçinin.. Memurun.. Emeklinin.. Kadro bekleyen sözleşmelinin..

çarşı-pazar, manav.. Dövizdeki, dengesizlik.. Faiz..

Yani ekonomideki krizin, İstanbul odaklı seçimin etkenleri ve argümanları olarak, kullanılırken, beklentilerin aksine, düşüncelerin üretilmesi

Milli ve yerli meselelerin, ucuz yerel siyasetin, sofrasına meze olarak konulması, bu ne acziyettir dedirtti..

***

SATIRBAŞI YİRMİBİR; PARTİ YÖNETİMİ ÖZELEŞTİRİYE YANAŞMADI

Ve, Diyarbakır plakasıyla kayıptaki satır başlarını noktalayalım..

Hani bir söz var; kızını dövmeyen, dizini döver misali

Dahası; kendi düşen ağlamaz..

AK Parti; özeleştiriyi dış yansımada yaptığı algısında ise de, özünde özeleştiriye kapıları kapalı tutuyor.

Yoksa, dost acı söyler gerçeğiyle bugüne kadar söylenenlerin yüzde 10una kafa yormuş olsaydı.. Son seçimlerden çıkan ders-i ibretleri kafasını iki elinin arasına alıp düşünseydi..

Dünün hatalarında ısrar etmemiş

Yolsuzluğa, usulsüzlüğe, şaibeye, çıkara, kibire, parti üstü tepeden bakanlara silleyi vurup, bu trende işin yok deseydi..

Gündüz külahlı, gece silahlı; çifte karaktere sahip, siyasileri rehber etmemiş olsaydı

FETÖnün, PKKnın en büyük derin işbirlikçilerinin yıllar yılıdır Partide el üstünde tutulduğu, gerçeğine vakıf olunabilseydi.. FETÖnün siyasi hesabı, kamuoyu önünde verdirebilinseydi. çok ama çok şey; değişirdi?

(Devamı yarın)