EMİRDAĞ LÂHİKASI II
Eklenme: 31.08.2012 00:00:00

Üçüncüsü: Eski Saidin ve Yeni Saidin mühim üstadlarından olan ve onun müridleri olan Mevlevlerin her yerde Risale-i Nurla alkadarlıkları cihetiyle çok alkadar olduğum ve İmam-ı Rabban, İmam-ı Gazal gibi mühim bir üstadım olan Mevln Celleddini ziyaret için gitmiştim.

Hem, Tarihçe-i Hayatta insanlarla görüşemediğime dir neşredilen yazı ki; Ziyaretçilerle görüşemiyorum. Nasıl ki, hediyelerden menetmek için Cenb-ı Hak hastalık verdiği gibi, bu hürmetkrne ziyaret de bir nevi hediye-i mneviye olduğundan, sesim kesilip bir eser-i inayet olarak konuşmaktan men olunduğumdan kardeşimin evine dahi gidemedim ki, konuşmayayım

Hiç olmazsa Konyada iki-üç gün kalmak zarur iken mecbur olarak bir saat içinde namazımı kılıp dönmüşüm. Fakat orada bana bir denbire öyle bir vaziyet verildi ki, bütün gazetelerde neşrettiler. Kırk senedir bir defadan başka görüşmediğim kardeşimin evine dahi gidip görüşemediğim ve konuşamadığım halde, sanki binler adamlarla görüşmüşüm gibi muamele gördüm.

Gerçi, polislerin, aldıkları emre binaen o vaziyetleri cidden büyük bir sehiv idi. Fakat bu şiddetli hastalıklı halime muvafık geldiği için onlardan sıkılmadım. Bilakis hell ettim. Allah razı olsun dedim, teşekkür ettim. Ben tebdil-i havaya çok muhtaç olduğum için; yazın dağlar da, kışın da kira ettiğim ayrı ayrı menzillerde gezmeğe mecbur oluyorum. Bir yerde duramıyorum. Hastalığım şiddetleniyor. Niyet ettim, tekrar arasıra Konya gibi yerlere gideceğim. Hatt kirasını verdiğim Emirdağında iki menzilim, Eskişehirde bir menzilim varken; o mnasız vaziyet beni o tebdil-i havadan, o menzilleri ziyaret etmekten menedilmeme sebep olduğunu Konyadaki vaziyetten hissetmiştim. Ben katiyyen kimse ile görüşemiyorum. Bunun gibi detim hilfına bana yapılan çok gayr-i kanun muameleler var. İşte bu defaki mezkr vaziyeti beyan eden şu ifdtım evvelce yazılan Mahkeme-i Kübrya Şekvaya bir Zeyl olarak neşir edilebilir.

Said Nurs

* * *

Reis-i Cumhura ve Başvekile

Kabir kapısında ve seksen küsur yaşında, birkaç hastalıkla hasta bulunan ve ölüme kendini yakın gören bir biçare garib ihtiyar der ki:

Size iki hakikatı beyan ediyorum:

Evvel : Sizlerin Pakistan ve Irakla gayet muvaffakıyetkrane ittifakını, bu millete keml-i samimiyetle, sürur ve ferah ile kazanmanızı bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Bu ittifakınızı, inşallah dörtyüz milyon İslmın sulh-u umumiyesine ve selmet-i mmenin teminine kati bir mukaddeme olarak ruhumda hissettim. Ve namaz tesbihatındaki kuvvetli bir ihtar ile bunu size yazmağa mecbur kaldıım.

Otuz-kırk seneden beri dünyayı ve siyaseti terkettiğim halde, şiddetli bir alka ile bu ihtar-ı kalbnin sebebi:Elli seneden beri imanı kurtarmak için gayet kısa bir yolu bulan ve Kuranın bu zamanda bir mucize-i mneviyesi olan Risale-i Nurun Arabistan ve Pakistanda her yerden daha ziyade tesiratı olduğu ve makbul olması, hatt aldığımız habere göre, mahkemece tesbit edilen miktarın üç misli Risale-i Nur4un talebelerinin o havalide bulunmalarıdır. Bu sır için ahir hayatımda kabir kapısında bu netice-i azmeyi görmek ve beyan etmeye ruhen mecbur oldum.

Devam Edecek