Aziz Sıddık Kardeşlerim!
Bir meseleyi, çoktan beri size söylemek lzım iken unutmuştum.O da şudur: Mucizt-ı Kurniye Risalesindeki ekser yetler, herbiri, ya mülhidler tarafından medr-ı tenkid olmuş veya ehl-i fen tarafından tiraza uğramış veya cinn, ins şeytanların vesvese ve şüphelerine maruz olmuş yetlerdir.
İşte Yirmibeşinci Söz öyle bir tarzda o yetlerin hakikatlarını ve nüktelerini beyan etmiş ki, ehl-i ilhad ve fennin kusur zannettikleri noktalar, icazın lemetı ve belgat-ı Kurniyenin kemltının menşeleri olduğunu, ilm kaideleri ile isbat edilmiş; bulantı vermemek için onların şüpheleri zikredilmeyerek cevab-ı kat verilmiş
Yalnız Yirminci Sözün Birinci makamında üç-dört yette şüpheleri söylenmiş.
Hem o Mucizat-ı Kurniye Risalesi de gerçi gayet muhtasar, acele yazılmış ise de; fakat, ilm-i belgat ve ulm-u arabiye noktasında limlere hayret verecek derecede limane ve derin ve kuvvetli bir tarzda beyan edilmiş.Gerçi her bahsini, her ehl-i dikkat tam anlamaz, istifade etmez; fakat o bahçede herkesin ehemmiyetli hissesi var. Pek acele ve müşevveş haletler içinde telif edildiğinden, ifade ve ibaresinde kusur var olması ile beraber ilim noktasında çok ehemmiyetli meselelerin hakikatını beyan etmiş.
Mdem Risale-i Nur, makina ile taammüm etmeye başlamış ve mdem felsefe ve hikmet-i cedideyi okuyan mektepliler ve muallimler çoklukla Risale-i Nura yapışıyorlar; elbette bir hakikat beyan etmek lzım geliyor. Şöyle ki:
Risale-i Nurun şiddetli tokat vurduğu ve hücum ettiği felsefe ise mutlak değildir. Belki muzır kısmınadır. çünkü felsefenin hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye ve ahlk ve kemlt-ı insaniyeye ve sanatın terakkiyatına hizmet eden felsefe ve hikmet kısmı ise, Kurn ile barışıktır. Belki Kurnın hikmetine hdimdir, muaraza edemez. Bu kısma Risale- Nur ilişmiyor.
İkinci kısım felsefe, dallete ve ilhada ve tabiat bataklığına düşürmeye vesile olduğu gibi, sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dalleti netice verdiğinden ve sihir gibi hrikalariyle, Kurnın mucizekr hakikatları ile muaraza ettiği için, Risale-i Nur ekser eczalarında mzanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvazenelerle felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor, müstakim menfaatdr felsefeye ilişmiyor, onun için mektepliler Risale-i Nura itirazsız çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler. Fakat gizli münafıklar nasıl ki bir kısım hocaları bütün bütün mnsız ve haksız bir tarzda ehl-i medresenin ve hocaların hakik malı olan Risale-i Nur aleyhinde istmal ettikleri gibi bzı felsefecilerin enaniyet-i ilmiyelerini tahrik edip, Nurlar aleyhinde istmal etmek ihtimline binaen bu hakikatı As-yı Msa ve Zülfikat Mecmualarının başında yazılsa münasip olur.
Safranbolu Eflni Nahiyesi Mülyim Köyünde mütekaid muallim bir kardeşimiz ve Nurun hs şkirdi, Nurların neşri ve tabı için deta sermayesinin kısm-ı zamını teberru etmek istiyor, kabulünü rica ediyor. Ben, bu hlis ve has kardeşimizin fedakrane ve hlisane ricasını reddedemiyorum ve dünya malları kaide-i şahsiyeme girmediği ve muvenetleri kendime kabul etmediğim için, bu işteki maslahatı da bilemiyorum. İki Ispartanın kahramanlarına ve Husrev ve Tahir ve arkadaşlarına ve Nazif ve refiklerine bu meseleyi havale ediyorum. Nurun neşri için böyle çok büyük bir hayır ve sevaba mni olamam. Sizler ya bütün niyet ettiği miktarı, veyahut bir kısmını, iki hisse ile biri büyük Ispartanın, biri küçük Ispartanın makinelerine verilsin.
Devam edecek