Emirdağ Lahikası
Eklenme: 7.02.2012 00:00:00

İşte şimdi gizli münafıklar, Vehhblik damariyle en ziyade İslmiyeti ve hakikat-ı Kurniyeyi muhafazaya memur ve mükellef olan bir kısım hocaları elde edip, ehl-i hakikatı Alevlikle ittiham etmekle birbiri aleyhinde istmal ederek dehşetli bir darbeyi, İslmiyete vurmağa çalışanlar meydanda geziyorlar. Sen de bir parçasını mektubunda yazıyorsun. Hatt sen de biliyorsun; benim ve Risale-i Nurun aleyhinde istmal edilen en tesirli vasıtayı hocalardan bulmuşlar.

Şimdi Haremeyn-i Şerfeyne hükmeden Vehhbler ve meşhur, dehşetli, dhlerden İbnüt-Teymiye ve İbnül-Kayyim-i Cevznin pek acib ve cazibedar eserleri İstanbulda çoktan beri hocaların eline geçmesiyle, hususan evliyalar aleyhinde ve bir derece bidalara müsaadekr meşreblerini kendilerine perde yapmak isteyen, bidalara bulaşmış bir kısım hocalar, sizin, muhabbet-i l-i Beytten gelen ve şimdi izharı lzım olmayan içtihadınızı vesile ederek hem sana, hem Nur şkirdlerine darbe vurabilirler. Mdem, zemmetmemek ve tekfir etmemekte bir emr-i şer yok, fakat zemde ve tekfirde hükm-ü şer var. Zem ve tekfir, eğer haksız olsa, büyük zararı var;eğer haklı ise, hiç hayır ve sevap yok.çünkü tekfire ve zemme müstehak hadsizdir. Fakat zemmetmemek, tekfir etmemekte hiçbir hükm-ü şer yok, hiç zararı da yok.

İşte bu hakikat içindir ki; ehl-i hakikat, başta Eimme-i Erbaa ve Ehl-i Beytin Eimme-i İsna Aşer olarak Ehl-i Sünnet, mezkr hakikata müstenid olan kanun-u kudsiyeyi kendilerine rehber edip, İslmlar içinde o eski zaman fitnelerinden medr-ı bahs ve münakaşa etmeyi caiz görmemişler, menfaatsiz, zararı var demişler.

Hem o harblerde, çok ehemmiyetli sahabeler, nasılsa iki tarafta bulunmuşlar. O fitneleri bahsetmekte o hakik sahabelere, Talha ve Zübeyr (R.A.) gibi Aşere-i Mübeşşereye dahi tarafgirane bir inkr, bir itiraz kalbe gelir. Hat varsa da tevbe ihtimali kuvvetlidir. Oeski zamana gidip lüzumsuz, zararlı, şeriat emretmeden o ahvlleri tedkik etmekten ise; şimdi bu zamanda bilfiil İslmiyete dehşetli darbeleri vuran, binler lnete, nefrete müstehak olanlara ehemmiyet vermemek gibi hlet, mümin ve müdakkik bir ztın vazife-i kudsiyesine muvafık gelemez...

Hatt Sabri ile küçücük münakaşanız; hem Risale-i Nura, hem hakaik-ı maniyenin intişarına ehemmiyetli zarar verdiğini senden saklamam. Aynı vakitte burada hissettim, müteessir ve müteellim oldum. Sonra senin gibi ehl-i tahkik bir limin Risale-i Nura oraca ehemmiyetli bir hizmete vesile olacak Sabri oraya gelmesi, ikinizden büyük bir hizmet-i Nuriye beklerken, bilkis üç cihetle Nura zarar geldiğini hissettim ve gördüm.Acaba neden bu zarar olmuş? diye, iki-üç gün sonra haber adlım ki; Sabri;mnasız, lüzumsuz seninle münakaşa etmiş; sen de hiddete gelmişsin.

Eyvah!dedim.Y Rab! Erzurumdan imdadıma yetişen bu iki ztın münakaşasını musalhaya tebdil et.diye dua ettim. Risale-i Nurun İhls Lemalarında denildiği gibi; şimdi ehl-i man, değil müslüman kardeşleriyle, belki Hıristiyanın dindar ruhnleriyle ittifak etmek ve medr-ı ihtilaf meseleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. çünkü, küfr-ü mutlak hücum ediyor.

Senin, hamiyet-i diniye ve tecrübe-i ilmiye ve Nurlara karşı alkanızdan rica ediyorum ki, Sabri ile geçen macerayı unutmağa çalış ve onu da affet ve hell et. çünkü o, kendi kafasiyle konuşmamış; eskiden beri hocalardan işittiği şeyleri, lüzumsuz münakaşa ile söylemiş. Bilirsin ki; büyük bir hasene ve iyilik, çok günahlara keffaret olur.

Evet, o hemşehrimiz Sabri, hakikaten Nura ve Nur vasıtasiyle mana öyle bir hizmet eylemiş ki, bin hatsını affettirir. Sizin lcenablığınızdan, o Nur hizmetleri htırı için, dost bir hemşehri ve Nur hizmetinde bir arkadaş nazariyle bakmalısınız. Sahabelerin bir kısmı, o harblerde, adalet-i izafiye ve nisbiye ve ruhsat-ı şeriyyeyi düşünüp tbi olarak, Hazret-i Alinin (R.A.) tkib ettiği adalet-i hakikiye ve azimet-i şeriyye ile beraber zhidne, müstağniyane, muktesidane mesleğini terkedip muhalif tarafa bu içtihad neticesinde girdiklerini, hatt İmam-ı Alinin (R.A.) kardeşi Ukayl ve Habrül-Ümme unvanını alan Abdullah İbn-i Abbas dahi bir vakit muhalif tarafında bulunduklarından, hakik Ehl-i Sünnet Velcemaat, bir düstr-u esasiye-i şeriyyeye binaen diyerek o fitnelerin kapısını açmak, bahsetmek caiz görmüyorlar. çünkü; itiraza müstehak bir kaç tane varsa, tarafgirlik damariyle büyük sahabelere, hatt muhalif tarafında bulunan l-i Beytin bir kısmına ve Talha ve Zübeyr (R.A.) gibi Aşere-i Mübeşşereden büyük ztlara itiraza başlar, zem ve advet meyli uyanır diye Ehl-i Sünnet, o kapıyı kapamak tarafdandır.

Devam Edecek