Emirdağ Lahikası
Eklenme: 16.02.2012 00:00:00

Rabian: Mdem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor; ve mdem siz de herkes gibi kabre koşuyorsunuz; ve mdem o kat ölüm ehl-i dallet için dam-ı ebeddir, yüzbin hamiyetçilik ve dünyaperestlik ve siyasetçilik onu tebdil edemez; ve mdem Kurn, o dam-ı ebediyi, ehl-i man için terhis tezkeresine çevirdiğini güneş gibi isbat eden Risale-i Nur elinize geçmiş ve yirmi seneden beri hiçbir feylesof, hiçbir dinsiz ona karşı çıkamıyor.. bilkis dikkat eden feylesofları mana getiriyor ve bu oniki sene zarfında dört büyük mahkemeniz ve feylesof ve ulemadan mürekkeb ehl-i vukufunuz, Risale-i Nuru, tahsin ve tasdik ve takdir edip, man hakkındaki hüccetlerine itiraz edememişler. Ve bu millet ve vatana hiçbir zararı olmamakla beraber; hücum eden dehşetli cereyanlara karşı sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kurn olduğuna Türk Milletinden, hususan mekteb görmüş gençlerden yüzbin şahid gösterebilirim; elbette benim size karşı bu fikrimi tam nazara almak, ehemmiyetli bir vazifenizdir. Siz dünyev çok diplomatları her zaman dinliyorsunuz; bir parça da hiret hesabına konuşan benim gibi kabir kapısında vatandaşların hline ağlayan bir bçareyi dinlemek lzımdır.

Küçük bir Hşiye:

Hilmi Bey! Tliin var. Ben, hapiste ve burada iken hakkımda seni merhametsiz gördüm. Ne vakit hiddet ettim, bedduayı niyet ettim, Hilmi Bey namında benim bir kardeşim ve Nurun has bir şkirdini her vakit hayırlı duamda ismiyle zikrettiğimden, sana beddua niyet ederken, bu hayırlı duaya mazhar Hilmi Bey ismi deta şefaatçi oldu, beni menetti; ben de, o niyetten vazgeçtim; Senin beni tzib eden memurlarından gelen eziyete tahammül edip o bedduadan vazgeçtim. çok defa hayret ediyordum. Bana bu kadar sebepsiz azap vermekle beraber sana hiddet emiyordum. Demek en sonunda seninle dost olacağız diye o hiss-i kablelvuku ile kalbe gelmiş.

Bu istida yirmi senedenberi hiç müracaat etmediğim halde, bir hiddet zamanında bir defa olarak beni tzib eden Dahiliye Vekili Hilmiye hitaben yazılmış, bera-yı malmat Afton Emniyet Müdürüne gönderilmiş. Mnasız, lüzumsuz dört-beş defa bana sıkıntı verdiler. Senin yazın böyle değil, kim sana böyle yazmış? diye resmen beni karakola çağırdılar. Ben de dedim: Böylelere müracaat edilmez, yirmi sene sükutum haklı imiş.

Ey Emirdağı hükmeti ve zbıtası! Bu hasbıhali bir sene evvel yazmıştım. Fakat vermedim, sakladım. Şimdi, beş cihetle kanunsuz beni husus ikametghumda bir hizmetçiden men ve müdahele etmeleri gibi dünyada emsalsiz bir tarzda beni istibdad-ı mutlak altına alıyorlar. Kanun namına kanunsuzluk edenleri, insafa gelmek fikriyle izhar ediyorum.

DAHİLİYE VEKİLİ İLE HASBİHALDEN BİR PARçADIR

Hiçbir tarihte ve zemin yüzünde emsali vuku bulmayan bir zulme ve on vecihle kanunsuz bir gadre ve tazyika hedef olmuşum. Şöyle ki:

Hem, şiddetli sukiasd eseri olarak zehirlenmeden hasta; hem gayet zaif, yetmişbir yaşında ihtiyar; hem, kimsesiz, acınacak bir gurbette; hem, palto ve fanil ve pabucunu satmakla maişetini temin eden fakirül-hal, hem, yirmibeş sene münzev olmasından, binden ancak tam sdık bir adam ile görüşebilen bir merdüm-giriz, mütevahhiş; hem, yirmi sene hayatını ve eserlerini üç mahkeme ve Ankara ehl-i vukufu inceden inceye tedkikten sonra bilittifak beraetine ve eserleri vatana, millete zararsız olarak menfaatli olmasna karar verilmiş bir msum; hem, Eski Harb-i Umumde ehemmiyetli hizmet etmiş bir evld-ı vatan; hem, şimdi bu milleti, bu vatanı, anarşilikten ve ecnebi ifsadlarından kurtarmak için meydandaki tesirli sriyle bütün kuvvetiyle çalışan bir hamiyetperver; ve mahkemede yetmiş şahidle isbat edildiği gibi, yirmibeş senede bir gazeteyi okumayan, merak etmeyen ve yedi sene Harb-i Umumye bakmayan; sormayan, bilmeyen ve eserlerinde kuvvetli delillerle siyasetten bütün bütün alkasını kestiğini isbat eden ve dünyanıza karışmadığını adliyeleriniz resmen itiraf ettiği bir zararsız adam; hem, hiretine ve ihlsına zarar gelmemek için şiddetle teveccüh-ü mmeden kaçan ve kardeşlerinin onun hakkındaki hüsn-ü zanlarından ve medihlerinden çekinen, beğenmeyen bu bçare Saide; başta Dhiliye Vekili olan sen, Afyon valisini ve Emirdağ zabıtasını musallat edip, her gün bir ay haps-i münferid azbını çektirmek ve tecrid-i mutlak içinde tek başıyla bir haps-i münferidde durmağa mecbur etmek, hangi maslahatınız iktiza eder? Hangi kanun bu dehşetli gadra müsaade eder diye, hukuk-u umumiyeyi muhafaza eden adliyenin yüksek dairesi vasıtasiyle Dahiliye Vekiline beyan ediyorum.

Devam Edecek