Emirdağ Lahikası
Eklenme: 30.06.2012 00:00:00

Hakikat-ı halde, geçen mahkemelerin beraetler vererek tamamen iade ettikleri Risale-i Nurun 130 parçasından bir parçası olan Gençlik Rehberi, vatan ve milletin saadetinde en birinci vesilelerden birisidir. O eserleri okuyup, onların dersleriyle sefahet ve dalletin girdablarından kurtulduklarını mahkemelerde söyleyen yüzler Nur talebeleri ve şimdi bizzat o eserlerle vatan ve millete nfi bir uzuv hline geldiklerini hayatlariyle ve hizmetleriyle isbat eden binler Türk gençleri bizler, o asılsız isnadları, o müfterilerin yüzlerine çarpıyoruz.

Hakikaten ne kadar acıdır ki: syişin teminine, ahlkın muhafazasına vesile olmuş, adliyeye ve zbıtaya binler faydası bulunmuş bir eser, bugün hakikatın tamamen aksine olarak suçlu gösterilip zararlı tevehhüm edilmek isteniyor. Artık bu kadar bedih bir zıddiyet karşısında insaf ve vicdan sahiplerinin vicdanlarına ve insaflarına havale edipÜstadımız hakkında o ehl-i vukufun; dini siyasete let ediyor demelerine mukabil biz de diyoruz: O ehl-i vukuf, adliyeyi dinsizliğe let ediyor.

Bilirkişi raporunda bir isnad da, müellif, Risale-i Nur şahs-ı mnevsi namına konuşmaktadır, Kalbe ihtar edildi, Leyle-i Kadirde kalbe gelen bir mesele-i mühimme gibi, bzı cümleleri ele alarak bununla şahs nüfuz temin etmek maksadının müellifte bulunduğudur.

Bu kadar asılsız ve mnasız bir isnad karşısında insan, o bilirkişi namını alanların bilirkişi mahiyetinden tamamen uzak olduklarına hükmedip, o cehaletleri ve o vukufsuzlukları karşısında hayrette kalıyor.Hiç olmazsa, ehl-i vukuf, hürmeten bu ciheti dikkatle mütala etseydiler, kendileri bu derece cehalet deresine atılmaktan belki bir derece kurtulurlardı. Bu asılsız isnada karşı evvel: Bütün Risale-i Nur eserleri ve mektupları ve Üstadımızın bütün hayatı en kat delillerdir ki: O aziz zt bütün gayretini, bütün hizmetini hak uğrunda ve yalnız hak için yapmış ve yalnız Hakkın htırı için konuşmuş. O suret ehl-i vukuf, Nur külliyatından yalnız küçük bir cüzünü okumakla ve dinsizlikte taassup göstererek ill ki bir suç isnad edebilmek için bu iftirayı savurmuşlar. Halbuki: O aziz zt, Risale-i Nur dersini izah ederken diyor: En büyük dersimiz, acz, fakr, şefkat ve tefekkürdür.

Hakikat-ı halde O aziz zt, büyük ve küll hizmetleriyle, en cniyane işkencelere sabır ve tahammül ederek, mücahede-i mneviyesinde devam edip küfür ve dalletin baman hücumlarını, maddiyyun ve tabiiyyunun küfr mesleklerini Kurn-ı Hakmin hakik-ı maniyesinden aldığı Nur hakikatlarıyla parçalayarak ve o Nurun 130 risalesinin yüzbinler nüshalarını, man dersleriyle ona minnettar kalan yüzbinler müştak talebeleriyle her tarafa neşreden.. dinsizliğin, bilhassa komünistliğin bu vatandaki hücumuna mni olan man hakikatlarını en kat delil ve bürhanlarla isbat ederek küfür ve dalletin btıl mesleklerini Kurnın elmas kılıncı hükmündeki man-ı Billh ve vahdaniyet-i İlhiye hüccetleriyle parça parça eden.. ve o nur eserleri şimdi lem-i İslmın büyük merkezlerinde keml-i takdir ve istihsanla neşredilen.. ve geçen sene Türkiyeyi ziyarete gelen Pakistanlı bir vekil, kırk-elli üniversite talebesine:

Kardeşlerim, ben lem-i İslmda aradığımı Türkiyede buldum. Bediüzzaman yalnız sizin değil, o bütün lem-i İslmındır. Ve yakın bir zamanda bütün İslm lemi onu anlayacaktır. Siz bu Nur eserlerine dikkatle bakın. Ben bunu doksan milyon İslmlar içinde neşredeceğim. Benim lem-i İslm hakkında pekçok endişelerim ve Üstada pekçok soracaklarım vardı. Bir saat kadar yanında yalnız Onu dinlemekle bütün endişelerim zil olup, bütün suallerime cevap aldıktan sonra şimdi Pakistana lem-i İslmın mukadderatı hakkında büyük müjdelerle gidiyorum.

Devam edecek