Emirdağ Lahikası
Eklenme: 21.02.2012 00:00:00

Bu hakikat için, hem bu zamanda enaniyet ziyade hükmettiği için, haddimden çok ziyade olan hüsn-ü zanları kendime almıyorum. Ve ben, kardeşlerim gibi, kendi nefsime hüsn-ü zan etmiyorum.Hem kardeşlerimin bu bçare kardeşlerine verdiği makam-ı uhrev, hakik, din makam ise; Mektubatta İkinci Mektubun hirindeki kaideye göre, Şahsıma verdikleri mnev hediye olan kemltı, eğer hş! Ben kendimi öyle bilsem, olmamasına delildir;kendimi öyle bilmesem, onların o hediyesini kabul etmemk lzım geliyor. Hem kendini makam sahibi bilmek cihetinde enaniyet müdahale edebilir...

Bir şey daha kaldı ki; dünya cihetinde hakaik-ı maniyenin neşrindeki vazifedar, makam sahibi olsa, iyi tesir eder denilebilir.Bunda da iki mni var.

Birisi: Faraza velyet olsa da; bilerek, isteyerek makam yapmak tarzında, velyetin mahiyetindeki ihls ve mahviyete münafidir. Nübüvvetin vereseleri olan Sahabeler gibi izhar ve dva edemezler; onlara kıyas edilmez.

İkinci Mni: Pek çok cihetlerle çürütülebilir ve fni ve cüz ve muvakkat ve kusurlu bir şahıs sahip olsa, Nurlara ve hakaik-ı maniyenin fütuhatına zarar gelir.Fakat bir nokta var ki, mucib-i şükrandır; ehl-i siyasetteki düşmanlarım, mezkr hakikatları bilmedikleri için; şerefli, izzetli Eski Saidi düşünüp mütemadiyen Nurlar bedeline benim şahsıma ihanet ve tenks etmekle meşgul oluyorlar. Bzı mütaassıb enaniyetli hocaları da şahsımın aleyhine çeviriyorlar; güy Nurları söndürmeye çalışıyorlar. Halbuki, Nurları daha ziyade parlattırmaya vesile oluyorlar. Nurlar, di şahsımdan değil, Kurn güneşinin menbaından nurları alıyor.

Alamescid Köyü Hocası İbrahim Edhemin halisane mektubuyla, ehemmiyetli ve Nurun msum şkirdlerinin o mübarek hocanın dersinden tam hisse alan ve Nurun msum şkirdlerinin o mübarek hocanın dersinden tam hisse alan ve Nur dairesine giren altı küçücük msumların kendi kendilerine düşünüp hocalarına söyleyerek, altı pusla kendi kalemleriyle yazarak, bu ihtiyar, hasta Saide, o msum mübarekler, ömürlerinden herbiri bir kısmını vermesi, hakikaten gayet medr-ı hayret ve takdir bir hadise-i Nuriyedir. Ben dahi o msumların o mübarek hediyelerini kabul edip, yine o küçücük Saidlere hediye ederek, benim yerimde çalışmak için bağışlıyorum. Cenb-ı Hak, onları muvaffak eylesin. O küçücük Saidler ise, işaretlerinden: İbrahim dokuz yaşında, Mustafa onbir yaşında, Halil İbrahim oniki yaşında, Emin Yılmaz ondört yaşında, Mehmed onbir yaşında, Abdullah oniki yaşlarındadır.

Medrese-i Nuriye kahramanlarından ve o medresenin üstad-ı mübareki, merhum Hacı Hfızın mahdumu ve vrisi Hfız Mehmedin, o medresenin umum şkirdleri namına yazdığı mektubunda Nurla iştigalin, ölümden başka her belya, hastalıklara bir ilç olduğu gibi; dehşetli ölümü de, cennetin kapısı gösterip, ehl-i manı heyecanla şevke getiriyor. diye fıkrası hakikat olduğuna pek çok hadiseler var. Msum mahdumu da hfızlığa başlaması... İnşallah muvaffak olacak, ceddinin ve pederinin mübarek hfızlık unvanlarını daimleştirecek.

Medrese-i Nuriyenin elmas kalemli kahramanlarından Mustafa Yıldızın, sureten kısa ve mnen uzun ve kıymetli mektubunda, medrese-i Nuriyenin kahramanlarına havale edilen Sikke-i Gaybiyenin yağlı kğıda yazılmasını, üç-dört hüdhüdün mnen alkışlaması gösteriyor ki; inşallah Sikke-i Gaybiye medrese-i Nuriyede parlak bir tarzda çıkacak ve güzel fütuhat yapacak.

Kahraman Tahirnin gönderdiği kısa münct, sıhhatlidir. Fakat yalnız baştaki kısmın tercümesi var. Şimdi tam tercüme etmeğe hlim müsaade etmiyor.. aynen yazılsın.Bu kısacık münct gösteriyor ki; enaniyet-i nefsiye ve hissiyat-ı hayatiye, Risale-i Nurun telifi zamanında hükmetmemişler, Nurların ihls ve safiyetini bulandırmamışlar. Eski Harb-i Umumde, daima şehid olmağa muntazır olduğumdan, İşrtül-İcz Tefsiri tam, hlis yazıldığı gibi; bu müncttaki tam rabıta-i mevtin kuvvetli tezahürü dahi, Nurların sfi ve hlis bir mahiyet almasına vesile olmuş. İnşallah hissiyat-ı nefsaniye karışmamış.

Devam Edecek