EMİRDAĞ LÂHİKASI II
Eklenme: 5.07.2012 00:00:00

Muhterem Heyet-i Hkime! Risale-i Nur müellifi aleyhindeki bütün iftiralara ve isnadlara karşı hukuki en kati cevap olarak üç mahkemenin ve üç ehl-i vukufların tedkikten sonra eserleri iade etmeleridir.

Hem Üstadımızın yirmiyedi senelik hayatı ve yüzotuz parça kitabı ve mektupları, üç mahkeme ve hükümet memurları tarafından tam tetkik edildiği ve aleyhinde çalışan zlim, mürted ve münafıklara karşı mecbur olduğu, hatt idamı için gizli emir verildiği halde, dini siyasete let ettiğine dair en ufak bir emare bulamamaları, dini siyasete let etmediğini kati isbat ediyor. Hayatını yakından tanıyan biz Nur şkirdleri ise, bu fevkalde hale karşı hayranlık duymakta ve Risale-i Nur dairesindeki hakiki ihlsa bir delil saymaktayız.

Bu itibarla onu bzı iftiralarla çürütmek isteyen, vatan ve milletin saadeti lehindeki hizmetlerinin aleyhindeki gizli, zlim düşmanlarının plnlarını dilne kararınızla mahvedeceğinizi ve müfterilerin yanlış isnadlarını yüzlerine çarpacağınızı adalet ve vicdanınızdan bekler, hürmetlerimizi takdim ederiz.

Eskişehir Nur Talebelerinden:

Yaşar, Osman Toprak, Ahmed, Osman, Ceyln, Şükrü, Bayram, Sungur, Hüsnü

* * *

Heyet-i Sıhhiye

Onbeş sene evvel Rehberin başında yazıldığı gibi, bazı gençler kendilerinin hayat-ı dünyeviye ve uhreviyesini muhafaza için yanıma geldiler. Ben de onlara Lillh için o Rehber dersini verdim.

O Risale bir-iki hşiye müstesna hem Isparta Hükmeti, hem Denizli Mahkemesinde, hem Ankaranın ağır ceza ve temyiz mahkemesinin iki sene ellerinde kalması neticesinde beraet kazanması ve tamamen Risale-i Nur Külliyatı Rehber de içinde olduğu halde iade edilmesi ve bir nüshası Ankara EmniyetMüdürünün eline geçmesi ile (Rehberin başında yazıldığı gibi) bir tek kelimesine ilişmesi ile hirinde gelen cümleyi okuyunca hakikatı anlaması ve intişarına mni olmaması.

Hem binlerce nüsha intişar ettiği halde hiç bir yerde bir zarar, bir itiraz görülmemesi, hatt Mersinin Tarsus kazasında bir kaç Nur kitaplarını müsadere ederek Gençlik Rehberi de içinde olduğu halde Ankaraya gönderilip, tetkik ettirildikten sonra, vilyetin emriyle tamamen serbesttir diye, resmi vesika vermeleri ve İstanbulda tab edildiği zamanda kanunen beş-altı makama gönderildiği ve ellerinde beş-altı ay kaldığı halde ilişmemeleri, Rehberin ehemmiyetini ve kanunen dahi serbest olduğunu isbat ediyor.

Sonra binden fazla gençler Ankara ve sair vilayetlerin mekteplerinde ondan vatan, millet, ahlak cihetinde istifade ettikleri ve hiç kimse zarar görmediği halde, birden hiç bir medr-ı mesuliyet olmayan bir iki kelimeye yanlış mna vermek, mesel Gençlik Rehberi nmını vermekle bir suç mevzuu yapmışlar.

Biri de müellifi tab etmemiş, kendi biçare hasta yatağında iken, gençler tab ettikleri halde, şahsi nüfuz temini için yazılmış diye, suç mevzuu yapıp tab edene değil de, müellifini ağır cezaya vermek, hem zorla oraya celbetmek, halbuki onbeş sene evvel yazılmış ve af kanunu ve mürur-u zamanı, hem beraeti görmüş, öyle ise bütün bütün kanunsuz olarak bir garaza binaen müellifine bu kadar musırrane ilişiyorlar.

Devam Edecek