Emirdağ Lahikası
Eklenme: 8.06.2012 00:00:00

Saniyen: Şiddetli hastalık ve sair sebeplerin tesiriyle ben Nurcu kardeşlerimle konuşamadığımdan ve o musahabeden mahrum kaldığımdan benim bedelime sizler ve Risale-i Nuru Kurn medresesinde Yeni Saide verdiği ders.. ve Eski Saidin de Hutbe-i Şmiye ve zeyilleri gibi hayat-ı içtimaiye medresesinde aldığı dersleri ve konuşmaları bu bçare kardeşiniz bedeline müştak olduğum kardeşlerimle benim yerimde konuşmalarını tevkil ediyorum.

Slisen: Bir küçük medrese-i Nuriyeyi kendi hanesinde tesis edip kahraman Tahir gibi bir has, hlis Nur nşirini daire-i Nuriyeye veren Tahirnin merhum pederinin vefatını, hem onun akrabasını, hem Ispartayı, hem Nur dairesini tziye ediyorum. Cenb-ı Hak Nurun hurufları adedince ruhuna rahmet eylesin. min...

Rbian: İnebolu, Zühretün-Nurdan üçyüzü benim hesabıma tahsis etmiş. Ben de dedim: Yüzelli Ispartaya ve yüzelli bana gelsin. Bana gelmiş, size gelen ise, ileride bana vereceğiniz Mektubat Mecmuasına mukabil ve size borcum var ise hesap edersiniz...

Hmisen: Irak tarafında, hususan Bağdattaki Üstad-ı zamın türbedarına ve kardeşlerime selmımı tebliğ ve hayatım müsaade ederse, bütün ruh u canımla o havaliye gitmek iştiyakımı bildirirsiniz.

Hasta Kardeşiniz

SaidNurs

Aziz Kardeşlerim!

Eski Saidin matbu eski eserlerinden birisi elime geçti. Merak ve dikkatle baktım. Bu gelen fıkra kalbe geldi. Münasipse Mektubat hirinde yazılsın.

Evvel: Hürriyetin üçüncü senesinde aşirler arasında meşrtiyet-i meşrayı aşire tam bildirmek ve kabul ettirmek için Ertuş aşiri içinde hususan Küdan ve Mamhurana verdiği ders ve bin üçyüz yirmidokuzda matbaa-i Ebüzziyada tabedilen kırkbir sene evvel tabedilmiş fakat maatteessüf yirmi-otuz seneden beri arıyordum, bulamamıştım. Bu defa birisi bir nüsha bulup bana göndermiş. Ben de eski Said kafasını alıp ve yeni Saidin sünuhatıyla dikkatle mütala ettim. Anladım ki Eski Said acb bir hiss-i kablelvuku ile otuz-kırk sene sonra şimdi vukua gelen vukuat-ı maddiye mneviyeyi hissetmiş. Ve bedev Ekrad aşiri perdesi arkasında bu zamanın meden perdesini kendilerine maske yapan ve vatanperverlik perdesi altında dinsiz ve hakik bedev ve hakik mürteci; yni, bu milleti, İslmiyetten evvelki detlerine sevk eden hinleri görmüş gibi onlarla konuşup başlarına vuruyor.

Saniyen: O matbu eserin yüzbeşinci sahifeden t yüzdokuza kadar parçaya dikkatle baktım. O zamanda aşire ders verdiğim o sualler ve cevaplar vaktinde mühim bir veli içlerinde bulunuyormuş. Benim de haberim yok. O makamda şiddetli itiraz etti. Dedi:

Sen ifrat ediyorsun, hayal hakikat görüyorsun, bizi de tahkir ediyorsun. hirzamandır. Gittikçe daha fenalaşacak. O vakit ona karşı matbu kitapta böyle cevap vermiş:

Herkese dünya terakki dünyası olsun yalnız bizim için mi tedenni dünyasıdır? Öyle mi? İşte ben de sizinle konuşmayacağım şu tarafa dönüyorum; müstakbeldeki insanlarla konuşacağım.

Ey yüzden t üçyüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş, skitane benim sözümü dinleyen ve bir nazar-ı hafiyyi-i gayb ile beni temşa eden Said, Hamza, Ömer, Osman, Yusuf, Ahmet vs. size hitap ediyorum.

Devam edecek