Emirdağ Lahikası
Eklenme: 24.05.2012 00:00:00

Hşiye: Kardeşlerim! Evvelce gördüğünüz şiddetli ihtarın bir derece tağyirine üç şey vesile oldu.

Birincisi: Nur kahramanı Husrevin beyaniyle yirmibeş adliye mahkemelerinin Risale-i Nurda suç yok diye itiraflarıdır.

İkincisi: Nurun bir kahraman avukatı Ankara hükmeti Said aleyhinde olmadığından şiddetli kelimeler tadil edilse münasiptir demesidir.

Üçüncüsü: Kati haberlere göre Afyon Mahkemesi Nurun altıyüz bin fedakr talebesi var demesine binaen Malatya hadisesi bahanesiyle hiç olmazsa Nur talebelerinden altıyüz faal ve muktedir olanlarını mahkemeye vermek plnı var iken, yalnız onaltı adamı ve bundan yalnız altı adama ve bundan bir tek adamın bir sene mahkm edilmesi Nurcular aleyhindeki zlimane tazyikat hafifleşmesi ve def olmasının almetidir. Onun için bir derece şiddetli kelimeler tadil edildi.

(Hazret-i Üstadın Emirdağında Santral Sabri, Sıddık Süleymana Arab İşrt-ül-İczdan verdiği derstir.)

İşrtül-İcazın birinci cüzü ki: Tamamı yetmiş cüz olacaktı. Fakat Risale-i Nur mnevi bir tefsir-i Kurani olduğu için dedi: Bu zamanda bana daha lüzum var. Öteki cüzler yerinde onlar yazıldı. Evet, İşrtül-İcaz, umum Risale-i Nurun bir fihristesi, bir listesi ve o nur bahçesinin bir fidanlığı ve sırr-ı iczil Kurnın bir menbaı olduğu görünüyor. Gayet ince ve derin olduğu için şimdiye kadar limler pek azını anlamışlardı. Fakat kimin eline geçmiş ise, fevkalade takdir etmiş ve emsalsiz demiş. Dehşetli eski harb içinde, avcı hattında bazan da at üzerinde icazdaki icazın en ince münasebtını görmek ve onlarla tam meşgul olmak ve koca dehşetli harbin tehlikesi onu müşevveş etmemek ve incimad derecesindeki soğukta avcı hattında o incecik icaz münasebetlerini her şeyden daha ehemmiyetli görmek, eski Saidin hakikaten hizmet-i Kuraniyede harika bir fedakarlığıdır. Hatta Yeni Saidin otuzbeş senede bu acib zamanda gazeteleri okumamak ve on sene İkinci Harbi bilmemek, sormamak ve idam niyetiyle hapisliğinde, Kuran esrarını yazmaktan vazgeçmemek ve bütün tehlikeleri hiçe saymaya nisbeten Eski Saidin o acib vaziyetinde o dehşetlere ehemmiyet vermeden İşrtül-İcz nüktelerini yazdığı zaman gösterdiği ilmi ve mnevi fedakrlığını Yeni Saidin bu otuz senedeki fedakrlığından daha hrika görüyoruz.

Saniyen: Bu İşrtül-İczın matbu nüshasında hakikaten bir keramet var ki; tesadüf ihtimali yoktur. Onun için bir defa daha aynı tarzda ve kerametli kıtada tab etmek ve Arabistana ve Pakistan gibi yerlere göndermek münasip görüldü. Fakat Eski Said, icazdaki icazı beyan ettiği ve en ince münasebet-i belgatı beyanı içinde gayet ince ve kısa, icazlı cümleleri bir derece izah ve Türkçeye tercüme etmek lzım geliyor.

İşrtül-İczın hrikalarından birisi de budur ki: Her bir yetin sair yetlere münasebatını ve her yetteki cümlelerinin birbirine karşı nisbetini ve nizamını ve her cümledeki heyetlerin ve harflerin mn-yı maksuda karşı nisbetlerini ve teveccühlerini gösterip yetlerin intizamından ve cümlelerin nizamından ve her cümlenin heyetinin nazmından bir lema-i icaz göstermesidir. Adeta bir saatin saniyeleri sayan mili ve dakikaları sayan yelkovanı ve saatleri sayan ibresi gibi o nazımdaki nükteleri beyan ve ondaki hakikati bürhanlarla izah, hatt bazen bir tek harfte büyük bir hakikatı ifade etmesidir. Ve her bir yetin hakikatini gayet icaz ile ve kati hüccetlerle isbat ediyor ki; şimdi yüzotuz risalenin çekirdekleri ve hulsaları hükmündedirler. Ve cümlenin ve cümledeki heyetlerin ve harflerin nüktelerini ve ifade ettikleri zımni hükümlerini bil istisna ilm-i mantığın ve usl-i din ve sair ilimlerin kanunlariyle beyan eder. Hatt hurtebini bir mnevi letle, görünmeyen incecik münasebt-ı belgati beyan ediyor ve emarelerini gösteriyor. Ve Kurnın nazarı küll olmasından bütün beyan edilen hak mnalara ve nüktelere, elbette kuds elfz-ı Kurniye zımni, remzi işaret ve delalet eder denilebilir.

Hüsrev, Sungur, Hayri, Sdık, Sabri, Sıddık Süleyman

Devam edecek