Emirdağ Lahikası
Eklenme: 2.08.2012 00:00:00

Esaretten kurtulduktan sonra İstanbula geldim. Hareket-i Milliyeye hizmetimden dolayı Ankaraya çağırdılar. Ben de gittim. Sonra dedim: Bütün hayatımda bu darülfünunu takip ediyorum. Sultan Reşad ve İttihatçılar yirmibin altun lirayı verdiler. Siz de o kadar ilave ediniz. Onlar yüz ellibin banknot vermeye karar verdiler. Ben dedim:Bunu mebuslar imza etmelidirler.

Bazı mebuslar dediler:Yalnız sen medrese uslü ile sırf İslmiyet noktasında gidiyorsun. Halbuki şimdi garblılara benzemek lazım.

Dedim:O vilyat-ı şarkiye lem-i İslmın bir nevi merkezi hükmünde, fünun-u cedide yanında ulm-u diniye de lzım ve elzemdir. çünkü, ekser enbiya şarkta ve ekser hükema garbta gelmesi gösteriyor ki, Şarkın terakkiyatı din ile kaimdir. Başka vilyetlerde sırf fünun-u cedide okutturursanız da, Şarkta herhalde millet, vatan maslahatı namına, ulm-u diniye esas olmalıdır. Yoksa Türk olmayan müslümanlar, Türke hakiki kardeşliği hissedemiyecek. Şimdi bu kadar düşmanlara karşı tevün ve tesanüde mecburuz.

Şimdi ben zehir hastalığı ile ziyade rahatsız vaziyette ve çok ihtiyarlık sebebiyle ellibeş senelik bir gaye-i hayatımı görüp tkip etmekten mahrum kaldığım gibi Ankaraya gidip Şark terakkiyatının anahtarı olan bu müesseseye çalışanları ruh u canımla tebrik etmekden dahi mahrum kalıyorum.

Yalnız otuzbeş sene evvel Ebuz-Ziya matbaasında tabedilen Münzarat ve Saykalül-İslmiye namındaki eserim elbette maarif vekilinin nazarından kaçmamış. Benim bedelime o eser konuşsun. Ben hayatımdan ümidim kesilmiş gibiyim. Fakat o azim üniversitenin temelleri ve esasatı ve mnev bir programı ve muazzam bir tedrisatı nevinden Risale-i Nurun yüzelli risalesini kendime tevkil ediyorum. Bu vatan ve milletin istikbalinin fedakr genç üniversite talebelerine ve maarif dairesine arz edip bu meselede muvaffakıyete mazhar olan Tevfik İlerinin bu biçre Saide bedel Risale-i Nura himayetkrne sahip çıkmasını rahmet-i İlhiden niyaz ediyorum.

çok hasta, çok ihtiyar,

garib, tecrid içinde

Said Nursi

Doğu Üniversitesi Hakkında Tahrifçi

Bir Gazeteye Cevaptır

Muhalif bir partinin şiddetli ve tenkitçi tarafından bir mensubu, yani Ulusun 1.4.1954 tarihli nüshasında yazılan Atatürk Üniversitesi hakkındaki makameleye cevap hükmünde o üniversitenin hakikatini beyan ediyoruz. Şöyle ki:

Şimdi Atatürk Üniversitesi namı verilen bu Darülfununun küşadına üstadımız Said Nursi 50 seneden beri büyük bir gayretle çalışmıştır. Üstadımız ittihatçılara muhalif olduğu halde onlar ve Sultan Reşad, bu Darülfünunun inşası için 19 bin altun tahsis etmiş, Vanda üstadımız temellerini atmıştı.

Devam Edecek