İkincisi: Asayişi bozmak, emniyeti ihlal etmek ihtimali bahanesiyle otuz sene cezayı bana çektirdiler. Buna cevaben deriz ki:
Mahkemenin tahkikatiyle hem beşyüz bin fedakr Nur talebeleri bulunduğu halde, hem yirmisekiz sene zarfında bu kadar zlimane ihanetlere maruz olduğumuz halde Nurcularla alkadar olan altı vilyet, altı mahkeme hiçbir vukuatını kaydedememeleri, gösterememeleri isbat ediyor ki:Nurcular, syişin muhafızlarıdırlar. İman dersiyle herkesin kafasında bir yasakçıyı bırakıyorlar. Asayişi muhafaza ediyorlar. Ve üç vilayetin insaflı zabıtaları bunu tasdik etmişler.
Üçüncüsü: Dini siyasete let yapmak istiyor, diye beni suçlu yapıyorlar. Sebilürreşadın 116. sayısındaki Hakikat Konuşuyor namındaki makalem buna kati bir cevaptır. O makalenin kısaca hulsası şudur:
Elcevap: Bütün dünyasını, hatt lüzum olsa kendi şahs hiretini dine feda etmeye bütün hayatı şehadet eden ve otuzbeş seneden beri siyaseti terk eden ve beş mahkeme bu meseleye dair kati delil bulamadığı halde seksen yaşını geçmiş, kabir kapısında hem dünyada hiçbir şeye mlik olmayan bir adam hakkında, dini siyasete let yapıyor diyenler, yerden göğe kadar haksızdırlar, insafsızdırlar, Hem bu iftiralariyle beraber, o adam hakkında güya syişi ve emniyeti ihll etmek istiyor, diyorlar. Halbuki o adamın Kuran-ı Hakimden aldığı hakikat dersi ve talebelerine verdiği ders şudur:
Bir hanede veya bir gemide bir tek masum, on cani bulunsa adalet-i Kuraniye o masumun hakkına zarar vermemek içiçn o haneyi yakmasını ve o gemiyi batırmasını menettiği halde, dokuz msumu bir tek cani yüzünden mahvetmek suretinde o haneyi yakmak ve o gemiyi batırmak en azim bir zulüm, bir hıyanet, bir gadr olduğundan dahili asayişi ihll suretinde yüzde on cani yüzünden doksan masumu tehlike ve zararlara sokmak, adalet-i İlhiye ve hakikat-ı Kurniye ile şiddetle menedildiği için, biz bütün kuvvetimizle, o ders-i Kuran itibariyle, syişi muhafazaya kendimizi dinen mecbur biliyoruz.
Bu üç-dört madde ile bizi ittiham edenler ve lüzumsuz, mahkemeleri bizimle meşgul eden gizli düşmanlarımız, şüphe yoktur ki, onlar ya siyaseti dinsizliğe let etmek istiyorlar veya bilmeyerek anarşiliği yerleştirmek istiyorlar. çünkü, bir müslüman İslamiyet dairesinden çıksa, mürted ve anarşist olur, hayat-ı içtimaiyeye zehir hükmüne geçer. çünkü anarşi hiçbir hakkı tanımaz, insaniyet seciyelerini canavar hayvanların seciyesine çevirir. Ahirzamanda gelecek Yecüc ve Mecücün komitesi, anarşistler olduğuna Kuran işaret ediyor.
Said Nurs
Aziz, Sıddık Kardeşlerimiz!
Evvela: Kuranın nakş-ı hurufundaki bir nevi mucizesini gözlere dahi gösterecek bir tarzda yazdırılan ve bu zamanda izhar edilen mucizeli ve yaldızlı Kurnımız evvelce tab için Almanyaya gönderilmiş ve İstanbulda da gayret edilmişse de üç renk üzerine tab edilmesi fazla bir masrafa ihtiyaç göstermesi gibi mnilerden geri kalmıştı. Bu defa matbaa işlerinde fazla ilerlemiş olan İtalyaya nümune için bir cüzü gönderildi. İstanbulda mümkün olursa tabı için tekrar teşebbüse geçildi. Ve şimdilik bir renk mürekkeble aynı tevafuku muhafaza ile tab edilmesine başka yerde başlanacak. Ondan sonra inşallah tam yaldızlı olarak ve üç renk ile Mısır ve Almanya veya İtalya gibi bir yerde tabedilecek.
Devam Edecek