Cercis Aleyhisselm gibi ve Bedir, Uhud muharebelerinde çok cefa çeçkenler gibi sabır ve rıza ile karşıladım. Evet mesel seksen bir hatasını mahkemede isbat ettiğim bir müdde-i umumnin yanlış iddiaları ile aleyhimizdeki kararına karşı, beddua dahi etmedim. çünkü asıl mesele bu zamanın cihad-ı mnevsidir. Mnev tahribatına karşı sed çekmektir. Bununla dhil syişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir.
Evet, mesleğimizde kuvvet var. Fakat bu kuvvet, syişi muhafaza etmek içindir. Bir cni yüzünden; onun kardeşi, hanedanı, çoluk-çocuğu mesul olamaz. İşte bunun içindir ki, bütün hayatımda bütün kuvvetimle syişi muhafazaya çalışmışım. Bu kuvvet dhile karşı değil, ancak hric tecavüze karşı istmal edilebilir. Mezkr yetin düsturu ile vazifemiz, dhildeki syişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir. Onun içindir ki, lem-i İslmda syişi ihll edici dahil muharebat ancak binde bir olmuştur. O da, aradaki bir iççtihad farkından ileri gelmiştir. Ve cihad-ı mneviyenin en büyük şartı da; vazife-i İlhiyeye karışmamaktır ki, Bizim vazifemiz hizmettir; netice Cenb-ı Hakka ittir; biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mükellefiz.
Ben de Celleddin Harzemşah gibi, Benim vazifem hizmet-i maniyedir; muvaffak etmek veya etmemek Cenb-ı Hakkın vazifesidir. deyip ihls ile hareket etmeyi Kurndan ders almışım.
Haric tecavüze karşı kuvvetle mukabele edilir. çünkü düşmanın malı, çoluk-çocuğu ganimet hükmüne geçer. Dhilde ise öyle değildir. Dhildeki hareket müsbet bir şekilde mnev tahribata karşı mnev, ihls sırrı ile hareket etmektir. Hriçteki cihad başka, dhildeki cihad başkadır. Şimdi milyonlar hakik talebeleri Cenb-ı Hak bana vermiş. Biz bütün kuvvetimizle dhilde ancak syişi muhafaza iççin müsbet hareket edeceğiz. Bu zamanda dhil ve hriçteki cihad-ı mneviyedeki fark pek azmdir.
Bir mesele dahha var: O da çok ehemmiyetlidir. Hükm-ü Kurna göre, bu zamanda mimsiz medeniyetin icabatından olarak hct-ı zaruriye dörtten yirmiye çıkmış. Tiryakilikle, görenekle ve itiyadla hct-ı gayr-i zaruriye, hct-ı zaruriye hükmüne geçmiş. hirete man ettiği halde, zaruret var diye ve zaruret zanniyle dünya menfaati ve maişet derdi için dünyayı hirete tercih ediyor.
Kırk sene evvel, bir başkumandan beni bir parça dünyaya alıştırmak için bzı kumandanları, hatt hocaları benim yanıma gönderdi.
Onlar dediler: Biz şimdi mecburuz kidesiyle Avrupanın bzı usullerini medeniyetin icaplarını taklide mecburuz. dediler.
Ben de dedim: çok aldanmışsınız. Zaruret su-i ihtiyardan gelse, katiyyen doğru değildir; haramı hell etmez. Su-i ihtiyardan gelmezse, yni zaruret haram yoluyla olmamış ise, zararı yok.
Mesel: Bir adam su-i ihtiyarı ile haram bir tarzda kendini sarhoş etse ve sarhoşlukla bir cinayet yapsa; hüküm aleyhine cri olur, mzur sayılmaz, ceza görür. çünkü, su-i ihtiyarı ile bu zaruret meydana gelmiştir. Fakat bir meczub çocuk cezbe halinde birisini vursa, mzurdur. Ceza görmez. çünkü ihtiyrı dhilinde değildir.
Devam edecek