Çıkmıştı şakî, geldi nakî gördü adâvet, Eylerdi nefiy, oldu hafî nur-u hidayet.
Fışkırdı Risale-i Nur, ufuktan nur-u Risâlet Ol nur-u Risâlet verecek emn ü adâlet.
Allaha şükür, kalkmada hep cümle karanlık, Allaha şükür, dolmada hep kalbe ferahlık.
Allaha şükür, işte bu gün perde açıldı, Âlemlere artık yine bir neşe saçıldı.
Artık bu sönük canlara can üfledi cânan, Artık bu gönül derdine ol eyledi derman.
Bir fasl-ı bahar başladı illerde bu günden, Bir sohbet-i gül başladı dillerde bu günden.
Benden bana ben gitmek için Risale-i Nur diye koştum, Nur derdine düştüm de denizler gibi coştum.
Bir zerrecik olsun bulayım der de ararken Düştüm yine derya gibi bir nura bugün ben.
Verdim ona ben gönlümü baştan başa artık, Mâşukum odur şimdi benim, ben ona âşık.
Ol nûr-u ezel hem kararan kalblere lâyık, Ol nurdan alır feyzini hem cümle halâyık.
Kahreyledi ol zulmeti Risale-i Nura akanlar, Nur kahrına uğrar, ona hasmâne bakanlar.
Küfrün bütün alayı hücum etse de ey nur! Etmez seni dûr, kendi olur belki de makhur.
Sensin yine hâzır, yine sensin bize nâzır Ey nur-u Rahîm, ey ebedî bir cilve-i Kudret-i Fâtır!
Bir neşe duyurdun îmanla sırr-ı ezelden, Bir müjde getirdin bize ol namlı güzelden. Mâdemki içirdin bize ol âb-ı hayatdan Bir zerre kadar kalmadı havf şimdi mematdan.
Hasret yaşadık nuruna yıllarca bütün biz, Mâsum ve alîl, türlü belâ çekti sebepsiz.
Yıllarca akan, kan dolu göz yaşları dinsin, Zâlim, yere batsın, o zulüm bir yere sinsin.
Yıllarca, asırlarca bu nurun yine yansın, Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansın.
Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudağından, Kalb bahçesinin kalbine diksem budağından.
Her dem kokarak hem o güzel râyihasından Çıksam yine ben âlem-i fâni tasasından.
Nur güllerin açsın, yine miskler gibi tütsün, Sînemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün.
Sensin bize bir neşe veren ol gül-ü hâlis, Sensin bize hem cümleden alâ, dahi muhlis.
Ey Nûr-u Risaletten gelen bir bürhan-ı Kurân! Ey sırr-ı Furkandan çıkan hüccet-i îman!
Sendin bize matlub, yine sendin bize mevud, Sayende bugün herkes olur zinde ve mesud. Devam Edecek