Evet sevgili Üstadımız, bütün talebeleriniz hep birden diyorlar: Liyakatsizliğimiz, hiçliğimizle beraber sfiyane istihdam edildiğimiz bu hizmet-i Nuriyede bedi bir Üstada hem talebe, hem ktip, hem muhatap, hem nşir, hem mücahid, hem halka nsih, hem Hakka bid olmak gibi cihandeğer güzelliklerin hepsini birden bize veren Hazret-i Allaha ne kadar şükretsek azdır. Ve bu yapmak istediğimiz şükürler dahi, Hlıkımızın fazlıyla kalbimize gelen bir ihsan olduğunu tahattureden biz talebelerinizin kalblerini sürur ve sevinç dolduruyor. Msum Nursluların Üstadımızın küçüklüğünde geçirdikleri hayatın müteşekkirne bir tarzı, hal veetvarımızda okunuyor. Hudutsuz şükürler, nihayetsiz senlar olsun o Zt-ı Zülcelle ki, bizleri cehl-i mutlak derelerinden, isyan ve küfran bataklıklarındanlütuf ve keremiyle çıkarıp, gözleri kamaştıran en parlak bir Nura talebe etmiştir.
Eğer sevgili Üstadımız iktiran tbir edilen iki nimetin beraber geldiğini daha evvelden bize izah etmeseydi, çok minnettarlıklarımızı kalblerimize tercüman olan kalemlerimizden okuyacaklardı.
Evet, sevgili Üstadımız, biz kendimize bakıyoruz, Risale-i Nura muhatapolamıyoruz. Buna rağmen, ihtiyaç şiddetlendikçe, Hlık-ı Rahmin merhametlitecelllerini müşahede ediyoruz.
Kalb-i Üstad, parlak bir yine, bir mazhar, bir makes; lisan-ı Üstad; l birmübelliğ, bir muallim, bir mürşid; hl-i Üstad, tecessüm etmiş en güzel bir örnek, bir nümune, bir misl oluyor. Tavif-i beşerin ihtiyaçları yazılıyor, gösteriliyor.
İşte, yedi seneden beri ateş püsküren zalim beşerin hali, bugün daha çok ıztıraplı bir hale girmiş bulunuyor. Her bir zidrak, acaba yarın ne olacak düşüncesiyle kulaklarını radyoların ağızlarına koymuşlar, mütehayyir duruyorlar. ŞarktaJaponların mağlp olmasıyla, dünyanın salh u selmete ve emn ü emna kavuşması beklenirken, deccalane bir hareket şimalde kendini gösterdiği görülüyor. Şu vaziyet herkesi heyecana, endişeye sevk ediyor. İstikbalinzulmetlere gittiği zannıyla, merakla radyoları takibe koşturuyor. Lillhilhamd, Risale-i Nur, l beyanatıyla ruhlarımızı teskin ediyor, hakik dersleriyle kalblerimizi tatmin ediyor.
İşte, bu günde meydana çıkan bu dehşetli cereyanı, ancak ve ancak Hıristiyanlıkleminin Müslümanlıkla ittihadı, yani İncil, Kurn ile ittihad ederek ve Kurna tbi olması neticesi elde edilecek semv bir kuvvetle mağlp edileceği işarbuyuruluyor ki, Hazret-i İs aleyhisselmın da vürduna intizar etmek zamanının geldiğini mn-yı işr ile ihtar ediyor.
Mesmuata göre, bugünkü Amerika, aktr-ı leme tetkikat için gönderdiği dört heyetten birisini, bugünkü beşeriyetin saadetini temin edecek slim bir dintaharrisine memur etmiştir. Bu ise, müceddidliğini mahkeme lisanıyla her tarafa iln eden Risale-i Nur, bu muztarip, perişan beşeriyetin en büyük bir saadeti olacağına imanımız pek kuvvetlidir.
Sevgili Üstadımız başımızda ve en l hakikatleri taşıyan ve Kurnın en yüksek ve mübarek tefsiri bulunan Risale-i Nur elimizde oldukça, sevinçlerimiz had ve hududa alınmaz.
İşte bu hakikatlerin herbir cüzü saha-i faaliyete çıksa, her tarafta merakla, zevkle kendini okutturuyor. Buna bariz deliller pek çok var. Hususuyla, inkr-ı haşir mefkresini mağlp eden Onuncu Söz matbu nüshaları ve bilhassa gizli tabedildiği halde kendini serbest okutan ve takviye-i imanda pek yüksek harikaları taşıyan yetül-Kübr risaleleri; ve inkr-ı ulhiyet mefkresini zr ü zeber edenKülliyat-ı Nur, Hüccetül-Bliğa ve Meyve gibi eczaları meydanda...
İnşaallah, Kurnın etrafına çevrilmek istenilen imansızlığın emansız srunu, Risale-i Nur temelinden kaldıracak, imansızlığın emnsız ateşini söndürüp, b-ı hayat bahşeden şarb-ı kevserini, bütün dünyaya emanlı iman vermekle içirecektir.
Bk olan sadece Odur.
Talebeniz Hüsrev
* * *
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Sizin bayramlarınızı tekrar betekrar tebrik ediyoruz.
Gayet ehemmiyetli iki meseleyi, sizlere, zekvetinize itimaden, Risale-i Nurdamüteferrikan parçaları bulunmalarına binaen, gayet muhtasar konuşacağım.
Birincisi: Risale-i Nurun hakik ve hakikatli bir şakirdi bulunan ve Kurn-ı Mucizül-Beynın ktibi, bu defa yazdığı mektupta, haddimden bin derece ziyadehüsn-ü zannına istinaden, bir hakikat soruyor. Risale-i Nurun şahs-ı mnevsinin gayet ehemmiyetli ve kuds vazifesini; ve hilfet-i Nübüvvetin de gayet ulvvazifelerinden bir vazifesini benim di şahsımda, Üstadı noktasından bir cilvesini gördüğünden, bana o hilfet-i mneviyenin bir mazharı nazarıyla bakmak istiyor.
Evvel: Bki bir hakikat, fni şahsiyetler üstüne bina edilmez. Edilse, hakikate zulümdür. Her cihetle kemlde ve devamda bulunan bir vazife, çürümeye ve çürütülmeye mruz ve müptel şahsiyetlerle bağlanmaz; bağlansa, vazifeye ehemmiyetli zarardır.