EMİRDAĞ LÂHİKASI II
Eklenme: 17.08.2012 00:00:00

Üstadımız Said Nurs diyor ki:

Madem Isparta benim hakik bir memleketimdir. Ben ruh u canımla bu hakik memleketime ve insanlarına hayır kazandırmak istiyorum. Şimdi çok mühim olan hayır da şudur:

Afyon nasıl ki bütün Risale-i Nur Külliyatını iade etmekle lem-i İslm ve hatt lem-i insniyette çok büyük bir hayra vesile oldu ve sekiz seneden beri olan hatyı hiçe indirip affettirdi. Bu mübarek Isparta dahi lem-i İslm nazarında Mısır Camiül-Ezheri ve eski Şam-ı Şerif mübarekiyetine mazhar olduğundan, elbette Risale-i Nuru sahiplerine iade etmekle hsıl olacak çok büyük şeref noktasında Afyondan geri kalmayacak. Belki yirmi derece ileri gidecek. Ispartanın dil adliyesi, vatanperver demokratı ve dindar halkı bu hayr-ı azmi memleketlerine kazandırmak ve Afyonun mazhar olduğu şereften yüz derece ziyade bir şerefi kendilerine temin etmek için, bu mübarek Ispartanın bir mebusu olan Tahsin Tola, Ankara ve Afyonun Risale-i Nur iadesinde yüz adam kadar fide verip bu hayr-ı azmin yarısını Ispartalılara kazandırdı

Hizmetinde bulunan

Nur talebeleri

* * *

Üstadımız izzet-i ilmiyeyi muhafaza için eski zamandan beri en büyük reislere tezellül etmedi. Hem halkların hediyesini kabul etmiyordu. Şimdi ise Üstadımız hem zayıf olduğu halde, ehl-i ilme bir mahzuru olmayan hediyeyi ise hastalıkla alamıyor. Hatt biz hizmetkrlarından dahi en küçük bir şeyi mukabelesiz yiyemiyor. Yese hasta oluyor. Bu hleti, hiçbir şeye let olmayan Risale-i Nurdaki zam ihlsın muhafazası için, bir hastalık suretini aldı ve hastalıkla bu kidesini bozmaktan men ediliyor tikadındayız. Hatt Risale-i Nurun her tarafta neşir ve intişarının büyük bir bayramı münasebetiyle ehl-i ilme lzım olan musafaha ve sohbet etmekten ve bu mübarek bayramda da en has talebeleri ve kardeşleriyle musafaha ve sohbetten ve ona bakmaktan da şiddetle sıkılıp zam ihlsın muhafazası için bir hastalık hleti alarak men edildiği ona ihtar edildi. Hatt bizler gördük ki, bu mübarek bayramda şiddetli hastalığı için talebelerine dedi: Benim kabrimi gayet gizli bir yerde.. bir-iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lzım geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. çünkü, dünyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu surette beni mecbur ediyor

Biz de Üstadımızdan sorduk:

Kabri ziyarete gelenler ftiha okur, hayır kazanır. Acaba siz ne hikmete binaen kabrinizi ziyaret etmeyi men ediyorsunuz?

Cevaben Üstadımız dedi ki:

Bu dehşetli zamanda, eski zamandaki firavunların dünyev şan ve şeref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazar-ı beşeri kendilerine çevirmeleri gibi, enaniyet ve benlik, verdiği gafletle, heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarları, mna-yı harfden mna-yı ismiyle tamamen kendilerine çevirtmeleri ve uhrev istikbalden ziyade dünyev istikbali hayal edinmiş olmaları ile eski zamandaki Lillh için ziyarete mukabil ehl-i dünya kısmen bu hakikate muhalif olarak mevtanın dünyev şan ve şerefine ziyade ehemmiyet verir. Öyle ziyaret ediyorlar. Ben de Risale-i Nurdaki zam3i ihlsı kırmamak için ve o ihlsın sırriyle, kabrimi bildirmemeyi vasiyet ediyorum. Hem şarkta, hem garpta, hem kim olursa olsun okudukları ftihalar o ruha gider. Dünyada beni sohbetten men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu suretle beni sevap cihetiyle değil; dünya cihetiyle men etmeye mecbur edecek. dedi.

Hizmetinde bulunan talebeleri

Devam Edecek