Eee; yumruklar konuşunca sesler kesilir demişler! Dün, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de böylesi bir sessizliği(!) yaşamış!.. Ama yumruklu ve küfürlü sinirlerin gergin, gözlerin fal-taşı gibi açıldığı bir şekilde yaşanmış!! Yani o biçim inlemiş, belediyenin koridorları!!

***

Peki, mevzu ne?.. Hadise, personel alımı için!.. Senden mi, benden mi, neyin hesabı ise, uzlaşılmaz olunca, iş fiziki güce dönmüş!.. Kimin gücü kime yeterse, kimin yumruğu sert ise!.. Peki ilk yumruğu atan kim?.. İşte orası muamma!?.. Eee, ilk yumruğu atan hep haksız görülür de onun için, ilk yumruğu kim attı diye hep sorulur ya, ondan!..

***

Failler kim derseniz?!.. Biri Park ve Bahçeler Daire Başkanı Ahmet Özkaraaslan.. Diğeri de, Destek Hizmetleri Daire Başkanı Sedat İpek Tarafların haşince kullandıkları yumruklar çok sert olacak ki, burun kırılmış, kaş patlatılmış.. Bereket versin ki, araya girilmiş yoksa kaburga kemikleri de, kırılmanın tadını alacakmış çetin kavgadan!!

***

Kısaca hadise ucuz atlatılmış.. Nitekim taraflar birbirinden şikayetçi olmadıkları gibi, iş karakolluk olmamış! Doğrusu kavga ve belediye koridorlarının inleme haliyle gelişen mevzuyla alakalı şükürler olsun ki, taraflar Diyarbakır eşrafından değil, ya olsa idi, kesin mevzu derin olurdu!..

***

İpek ve Karaaslan iyi ki Diyarbakıra atanan iki ithal bürokrat! Özkaraaslan Kocaeliden, İpek ise Ordudan Diyorum ki, yerli olsaydı, ne iddialar sıralanıp durulurdu şimdi peşlerinde! Adli işlem başlatılır mı, başlatılmaz mı bilmem! Ama idari işlemin olduğu ifade ediliyor.. Yazıyı kaleme alırken, henüz resmi bir açıklama olmamasıyla beraber, kulis bilgilerine göre, Özkaraaslan görevden alınmış!

***

Hasılı kelam!.. Büyükşehir Belediyesinde son bir hafta içerisinde vuku bulan, mevzuular der demez neler oluyor dedirtmiyor değil!.

***

Ki geçtiğimiz hafta da, Kaynak Geliştirme Daire Başkanı Hayrettin Bahçivancı, daha önce il müdürlüğü görevinde bulunduğu Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğünde, 2020 yılında yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlükten dolayı gözaltına alınmış. çıkarıldığı mahkemece adli kontrolle serbest bırakılmış.. Belediyedeki görevinden de gözaltında iken, el çektirilmişti..

***

Bu arada, Kadın Politikaları Daire Başkanı Handan Eker de, aynı gün görevden el çektirilmişti.. Nedeni; pek açıklanmadı!.. Şu Katı Atık Tesisinin ihalesiyle ilgili yürütülen Adli Tahkikatı da gelişmelerin terazisine aldığınızda, düşündürücü bir tablo ortaya çıkmıyor değil!.. Neyse, Katık Atık Tesisini bilahare mevzu edip, irdeleyeceğiz! Kimin ne mahirliği olmuş!?.

***

HALA MI MUHATAP!

Kemal Bey fikri değişime gitmiyor!.. Yine sordular Semra Güzelin o resimlerine ne diyorsunuz diye!.. Cevap aynı; muhatap Erdoğan!..

El insaf diyeceğim, ama kime!? Sussaydı, cevap vermeseydi, sözü edilecek bir mevzu değil deseydi Daha iyi olurdu.. Ama, susmadı!

***

Muhatap Erdoğan yerine şunu deseydi, daha makul olurdu!.. Aşka büyük saygım var, bu da aşkın resmi deseydi, taraftarı daha bir çok olurdu!..

***

Ülkeyi, Erdoğanı, Kemal Beyi Semra Güzelin siyasi akımını bilmeyen biri sanacak ki; her şeyin sorumlusu Erdoğandır.. Ve Erdoğan; o resmi çekmiş, giyim, kuşamı, sağlamış, hatta ele keleşi de o vermiş!

***

Neyse, söylenecek söz olur mu olmaz mı, kaldı mı kalmadı mı, bitti mi?!.. Bence; el insaf demek mevzuda cılız kalıyor?!

***

Baksanıza, Ekrem İmamoğluna!.. O da Lideri Kemal Bey için, İstanbula dair vasat ve üretimsiz yönetimine Erdoğanı hedef gösterip, beni engelliyor diyerek, libas giydiriyor!.. Bu kadar mı, zavallılık!

***

Eee, Zat-ı Muhteremin, siyaset devşirmeden zaman bulamıyor ki, İstanbulda ne oluyor, ne bitiyor bilebilsin ki.. Derdi İstanbul olsaydı, Sabataist Sezen Aksuya bel çıkar mıydı

***

Selam söyleyin o cahil Adem ile Havvaya sözlerine bel çıkan İmamoğlu, Sanatçıdır konuşacak. Sanatçılar bu ülkenin iç sesidir. Kimse gündem değiştirmek için bu sesleri kısamaz..

***

Mevlana ne güzel söylemiş. Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de adama bakarım adam mı diye?! Soyadına yakışmıyor hali durum karşısında Ekrem Beye söylenecek söz; işine bak be adam!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Arkamda bıraktığım köprüleri yıkarım ki, ilerlemekten başka çarem kalmasın.