Emirdağ Lahikası
Eklenme: 3.02.2012 00:00:00

3. Senin başına gelen zulümler ve musibetlerin altında kaderin adaleti var. İnsanlar, senin yapmadığın bir işle sana zulüm ediyorlar. Fakat, kader senin gizli hatlarına binaen, o musibet eliyle seni hem terbiye, hem hatna keffaret ediyor.

4. Hem yüzer tecrübenle, ey sabırsız nefsim! Kat kanaatın gelmiş ki; zhir musibetler altında ve neticesinde, inayet-i İlhiyenin çok tatlı neticeleri var. çok kat bir hakikatı ders veriyor. O dersi daima hatıra gelir.

Hem, feleğin çarkını çeviren kanun-u İlh, senin hatırın için -o pek geniş kanun-u kader- değiştirilmez.

5. Kuds düsturunu kendine rehber et! Hevesli akılsız çocuklar gibi, muvakkat, ehemmiyetsiz lezzetlerin peşinde koşma! Düşün ki; fni zevkler, sana mnev elemler, teessüfler bırakıyor.Sıkıntılar, elemler ise; bilkis mnev lezzetler ve uhrev sevaplar veriyor.Sen divane olmazsan, muvakkat lezzeti yalnız şükür için arayabilirsin.Zaten lezzetler şükür için verilmiş...

Sadi Nurs

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelen: Garib bir münazara-i nefsiyemi, bana mahsus iken, bera-yı malmat size yazmak hatırıma geldi.Şöyle ki:

Başım üstündeki sizce malm levha nefsimi tam susturduğu halde; bu gece nefs-i emmarenin silhını daha mussırane istmal eden kör hissiyatım, damarlarıma tam dokundurup, tesemmüm ve hastalıktan gelen ziyade teessür ve hassasiyet ve şeytandan gelen ilkaat ve fıtr hubb-u hayattan gelen acib bir hletle, o ikinci nefs-i emmare hükmünde olan kör hissiyat, benim vefat ihtimalinden şiddetli bir meyusiyet ve teellüm ve kuvvetli bir hırs ve zevk ve lezzetle kalb ve ruhuma tam ilişti.

Ne için istiharat-ı hayatına çalışmıyorsun.. belki reddediyorsun; ve gayet zevkli ve msumane lezzetli bir hayat ve bir ömür kendine Nur dairesinde aramıyorsun ve ölmeğe karar verip razı oluyorsun? dedi ve dediler. Birden gayet kuvvetli iki hakikat, o ikinci nefs-i emmareyi şeytanla beraber susturdu.

Birincisi: Mdem Risale-i Nurun vazife-i kudsiye-i maniyesi benim ölümümle daha ziyade hlisane inkişaf edecek ve hiçbir cihetle dünya işlerine ve benlik ve enaniyete vesilelikle ittiham edilmeyecek ve rekabeti tahrik eden hayat-ı şahsiyemi bulmadığı için daha mükemmel ve ihls ile o vazife devam edecek; hem ben dünyada kaldıkça gerçi bir derece yardımım olabilir, fakat di şahsiyetimin ehemmiyetli rakibleri, münekkidleri, o şahsiyeti ittiham edebilir ve Risale-i Nura ihlssızlıkla ilişebilir ve bir derece çekinir, çekindirir; hem bir derece bekçilik yapan bir şahsiyetin yatmasiyle, o daire-i nuraniyedeki bütün ehl-i gayret müteyakkız davranır. Bir nöbetdar yerine, binler bekçi çıkar. Elbette ölüm gelse, baş üstüne geldin demek gerektir.

Hem, mdem Nur şkirdlerinden çokları hem malını, hem istirahatını, hem dünya zevklerini, hem lüzum olsa hayatını Nurun hizmetinde feda ediyorlar, sen ey nefsim! Neden fedakrlıkta en geri kalmak istersin.

Hem katiyen bil ki: çok bçarelerin hayat-ı bkıyelerini Nurlarla kurtarmak hizmetinde, fni ve zahmetli ihtiyarlık hayatını memnuniyetle bırakmağa lüzum olsa veya vakti gelse, rzı olmak gayet lezzetli bir şereftir.

İkincisi: Nasılki ciz, zaif bir adam, bir batmanı kaldıramadığı halde on batman yük üstüne yığılmış bulunsa; ve dostları onu çok kuvvetli bilip ona gizli zafına yardımdan ziyade ondan yardım istedikleri halde; o bçre de onların hüsn-ü zannını kırmamak veyahut kendini çok aşağı göstermemek için gayet ağır ve soğuk olan gösteriş ve tekellüflerle kendini yüksek ve kuvvetli göstermeğe çalışmak çok elm ve zevksiz olması gibi, aynen öyle de: Ey kör hissiyatın içine giren nefs-i emmare! Bu di şahsiyetimin ve bir çekirdek kadar ehemmiyeti olmayan istidadımın yüz derece fevkınde ve sırf bir inayet-i Rabbaniye olarak bu karanlıklı ve çok hastalıklı asırda Kurnın eczahane-i kudsiyesinden çıkan ve rahmet-i İlhiye ile elimize verilen Risale-i Nurdaki hakikatlara o şahıs masdar ve menba ve medar olamaz. Belki, yalnız çok bçare ve muhtaç ve Kurn kapısında bir sil ve muhtaçlara yetiştirmeğe bir vesile olduğum halde, Nurun muhlis ve hlis, sıddık ve sadık, sfi ve fedakr şkirdleri, o bçare şahsiyetim hakkında yüz derece ziyade hüsn-ü zanlarını kırmamak ve hissiyatlarını incitmemek ve Nurlara karşı şevklerine ilişmemek ve Üstad nmı verdikleri o bçare şahsı, onların hatırı için çok aşağı olduğunu göstermemek ve ağır ve elemli tekellüflere ve tasannulara mecbur olmamak için ve yirmi sene tecrdatın verdiği tevahhuş için, hatt dostlarla dahi -hizmet-i Nuriye olmazsa- görüşmeyi terkediyorum ve etmeğe ruhen mecbur oluyorum ve tekellüfe ve kıymetten ziyade kendimi göstermeğe ve ziyade hüsn-ü zan edenlere karşı hoş görünmek için kendimi makam sahibi göstermek ve sırr-ı ihlsa tam münfi kendini büyük göstermek ve vakar perdesi altında benliğin zararlı ve fni zevkini aramak hletleri ise, ey nefsim! meftun olduğun o zevkleri hiçe indirirler.

Devam edecek