Mektup: 146
Eklenme: 14.12.2023 00:00:00

Hakikaten merhum Hasan Feyzi gibi az zamanda çok hizmet eden ve Nurlara karşı pek çok cidd alkadar olan Mustafa Osmanın, hizmetinin makbuliyetine bir delil olarak, Hasan Feyzinin ve onun ruhlarında ve sadakatlerinde iki muallim olan Ahmed Fuad ve Mustafa Sungur ve iki yüksek talebe olan Mustafa Oruç ve Rahmiyi bulması ve Risale-i Nurun o kuvvetli ellerle hizmetine çalışması, o havali için büyük bir saadettir.

Hem bazı cümleleri tadiltla beraber Lhikamıza geçirdiğimiz Mustafa Osmanın ve muallim Mustafa Sungurun müşterek acip mektupları gösteriyor ki, merhum Hasan Feyzi nevinde bir sümbül orada inkişafa başlamış; inşaalah çok biçarelerin imanını kurtaracaklar. Hususan onların mahiyetinde ve Ispartanın küçük msum kahramanlarına benzer, Rahmi nmında, on dört yaşında bir mektepli çocuğun fedakrne Nurların derslerini gaye-i hayat bilmesi, bizleri ve Nurcuları cidden sevindiriyor. O havali için gençlerin kurtulmasına bir fal-i hayırdır.

Risale-i Nurun Zülfikar ve sair mecmuaların intişarı için büyük yardımlarda bulunan ve merhum şehid Hafız Alinin en mükemmel tarzda yazdığı ve Nur fabrikasında tam çalışkan bir arkadaşı ve sadık bir vrisi olan Hafız Mustafanın eline emanet bırakılan bütün Risale-i Nur eczaları onun eline geçmesini temin eden Ahmed Fuadı ve emaneti ona teslim eden kardeşimiz Hafız Mustafayı ve Safranbolu memleketini ve oradaki kardeşlerimizi ruh u canımızla tebrik ediyoruz. İnşallah Zülfikara verdiği herbir banknota mukabil, bin kr görecek, binler hayırlara medar olacak. Hem ona, hem kardeşlerinden Hatip İbrahime, hem yeni bir fedakr muallim olan Mustafa Sungura ve küçük bir Selhaddin olan Rahmiye ve başta Mustafa Osman ve Hıfzı olarak oradaki bütün kardeşlerimize selm ederiz.

Mektup: 147

Muhterem, mübarek, muazzez, şefkatli ve faziletli Üstadımız Efendimiz Hazretlerine:

Evvel: Her musibet karşısında deriz ki: Biz Allahın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz. Risale-i Nur kahramanlarından şehid merhum Hafız Ali Efendinin refakat-i mneviyesine bu defa vsıl olan Hasan Feyzi ağabeyimizin irtihali, bizleri cidden müteessir eylemiştir. Başta siz Üstadımız Efendimiz oldukları halde bütün Risale-i Nur talebelerine ve kendisinin mensup olduğu madd ve mnev efrad-ı ailesine ve medrese-i Nuriyesine ve Denizli halkına tziyetlerimi bildirir ve teessürlerinize iştirak eylerim. Ve nçiz mnev hediyelerimi dergh-ı İlhiyeye takdim eylerken, gark-ı rahmetler ihsan buyurmasını niyazlarda bulunurum. Her nefis ölümü tadar. fehvasınca, bu lemden lem-i ervaha götürdüğü İman eden ve güzel işler yapanları, dim kalmak üzere, Cennette altından ırmaklar akan yüksek makamlara (saraylara) yerleştireceğiz. İyi işler yapanların mükftı ne güzeldir! yet-i Sübhnnin işaret buyurduğu ecr-i nam çok Hasan Feyziler sümbül vermesini eltaf-ı İlhiyeden tazarru ve niyaz eylerim.

Muhterem efendim,

Mesmuatıma nazaran, Denizlide, bundan yetmiş seksen sene evvel büyük bir evliyadan Hasan Feyzi isminde bir zt, birgün talebelerine, Bugün Kürdistanda bir evliya dünyaya geldi diye beşarette bulunmakla zt-ı devletlerini işaret buyurmuş. Bdehu Denizliye başka başka perdelerle teşrifiniz, o ztın ruhunu şd ve zaz için olduğunu telkki etmiştim. Ve az zaman sonra aynı isimde müteveffa Hasan Feyzi Efendinin Risale-i Nura hürmetle birinci Hasan Feyziye imtisalen istikbal etmesi ve Nurlara taaşşukla idhal-i envar olması, bu kanaatimi kat kat ziyadeleştirdi. Şimdi de düşündüm: Birinci Hasan Feyzinin vefatından sonra Said yetişti. Ve namına baktığı ikinci Hasan Feyzi de vazifesini yaptı ve Nurlara gark olarak ve yerine bırakacağı çok Hasan Feyzileri de vazife başına dvet edip hayata ved etti. Cenb-ı Erhamürrhimnden tazarru ve niyaz eylerim ki, Risale-i Nura ve Üstadımıza bu Hasan Feyzinin acısını unutturacak daha çok Hasan Feyziler ihsan buyursun. Ve onların başlarında Üstadımızı mesud ve bahtiyar ve muammer buyurmasını onun derya-i rahmetinden, fazlından, inayetinden ve ihsanından, ikramından, inmından, eltfından ümitvar olup, görmekliğimizi tazarru ve niyaz eylerim.

Günahkr, ciz, kusurlu talebeniz Halil İbrahim

(Rahmetullahi aleyhi ve al Hasan Feyzi)