Diyarbakırdaki Hz. Süleyman Türbesi, şehrin önemli tarihi ve dini meknlarından biridir.
Birçoğunuz o türbeyi peygamber olan Hz. Süleyman zanneder oysaki şehrimizde ki türbede sahabe olan Hz. Süleyman ebedi istirahatindedir.
Diyarbakırın Sur ilçesinde, İçkale mevkiinde bulunmaktadır.
Türbenin tarihi, Diyarbakırın İslamiyete geçiş süreciyle yakından ilişkilidir. Hz. Süleyman ve şehit sahabeler, Diyarbakırın 639 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmesi sırasında burada şehit düşmüşlerdir.
Hz. Süleyman, Diyarbakırın fethi sırasında şehit düşen 27 sahabeden biri olarak bilinir. Türbede, Hz. Süleyman ve diğer sahabelerin mezarları bulunmaktadır bu nedenle önemli bir ziyaret noktasıdır.
Minaresindeki kitabelerden anlaşıldığı üzere Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1155-1160 yılları arasında yaptırılmıştır.
Tarihî kaynaklar, Halid bin Velidin Diyarbakırı çevreleyen surların etrafını askerleriyle dolaşarak bir yol bulmaya çalıştığını ve sonunda İçkaleye çıkan bir tünel keşfettiğini kaydeder.
Diyarbakırın mütedeyyin halkı arasında bugün bile coşkuyla anlatılan efsanevi bir andır o! Halid bin Velid tünelin ucunda durur ve: Ben bu tünelden şehre gireceğim.
Sizden canlarını Allaha ve Rasûlüne feda etmeye hazır, yüz adam istiyorum der. Müslüman askerlerle birlikte otuz kadar sahabenin İçkaleye girerek kale kapılarını açtığı o günden sonradır ki işte,
Diyarbakır Sahabeler Şehri olarak anılmayı hak kazanmıştır. Bizanslılarla Müslümanlar arasındaki çarpışmalarda yirmiden fazla sahabe ile birlikte Halid bin Velidin oğlu Süleymanın da şehit düştüğü bilgisi, onun adıyla tam da
Diyarbakırın fetheldildiği yerde ama fetihten epey sonra yükselen Hz. Süleyman Camiinin şehir için ne anlama geldiğini anlamamıza yardımcı olur.
O halde caminin zaman içinde muteber bir ziyaretgâha dönüşme serüvenini izleriz. Zaman tünelinde bu kez de Emevileri, Abbasileri, Hamdanileri, Mervanileri, Selçukluları ardımızda bırakıp Nisanoğulları ya da diğer adıyla İnaloğulları dönemine ulaşmamız gerekiyor.
1160 yılında Nisanoğlu Beyi Ebul- Kasım Ali tarafından inşa edilen camiye gösterilen özen, Osmanlı döneminde had safhaya çıkıyor.
Sahabe türbeleri bu dönemde yapılıyor mesela, cami ek binalarla genişletiliyor ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından adına vakfiye düzenleniyor.
Türbe, taş işçiliği ve İslam mimarisinin özelliklerini yansıtan bir yapıya sahiptir.
Türbe, çeşitli dönemlerde restorasyon çalışmalarından geçmiştir, bu da yapının günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmasını sağlamıştır.
Hem yerel halk hem de dışarıdan gelen ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Özellikle dini bayramlarda, özel günlerde, Perşembe akşamları ziyaretçi akınına uğrar.
Türbeye; ibadet etmek isteyen, dileği olan, hayır yapmak isteyenler ziyaret eder, duaları rablerine ulaşmış olanlar ziyaret ve çevresinde bulunan çocuklara gofret, lokum gibi şekerlemeler dağıtır.
çocukluğumun Perşembe akşamüstleri anılarında çok yer kaplar Hz. Süleyman türbesi ve yine sur ilçemizde bulunan Sarı Saltuk türbesi annemin Saltuk demeye dili dönmediğinden yıllarca Sarı Sadık olarak kaldı türbenin ismi.
Diyarbakırdaki en önemli dini meknlardan biri olan Hz. Süleyman Türbesi, İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir ve bölgenin İslamlaşma sürecini sembolize eder.
Türbe, Diyarbakırın tarih dokusunu ve kültürel mirasını yansıtan önemli bir mekndır ve şehri ziyaret edenler için mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.