Hususan, mübarek Ispartanın şimdiye kadar Nurlar medresesi olması ve murızların dahi ona çok ilişmemesi noktasında, dahilde tarafgirane vaziyet almamak, mterizlerin nedametine ve hakikata dönmelerine bir vesile olabilir. Siz daha iyi bilirsiniz.
Salhaddinin mektubu, birkaç cihette ehemmiyetlidir. Amerika limleri, elbette As-yı Msa Risalesine lkayd kalmayacaklar. Eğer dini, din için seven kısmının ellerine geçse, fütuhat yapar. Yoksa, bzı enaniyetli hocalarımız gibi, kıskançlık damarıyla neşrine ve tervicine çalışmaları meşkktür.Her ne ise. İnayet-i İlhiyeye havaledir.
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Evvel: Tahirnin İstanbula gitmesi, inşallah hayırdır. Ve Husrevin pek çok vazifelerini tamamen yapması... Kanaatim geldi ki; Barlada bulunduğum zaman bütün yazanların tashihatını ve telif hizmetini yapmamda, tahakkuk eden büyük inayet ve hrika muvaffakıyet, aynen Husrevde, yardımcılarında dahi nümunesi var.
Saniyen: Tahirnin, Denizli hapsinde, unutulmaz hlisane hizmeti ile ve Nurlara sarsılmaz sadakatiyle ve yanılmaz zekvetiyle ve çekilmez bahadırlığiyle, daire-i Nurda ehemmiyetli makamı için; bütün bu defaki mektubunu Lhikaya geçirdik. Başta nurun şkirdlerinden vlidesi Zübeyde olarak, akrabasına ve rüfekasına selm ederim. Cenb-ı Hak, onlardan ebeden razı olsun, min!
Slisen: Nesli Kureyşlerden Ahmed Kureyş, muhterem pederiyle ve ammizadesii Ahmed ile Nurların has nşir ve talabelerinden olması, o havali şkirdlerinin nmına Nurlar hakkında güzel manzum fıkraları Lhikaya girdi. Cenab-ı Hak, onları muvaffak eylesin, min.
Rbian: Eğirdir kasabasında, isimlerini yazmadığım gayet ehemmiyetli kardeşlerimiz var. Onlara ve Mehmed Sabri gibi büyük santrala istinaden ve Sabrinin yazısına benzettiğim dikkatli ve güzel ifadeli bir mektubu çalışkan ve cidd kardeşlerimizden çilingir Aliden aldım. Onun arzusuyla aynını Lhikaya geçirdik. Ona ve onu çalıştırana mşallah ve veffakakümüllah deriz.
Aziz, Sıddık, licenab Eski ve Yeni Kardeş Yeşil Salih!
Benden, sergüzeşte-i hayatıma ait sorduğun maddelere gayet kısa ve mecmül işaret edilecek. Bir zaman sonra inşallah başkalar izahla cevap verecekler. Fakat tarihe geçmek ve bu asır limlerinin içinde kendi di şahsımı nesl-i tiye göstermek, bildirmek ne isterim ve ne de liyakatim var. Cenab-ı Hakka hadsiz şükür ederim ki; beni, bana beğendirmemiş.. dehşetli kusurlarımı bana göstermiş.
Hem insanlara kendini bildirmek bir şöhretperestlik olmasından; bir enaniyet, bir hodfüruşluk, bir riyakrlık ihtimali var. Bu ise, bizim gibilere tam zarardır.
Hem ben, mdem bu asırda maddeten ve mnen münferid yaşamağa ve hayat-ı içtimaiyeden çekilmeğe mecbur olmuşum; elbette hakkım yoktur ki, hayat-ı içtimaiyeyi geçirenler içinde tarihe binip istikbldekilere görüneyim.Yalnız bu cihet var ki; Risale-i Nur, bu vatana ve bu millete pek büyük menfaati, mahkemelerin ve ehl-i vukufların müttefikan kararlariyle tahakkuk etmiş. Bu nokta-i nazarda, benim ehemmiyetsiz, bçare, perişan, çok kusurlu şahsiyetim değil; belki yalnız Kurnın malı ve meli olan Risale-i nur namına, sizin suallerinize cevap için ben işaretler ederim, sonra da Risale-i Nur ve şkirdleri izahla cevap versinler.
Evvel: Otuz sene evvelki hayatımın tarihçesini merhum Abdurrahman yazmış, tabedilmiş.
Saniyen: Risale-i Nurun zuhur zamanının bir nevi tarihçesi Eskişehir hapsinin müdafaanamesiyle -Yirmiyedinci Lema olmuş- ve Denizli hapsindeki Müdafaa risaleleriyle (Onbirinci ve Onikinci Şu) İhtiyarlar Leması ve yet-i Hasbiye Risalesi ve Onaltıncı Mektupla Hücumat-ı Sitte ve İşrt-ı Selse ve İşrt-ı Seba risaleleri gibi Nur eczaları, suallerinize tafsilen cevap vermek için mahkeme bana iade ettiği ve şimdi elimde bulunmayan risaleler, bir zaman elinize gelecek. İnşallah sizi hiç unutmayacağım. Bu halimde bu alkadarlığınız, benim çok ağır sıkıntılarımı hafifleştirdi. Allah senden razı olsun, min!
Devam Edecek