Mektup: 142
Eklenme: 12.12.2023 00:00:00

Mahşerde ulema-i hakikatin sarf ettikleri mürekkep şehidlerin kanıyla muvazene edilir, o kıymette olur.

Bidaların ve dalletlerin istilsı zamanında Sünnet-i Seniyeye ve hakikat-i Kurniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehid sevabını kazanabilir.

Bu iki hadis-i şeriften alınan bir ilhamla, Risale-i Nuru yazmanın dünyev ve uhrev pek çok fidelerinden, Risale-i Nurda beyan edilen ve şakirtlerinin tecrübeleriyle tasdik edilen yalnız birkaç tanesini beyan ediyoruz.

Beş Türlü İbadet:

1. En mühim bir mücahede olan ehl-i dallete karşı mnen mücahede etmektir.

2. Üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle hizmet etmektir.

3. Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmektir.

4. Kalemle ilmi tahsil etmektir.

5. Bazan bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen, tefekkür olan bir ibadeti yapmaktır.

Beş Türlü de Dünyev Fidesi Var:

1. Rızıkta bereket.

2. Kalbde rahat ve sürur.

3. Maişette suhlet.

4. İşlerinde muvaffakiyet.

5. Talebelik faziletini almakla bütün Risale-i Nur talebelerinin has dualarına hissedar olmaktır.

Kalemle Nurlara Hizmet ve SadakatleTalebesi Olmanın İki Mühim Neticesi Vardır:

1. yt-ı Kurniyenin işaretiyle, imanla kabre girmektir.

2. Bütün şakirtlerin mnev kazançlarına, Nur dairesindeki şirket-i mneviye sırrıyla, umum onların hasenatlarına hissedar olmaktır.

Hem bu talebesizlik zamanında, melikelerin hürmetine mazhar olan talebe-i ulm-u diniye sınıfına dahil olup lem-i berzahtatlii varsa, tam muvaffak olmuşsaHafız Ali ve Meyvede bahsi geçen meşhur talebe gibi; şühed hayatına mazhar olmaktır.

Mektup: 143

Makineyle çıkan mecmuaların başında yazılacak fıkra şudur:

Risale-i Nurun bütün eczalarını iki sene hem Ankara, hem Denizli mahkemeleri ve ehl-i vukufu tetkikten sonra hem beraatimiz, hem umum Risale-i Nur eczalarını bana teslime müttefikan karar vermelerine binaen, neşirlerine bir mni yoktur. Bana verilen Risale-i Nurdan birisi, bu mecmuanın eczalarıdır.

Ispartada hem mekteplerde, hem camilerde din lehindeki icraatlar, Zülfikarın mnev fütuhatı sayılabilir. İnşaallah, Isparta nasıl Nurların medresesi olmuş, başka vilyetlere de ders veriyor; inşaallah şeir-i İslmiyede de birinci hüsn-ü misal ve nümune-i imtisal olacak.

Mektup: 144

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvel: Bu şiddetli madd ve mnev kışın, sıkıntılı madd ve mnev hastalığı vaktinde dünyadan mufarakat ve pek çok alkadar olduğum Nurcu kardeşlerimden iftirak ihtimalinden gelen elemler beni sıkarken, birden Sıddık Süleyman, Nur Santralı Sabri, umum o havalideki kardeşlerim namına ve neseb akrabalarımın da hesabına, Abdülmecid ve Abdurrahman mnsında buraya geldiler. Cenb-ı Hakka şükrediyorum, onların gelmesi, bir panzehir hükmünde bana ilç oldu. Ben de buradaki detime muhalif olarak ne olursa olsun yanıma dvet ettim, geldiler. İki üç saat kadar tam bütün meraklarımı, hususan Barladaki dostlarımın hallerini anlamakla, Barladaki eski zamanıma mesrurane bir seyahat-ı mneviye-i hayl yaptık. Ondan bir ferah, bir inşirahla elm sıkıntılarım zil oldu. Onları bir iki gün burada bırakmak isterdim. Fakat bu fena zaman ve buranın evhamlı vaziyeti müsaade etmedi. Bu iki kardeşimizi, umumunuzun hesabına kabul ettim. Ve kendime bedel, umumunuza iki canlı mektup olarak gönderdim.

Saniyen: İkinci gün, çok ziyade merak ve alka peyda ettiğim darül-fünun gençlerinin, üniversite talebelerinin namına, şimdiden, dokuz tane hakik Nurcu ve küçük Salhaddinler ve Abdurrahmanlar nevinde darül-fünunun tenvirine cidd çalıştıklarını bildiren bir mektup aldım. O küçük Abdurrahmanlar ise, Mustafa Oruç, Konyalı Ziya ve Sabrinin mahdumu Feyzi ve Bahaeddin, Abdurrahim ve Kastamonulu Ömer ve Aziz ve Şükrü ve Sabri gibi cidd genç Nurcular Nurlara sahip olmaları, merhum biraderzadem Abdurrahman ve Fuad yeniden on tane olarak dünyaya gelip vazife-i Nuriyeye başlaması gibi beni hem sevindirdi, hem hastalığımı da hafifleştirdi.

Salisen: Zülfikarın makineyle hitama yaklaşması, Nurcular, belki bütün memleket için bir saadettir. Bu saadeti elden kaçırmamak için, ne kadar ihtiyatlı tedbirler varsa yaparsınız. Eğer, farz-ı muhal olarak-inşaallah olmaz-yetül-Kübrya yapılan tecavüz gibi bir arama olsa, bütün nüshalar tecavüze mruz kalmasın. Gerçi şimdi tecavüz etmezler ve edemezler; belki müsalhaya çalışıyorlar. Fakat gizli zındıklar, kendilerini istikbalin lnetinden kurtarmak için elbette bahaneler arıyorlar ve hüküm ellerinde bulunanları aldatıyorlar. Onun için, hıfz ve inayet-i İlhiyeye tam itimad ederek ihtiyat edilmeli. İnşaallah Zülfikar kendini tecavüzden muhafaza edecek ve mütecavizlerin başını dağıtacak veya imana getirecek.