EMİRDAĞ LÂHİKASI II
Eklenme: 14.08.2012 00:00:00

Biz bu hleti zhiren hiddet, mnen şefkatkrne okşamak nevinde gördük. Ben daha fırtına ve yağmur başlamadan evvel hiss-i kablel-vuku ile hazine-i rahmete bir anahtar olacak dehşetli ve heyecanlı bir musibet hissettiğimden mütemadiyen Cevşeni ve Şah-ı Nakşibendin virdini okuyordum. Denizin o dehşeti içinde keml-i şevk ile o mübarek denizi kabir olarak kabul ediyordum.

Böyle kaza ile vefat eden şehid hükmünde olduğu gibi, şehid de veli hükmünde olmasından altı arkadaşıma acımadım. Yalnz içinde bulunan çocuğa bir parça acıdım. O kayığın makinası bozulduğu ve yelkeni de, rüzgr onun aksiyle geldiği için, faide vermediğini ve denizin mevcleri de pek büyük; evvel kayığa ve zahiren bize hücum etmesiyle beraber kayığın içine girmediği için kemal-i sabır ve şükürle karşıladık ve sahile çıktık.

Said Nursi

* * *

ÜSTADIMIZ DİYOR Kİ:

Ben elli-altmış senedir küfr-ü mutlaka karşı imana hizmet etmek ve küfr-ü mutlakın neticesi olan anarşilikten milleti kurtarmak için bütün kuvvetile iman hizmetindeki ihlasın neticesi olan syişi muhafaza ile, bir cani yüzünden on masumu zulümden kurtarmak için rahatımı, şerefimi, haysiyetimi hatta lüzum olsa hayatımı feda etmekle, her bir tazyikata, manasız, lüzumsuz şeylere karşı sabır ve tahammül ettim. İşte benim otuz-kırk senedir bu hizmet-i imaniye için, benim hakkımda habbeyi kubbe yapıp bir bardak suda fırtına çıkarıp beni taciz ettikleri halde, sırf hizmet-i imaniyenin bir neticesi olan asayiş için sabır ve tahammül ettim. Bir misli: beş mahkeme huzurunda hiç benim kıyafetime ilişilmediği halde ve mütemadiyen gezdiğim halde ve hatta İstanbulda mahkememde yüzyirmi polis bulunduğu halde, mümanaat etmediler ve ilişmeğe hiç kimsenin hakkı yok.

çünkü, hem münzevi hem de camiye gitmiyor ve çarşıda kalabalık yerlerde gezmiyor, yalnız otomobili ile çıkıyor. İnsanlarla zaruret olmadan konuşmuyor.. yalnız teneffüs için dağlar başında ve hali yerlerde geziyor. Şimdi ehl-i dünyanın hiçbir hakkı yoktur ki vaziyetime, halime ilişsinler.

Bir seyahat münasebetiyle ve otomobili içinde İstanbula en mühim bir mesele-i imaniye için gitmesinden, şimdi İstanbulun bazı resmi adamları yirmi cihette kanunsuz bir tarzda kanun namına Üstadımızı bir bardak suda fırtına koparmak nevinden milyonlar fedakr talebeleri bulunan bir zta sinek kanadı kadar bir ehemmiyeti olmayan bir mesele için resmi adamları yanına göndermek olan yüz cihette ehemmiyetsiz, mnasız ve bir habbeyi yüz kubbe yapmak gibi bu şeye karşı Üstadımız diyor:

Madem iman hizmetinde ihls-ı etemmle, anarşiliği durdurmakla, syişi muhafaza etmekle sabır ve tahammül gerektir. Ben de bunun için rahatımı, haysiyetimi feda ediyorum. Onları da hell ediyorum.

Devam Edecek