Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bu şuhur-u mübarekede, Nurcuların şirket-i mneviyesine inşaallah pek çok kuds servet girecek. Herbir Nurcu, binler lisanla ve yüzer kalemle çalışacak gibi kr kazanacak. Ve bu mübarek ve çok bereketli aylarda beş tarzda ibadet sayılabilen kalemle Zülfikar-ı Mucizat mecmuasına hizmet edenler, tam bahtiyardırlar. Fakat yazıdan ziyade, sıhhatine dikkat etmek lzım ve elzemdir. Bugün de tatlı iki mnidar tevafuku gördüm. Kanaatım geldi ki, benim bugünlerde zahmetler içinde As-yı Ms tashihinde sıkıntılarıma mukabil, inayet-i İlhiye ücretimi ve tayınatımı şirin bir surette veriyor.
Birisi: Kahraman Tahirnin teberrük olarak getirdiği tatlı lokmalar, acip bir bereketle, hergün ikişer üçer yediğim halde bitmiyordu. Hayret ederdim. Bugün detimle iki alacaktım; baktım yalnız iki tane kalmış. İktisat için birisini aldım. Aynı saatte, Hıfzının iki msum evldının, bir kutu içinde yazdıkları nüshalar altında şekerden, ekmekten, aynen Tahirnin lokmaları gibi, hem onun miktarında elime verildi. Ben bu tatlı tevafuktan zevk alırken, dünkü gün, aynı saatte çok hararetim vardı, çok su içiyordum. Canım üryani erik hoşafı istedi. Ben bilmiyordum, unutmuştum; şiddetli bir arzuyla hararetimi teskin edecek eskide alıştığım ve çok istimal ettiğim üryani erik, bir kutu içinde ve siyenin has arkadaşlarından Nurcu Şerife Hanımın şekeriyle elime verildi. Ben de bu çok tatlı tevafukun hatırı için hem msumların, hem onların teberrüklerini yüz misli kadar kabul ettim.
Umumunuza binler selm.
Said Nurs
Mektup: 110
Aziz, sıddık, sarsılmaz, usanmaz, çekinmez, çekilmez kardeşlerim,
Evvel: Bu yaz, derd-i maişet cihetiyle ve bu şuhur-u selse, ibadet haysiyetiyle bir derece Nurların kitabetine fütur verebilir diyenlere beyan ederiz ki: Bilkis, yazmaya şevk verir ve vermek gerektir. çünkü Nurun hizmeti, hem maişet, hem rahat-ı kalbe bereketleriyle yardım ettiği gibi, ibadet-i tefekkür nevinden olması cihetiyle, mübarek ayların sevaplarına büyük yardımı olur.
Saniyen: Nurun bir şakirdi bana dedi ki: Geçen sene daha Nurlar bize teslim olmadan ve husus bir iade neticesinde burada rahmet dahi husus bir derece tezahürüyle demiştin ki: Ne vakit tam serbestiyetle Nurlar okunsa ve yazılsa ve bize iade edilse, yağmurla, rahmet tam olacak haber vermiştin. Hakikaten bu baharda hem As-yı Ms her tarafta merakla yazılması ve okunması, hem Zülfikar-ı Mucizat yazılmasına şevkle başlanması, bu emsalsiz rahmete bir vesile olduğuna kat kanaatım geliyor dedi.
Mektup: 111
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvel: Hüsrevle bir ruh iki ceset ve kendisi, bahadır biraderiyle Nur hizmetinde çok ehemmiyetli mevki alan kahraman Rüştünün acip bir el makinesini Nurlar için celbine çalışması, ehemmiyetli bir fütuhat-ı Nuriyenin mukaddemesidir. İnşaallah, yine Nurlar, Nurcuların, lyık elleriyle kalemleri gibi tab ve neşredilecek; yabani ve lyık olmayanlara muhtaç olmayacak. Fakat herşeyden evvel sıhhatli ve yanlışsız ve güzel bir tarzda makine ile, mümkünse evvel eski harfle yazılsa, sonra yeni harfle daha münasiptir. Sizlerin isabetli tedbirinize havale ediyoruz.
Saniyen: Konyalı Sabrinin Refete yazdığı mektubunu gördüm, ondan bildim ki, bu Sabri, öteki Sabri gibi gayet hlis ve samim ve çalışkan bir Nurcudur.
Bin brekllah hem ona, hem onu teşvik ve teşc eden ve hocaların yüzlerini ak eden Konya limlerine! Başta müfessir mübarek Hoca Vehbi olarak onlara ve oradaki Nur şakirtlerine çok selm ederiz ve bu mübarek şuhur-u selsede dualarını isteriz.
Said Nurs
Mektup: 112
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Sekiz sene çoluk ve çocuğuyla sadakatle bana hizmet eden; ve evld ve ahfad ve refika ve damatlarıyla Nurlara cidd çalışan; ve ders ve vaazlarını bütün Nurlardan veren; ve vefatından on dakika evvel dünyaca en ehemmiyetli vasiyeti, kendinin Nur Risalelerini tekmil için Şamlı Hafıza rica eden, vefatından iki gün evvel bana mektup yazıp benim aynı vakitte Savayı Barlaya tercih ederek Sava mezaristanında defnimi arzu ettiğimi sizlere yazdığımı sadakatin kerametiyle hissedip bana mukabele ve itiraz tarzında o mektubunda der:
Sen Barlayı ikinci vatanımdır dediğin halde, neden ona gelmiyorsun, başka yerleri tercih edersin? İptid-yı medrese-i Nuriye Barladır, senin mezarın orada olmalı diye bana ihtar etti. İki gün sonra, size yazdığım daha size yetişmeden, onun mektubunu, hem Şamlı Hafız ikinci sahifesinde yazdığı vefat haberini aldığım merhum Muhacir Hafız Ahmedin (r.h.) dünyadan göçmesi, aynen Abdurrahman gibi beni çok sarstı, ağlattırdı, (Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına musibet geldiğinde,) Biz Allahın kullarıyız; yine Ona döneceğiz (derler) dedirtti. Binler rahmet onun ruhuna insin. min. Kabri de hanesi gibi Kurn ve Nurun bir menzili olsun. min. Şüphem kalmadı ki, bu zahir sadakat kermeti, Nurcuların imanla kabre gireceklerini ispat ediyor ve hüsn-ü htimeye mazhardırlar.
Benim tarafımdan onun akrabasını tziye ediniz. Ve ben bütün dualarımda onu hissedar ediyorum diye tebliğ ediniz.
Saniyen: Kardeşimiz Refet bana yazıyor ki: İstanbulda Nurlara çok ihtiyaç var ve ekmek gibi herkes muhtaçtır. Ve kardeşlerimizden ve Nurlarla çok alkadar ve çok okumuş ve Nurcu olan Yeşil Şemseddin, Nurun hakikatlerinden ders verdiğinden, vaazında binlerle adam bulunur.
Hem Refet der: Bundan anlaşılıyor ki, Risale-i Nur, bu millete hergün ekmek gibi lzımdır.
Hem bir kısım Nurları ehemmiyetli zatlara vermiş ve Zülfikar-ı Muciztın benim tashihimden geçmiş bir nüshasını istiyor.
Umuma birer birer selm ve dua ederiz ve dualarını isteriz.
Said Nurs