Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Evvel: Hem Medresetüz-Zehra şkirdlerini, hussan mübarekler heyetini ve Isparta Vilyetini merhum Hfız Mustafanın vefatıyla tziye ve Hfız Mustafayı tam vazifesini yapmasıyla yirmi senede ikinci bir Hfız Ali olarak yirmi seneden beri usanmadan, sarsılmadan Nurların neşrine çalışmasını, bütün ruh u canımızla tebrik, hem onu, hem Isparta Vilyetini, hem Medresetüz-Zehrayı tebrik ediyoruz.
Hakikaten bu merhum kahraman kardeşimiz aynen Hfız Ali gibi vazifesini bitirdi; lem-i Nra ve Berzaha Hfız Ali ve Hasan Feyz gibi kardeşlerinin yanına gitti. Cenab-ı Hak Risale-i Nurun hurufatı adedince onun defter-i hasenatına hayırlar yazsın ve ruhuna rahmet eylesin. min!
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Size, şahsıma it birkaç meseleyi beyan etmek kalbime ihtar edildi.
Evvel: Bzı has kardeşlerim şahsıma hizmette dikkatsizlik ettiklerinden, onların bana karşı acımasını noksan gördüğümden bazen hiddet ve tekdir ettiğim vakit kalbime geldi ki: O bçareler ziyade hüsn-ü zanla tahmin ediyorlar ki, Üstadımız istese belki bzı ruhanler, cinler de hizmet edecekler, belki ediyorlar.
Hizmet-i Nriyede inayetin aşikre cilvesi gösteriyor ki, Onun şahsının perişaniyetine meydan verilmiyor. Ve şefkatimize muhtaç değil diye hizmette bzı kusurları oluyor. Hatta bugün de birisi araba getirecekti; dikkatsizlik yüzünden ben yayan çıktım. Bir saatte on saat kadar zahmet çektim. Ben de birkaç gün evvel böyle kusuru yapanlara demiştim, tekrar edeceğim, siz de dinleyiniz:
Nasıl ki Risale-i Nuru ve hizmet-i maniyeyi, dünyev rütbelerine ve şahsım için uhrev makamlarına let yapmaktan sırr-ı ihls şiddetle beni menettiği gibi; öyle de: Kendi şahsımın istirahatına ve dünyev hayatımın güzelce, zahmetsiz geçmesine, o hizmet-i kudsiyeyi let yapmaktan cidden çekiniyorum.
çünkü: Uhrev hasenatın bki meyvelerini fni hayatta cüz bir zevk için sarfetmek, sırr-ı ihlsa muhalif olmasından katiyyen haber veriyorum ki: Triküd-dünya ehl-i riyzetin arzu ve kabl ettikleri ruhn, cin hüddamlar bana her gün, hem aç olduğum zamanda ve yaralı olduğum vakitte en güzel ilç getirseler, hakiki ihls için kabul etmemeğe kendimi mecbur biliyorum.
Hatta berzahdaki evliyadan bir kısmı temessül edip bana helva baklavaları hizmet-i maniyeye hürmeten verseler, yine onların elini öpüp kabul etmemek ve uhrev, bki meyvelerini dünyada fni bir srette yememek için nefsim de kalbim gibi kabul etmemeğe rıza gösteriyor.
Fakat kasd ve niyetimiz olmadan inayet cihetinde gelen bereket gibi ikramat-ı Rahmaniye, hizmetin makbuliyetine bir almet olduğundan, nefs-i emre karışmamak şartiyle ruhumla kabul ederim. Her ne ise.. bu mesele bu kadar kfi.
Devam edecek