İsrail Suriye'nin Yakasından Düşer mi?!
Eklenme: 29.12.2025 00:00:00

Geçen pazartesi günü Türkiyeden Libyaya gitmek için havalanan özel jet, kalkıştan yaklaşık 18 dakika sonra meydana gelen bir elektrik arızasından dolayı Ankara-Haymana civarında düştü. Uçakta bulunan Libya Ulusal Ordusu Genel Kurmay Başkanı Muhammed Ali Ahmed el Haddad ve beraberindekilerle, toplamda 8 kişi vefat etti maalesef. Daha önce Rusya ve Türkiyenin kargo uçakları da benzer kazaya uğramıştı.

Savaşların, kargaşanın ve suikastlerin kesintisiz devam ettiği şu son zamanlarda, meydana gelen her olayın ardında bir bit yeniği aramak normal sayılmalı ve aranmalıdır da. Sabotaj olup olmadığı yapılacak incelemelerden sonra ortaya çıkacaktır ama işin içinde bir sabotaj varsa dahi kamuoyuna açıklanmaz, gereği yapılır! Bu olay, özellikle İsrail tarafından kullanılacaktır.

Türkiyenin güvenilir bir devlet olmadığı algısı işlenerek, Türkiyenin bölgede birlikte hareket ettiği müttefikleri manipule edilmeye çalışılacaktır. (Yakın geçmişte yaşanılan İranın itibarsızlaştırılması gibi bir durum meydana gelir mi? Bilindiği gibi İsrail, İran içinde operasyonlar yapmış, bir çok üst düzey generali öldürmüş ve en kötüsü Hamas lideri Heniyyenin İranda kaldığı yeri nokta atışıyla bombalayarak şehid etmişti. Bu olay kendi ülkesinin içini dahi kontrol edemeyen İranın prestijini oldukça sarsmıştı.)

Türkiyede ise, kazanın kendi sınırlarımız içinde meydana gelmiş olması bir zaafiyet göstergesi olsa da, sabotaj ihtimaline rağmen bu bir imaj kaybına sebep olmaz diye düşünüyorum. Türkiye-Libya ilişkileri aynen yoluna devam eder. Kaldı ki, bu bir sabotaj veya değil; mesajın Suriye yönetimine verileceğini varsayarım. Türkiye ile ilişkilerini bir daha düşün! çünkü bütün kötülüklerin anası olan İsrailin şu anda Suriye ve Gazzeden başka bir şey düşündüğünü zannetmiyorum! Bu nedenle Netenyahunun 29 Aralıkta(bugün) Trumpla görüşmek için Amerikaya giderken yanında götüreceği 3 dosya var; İrana yeni bir saldırı planı, Gazze ve Suriye meselesi. Trump yönetiminin Suriye ve Gazze hakkındaki fikirlerini biliyoruz. Bütün Ortadoğudan askerlerini kademeli olarak çekmek, Suriyede mevcut yönetimin hakim olduğu tek bir devlet ve Gazzede Uluslararası İstikrar Gücünü konuşlandırmak. İrana yeni bir saldırıyı da reddedecektir. (Zaten İrana saldırı fikri reddedilsin diye dosyaya konulmuştur!)

Netenyahu Trumpun fikrini değiştirmek için elinden geleni yapacak. Büyük İsrail projesinin olmazsa olmazı olarak, Gazzede işgal ettiği yerleri terketmek istemiyor. Türk askerini Gazzede görmek istemiyor. Suriyede başında Ahmet el Şrnın olduğu tek bir yönetim istemiyor! İstediklerini alabilmek için Netenyahunun öne sürebileceği en büyük koz ise (daha doğrusu şantaj!) Epstein belgeleri olacak! Özellikle son zamanlarda Trumpun Epsteinle birlikte görüldüğü videolar medyaya sık sık servis edilerek, Trump baskı altına alınmaya çalışılıyor. Trumpun 1993-96 arasında Epstein Adasına çokça gittiği iddia ediliyor.

Sanki Trumptan başka kimsenin Epsteinle ilişkisi olmamış gibi yapılmaya çalışılan algılardan sonra, Epstein soruşturmasını yürüten savcılık da ortalıkta dolaşan iddialara yönelik olarak, bilgilerin sahte olabileceği üzerinde duruyor artık. (Umarız sahtedir. Trumpla beraber bizim de elimizi güçlendirir!) Trump da karşı hamle olarak Epsteinle ilişkisi olan bütün isimlerin açıklanması talimatını vermiş bu arada! Trumpun bu görüşmede, Netenyahuya istediğini vermemesi ve kendi projesini uygulaması hem Türkiye hem de coğrafyamızın geleceği adına çok çok önemli bir kazanım olacaktır. Türkiyenin terörden arındırılması ve bölgede huzurun tesis edilmesi için öncelikle Suriyenin barış ve huzura kavuşması şarttır. Bunun olmaması için de İsrail durmayacak, sonuna kadar elinden gelen her kötülüğü yapmaya devam edecektir. Kaos varsa, İsrail vardır; barış varsa, İsrail yoktur!

Öte yandan, İsrailin içinde de bu aralar hararetli bir şekilde 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu tartışılıyor. Hatırlarsanız, geçmiş yazılarımızda ara ara 7 Ekim sonrası İsrailin Gazzede yaptığı vahşete yönelik olarak, birileri İsrailin ipini çekti, bu, İsrail için sonun başlangıcı olacak şeklinde değerlendirmeler yapmıştık. Biz bunları yazarken eş zamanlı olarak Türkiyede bazı yorumcular (ve cüppelilerden biri) Haması kınıyor, kimi Hamasın İsraile çalıştığını(ki onların çoğu Fköyü bi halt zanneden solculardır!) kimi de Hamasın İsrail tarafından tuzağa düşürüldüğünü iddia ediyordu! İşte bugünlerde İsrailde tartışılan konu bu meseleyi netleştiriyor. 7 Ekimden beri sürekli kan kaybeden, içerde kargaşa, dışarda bir nefret dalgasıyla karşı karşıya kalan ve nasıl ölümcül bir hata yaptığını yeni yeni anlayan İsrailde, şu konu tartışılmaya başlandı Aksa Tufanı, sonuçları önceden planlanmış bir operasyondu! Kim bizi tuzağa düşürdü? Sizce İsraili kim tuzağa düşürdü!?