Aziz, Sıddık ve Mübarek Kardeşlerim!
Evvel: Kardeşimiz İnebolu Husrevi Nazif çelebi bana yazıyor ki: Hizb-i Nriye ve Salvatın neşrini bitirdikten sonra ne münasib ise neşredeceğim diye soruyor.
Bence sizin tensibinizle Hastalar ve İhtiyarlar Lemaları ve Onyedinci Mektub olan çocukların kısacık Tziyenamesi ve Yirmibirinci Mektub İhtiyarlara hizmet hakkındaki kısa mektubun- neşri münasiptir. Fakat Medresetüz-Zehranın erknı hangi cümle ve hangi fıkra münasib görürlerse kaldırabilirler ve ıslah edebilirler. Ve daha kısa başka münasib risaleler varsa ilve edebilirler. Bu melde kahraman Nazife çabuk cevap gönderiniz. Hakikaten, o kardeşimizin Cevşenül-Kebiri ve Hizb-i Nuriyeyi Salvat ile beraber neşri, Nurculara ve ehl-i mana büyük bir hizmettir. Cenb-ı Hak her bir harfine mukabil ona ve yardımcılarına bin sevap ihsan etsin. min.
Saniyen: Yeni ehl-i hükmet yavaş yavaş anlıyor ki, hakiki kuvvet Kurndadır. Ve İslmiyet uhuvveti ile ve manın hakaikı ile tahribatçı düşmanla karşı dayanabilirler. Evet bir tahripçi, yirmi tmirciyi telşa düşürür ve bazen mağlub edebilir. Koca çini kendine tbi yapan bir kuvveti, buradaki yirmi milyon Müslümana karşı deta mağlb bir vaziyette tecavüzden durduran, madd kuvvetler, harici dahili tedbirler, ittifaklar değil; belki yalnız Kurn ve manın hakikatları, onların en büyük kuvveti olan mneviyat-ı kalbiyeyi tahribatlarına karşı sed çekmesi ve mnev yaralarını tedavi etmesidir. Ve yeni hükmetin Maarif Vekili bu hakikatı hissetmiş ki, seleflerine muhalif olarak en ziyade iman hakikatlarının neşrine, din derslerine ehemmiyet veriyor. Hatt büyük bir ehemmiyetle şimdi de Şark Drülfünunu tabirlerince Doğu Üniversitesi- için yüz bin lira tahsis edildiğini gazeteler yazmış.
Hem mezkr hakikatı; hem Ankara, hem İstanbul Üniversiteleri o dehşetli, tahribatçı kuvvete karşı hem vatanı, hem gençliği kurtaracak hakaik-ı Kurniye ve maniye olduğunu katiyyen bildiler ki, Ankaradaki Üniversiteliler bin yediyüz imza ile Maarif Vekilinin din derslerini cebr mekteplere koyması için tebrik etmişler. Ve İstanbul Üniversitesinde yeni hükmetin en mühim bir rüknüne demişler ki:
Anadoluda Din lehinde kuvvetli bir cereyan var... Onlara da solcular gibi bir derece meydan vermeyeceğiz. demesine mukabil; o üniversitenin mümessili, din neşriyatı yapanlar aleyhinde olduğu halde, o reise demiş ki:
Eğer dediğin o cereyan Risale-i Nur ise, ne siz ve ne de Avrupa onu mağlb edemez.
Bu mesele münasebetiyle meslek ve meşrebime muhalif olarak Eski Saidin bir iki dakika kafasını başıma alarak diyorum ki:
Küfür ile man ortası yoktur. Bu memlekette İslmiyete karşı komünist mücadelesi ortası olamaz. Sağ ve sol, ortası üç meslek icabettirir. Eğer İngiliz, Fransız deseler hakları var. Sağ İslmiyet, sol komünistlik, ortası da Nasraniyet diyebilirler. Fakat bu vatanda küf-ü mutlaka karşı man ve İslmiyetten başka bir din, bir mezhep olamaz. Olsa, dini bırakıp komünistliğe girmektir. çünkü hakik bir Müslüman hiçbir zaman Yahudi ve Nasran olamıyor. Olsa olsa dinsiz olup tam anarşist olur.
İnşallah, Maarif ve Adliye vekilleri gibi sair erknlar da bu ehemmiyetli hakikatı tam anlayacaklar. Sağ-sol tbiri yerine, hak ve hakikat ve Kurn ve man kuvvetine dayanıp bu vatanı küfr-ü mutlaktan, anarşilikten, zındıkadan ve onların dehşetli tahribatlarından kurtarmağa çalışmalarını Rahmet-i İlhiyeden bütün ruh u canımızla niyaz ve rice ediyoruz.
Devam edecek