Mektup: 195
Eklenme: 5.01.2024 00:00:00

Hüve Nüktesi

çok aziz ve sıddık kardeşlerim,

Kardeşlerim, Ondan başka hiçbir ilh yoktur ve De ki: O Allahtırdeki H lfzında, yalnız madd cihette bir seyahat-i hayaliye-i fikriyede, hava sahifesinin mütalasıyla ni bir surette görünen bir zarif nükte-i tevhidde, meslek-i imaniyenin hadsiz derece kolay ve vücub derecesinde suhuletli bulunmasını ve şirk ve dalletin mesleğinde hadsiz derecede müşkiltlı, mümteni binler muhal bulunduğunu müşahede ettim. Gayet kısa bir işaretle o geniş ve uzun nükteyi beyan edeceğim.

Evet, nasıl ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında, eğer tabiata, esbaba havale edilse, lzım gelir ki, ya o kapta küçük mikyasta yüzer, belki çiçekler adedince mnev makineler, fabrikalar bulunsun; veyahut o parçacık topraktaki herbir zerre, bütün o ayrı ayrı çiçekleri, muhtelif hasiyetleriyle ve hayattar cihazatıyla yapmalarını bilsin, adeta bir ilh gibi hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun. Aynen öyle de, emir ve iradenin bir arşı olan havanın, rüzgrın herbir parçası ve bir nefes ve tırnak kadar olan H lfzındaki havada, küçücük mikyasta, bütün dünyada mevcut telefonların, telgrafların, radyoların ve hadsiz ve muhtelif konuşmaların merkezleri, santralları, hize ve nkileleri bulunsun ve o hadsiz işleri beraber ve bir anda yapabilsin; veyahut o (Hdaki havanın, belki unsur-u havanın herbir parçasının her bir zerresi, bütün telefoncular ve ayrı ayrı umum telgrafçılar ve radyo ile konuşanlar kadar mnev şahsiyetleri ve kabiliyetleri bulunsun ve onların umum dillerini bilsin ve aynı zamanda başka zerrelere de bildirsin, neşretsin. çünkü, bilfiil o vaziyet kısmen görünüyor ve havanın bütün eczasında o kabiliyet var. İşte, ehl-i küfrün ve tabiiyyun ve maddiyyunların mesleklerinde, değil bir muhal, belki zerreler adedince muhaller ve imtinlar ve müşkiltlar şikre görünüyor.

Eğer Sni-i Zülcelle verilse, hava bütün zerratıyla Onun emirber neferi olur. Birtek zerrenin muntazam birtek vazifesi kadar kolayca, hadsiz küll vazifelerini Hlıkının izniyle ve kuvvetiyle ve Hlıka intisap ve istinad ile ve Sniinin cilve-i kudretiyle ve bir anda, şimşek süratinde ve H telffuzu ve havanın temevvücü suhuletinde yapar. Yani, kalem-i kudretin hadsiz ve harika ve muntazam yazılarına bir sahife olur. Ve zerreleri, o kalemin uçları; ve zerrelerin vazifeleri dahi, kalem-i kaderin noktaları bulunur. Birtek zerrenin hareketi derecesinde kolay çalışır.

İşte, ben Ondan başka hiçbir ilh yoktur ve De ki: O Allahtırdeki hareket-i fikriye ile seyahatimde hava lemini temş ve o unsurun sahifesini mütala ederken, bu mücmel hakikati tam vazıh ve mufassal, aynelyakn müşahede ettim. Ve Hnun lfzında, havasında böyle parlak bir burhan ve bir lema-i Vhidiyet bulunduğu gibi, mnsında ve işaretinde gayet nuran bir cilve-i Ehadiyet ve çok kuvvetli bir hüccet-i tevhid ve H zamirinin mutlak ve müphem işareti hangi Zta bakıyor? işaretine bir karine-i taayyün o hüccette bulunması içindir ki, hem Kurn-ı Mucizül-Beyan, hem ehl-i zikir, makam-ı tevhidde bu kuds kelimeyi çok tekrar ederler diye, ilmelyakn ile bildim.

Evet, mesel bir nokta beyaz kğıtta iki üç nokta konulsa karıştığı; ve bir adam, muhtelif çok vazifeleri beraber yapmasıyla şaşıracağı; ve bir küçük zhayata çok yükler yüklenmesiyle altında ezildiği; ve bir lisan ve bir kulak, aynı anda müteaddit kelimelerin beraber çıkması ve girmesi, intizamını bozup karışacağı halde, aynelyakn gördüm ki, Hüvenin anahtarıyla ve pusulasıyla fikren seyahat ettiğim hava unsurunda, herbir parçası, hatt herbir zerresi içine muhtelif binler noktalar, harfler, kelimeler konulduğu veya konulabileceği halde karışmadığını ve intizamını bozmadığını; hem ayrı ayrı pek çok vazifeler yaptığı halde hiç şaşırmadan yapıldığını; ve o parçaya ve zerreye pek çok ağır yükler yüklendiği halde hiç zaaf göstermeyerek, geri kalmayarak intizamla taşıdığını; hem binler ayrı ayrı kelime, ayrı ayrı tarzda, mnda o küçücük kulak ve lisanlara keml-i intizamla gelip, çıkıp, hiç karışmayarak, bozulmayarak o küçücük kulaklara girip o gayet incecik lisanlardan çıktığı; ve o her zerre ve her parçacık, bu acip vazifeleri görmekle beraber, keml-i serbestiyetle, cezbedrne, hal diliyle ve mezkr hakikatin şehadeti ve lisanıyla Ondan başka hiçbir ilh yoktur ve De ki: O Allah birdir deyip gezer ve fırtınaların ve şimşek ve berk ve gök gürültüsü gibi havayı çarpıştırıcı dalgalar içerisinde intizamını ve vazifelerini hiç bozmuyor ve şaşırmıyor ve bir iş diğer bir işe mni olmuyor; ben aynelyakn müşahede ettim.

Demek, ya herbir zerre ve herbir parça havada nihayetsiz bir hikmet ve nihayetsiz bir ilmi, iradesi ve nihayetsiz bir kuvveti, kudreti ve bütün zerrta hkim-i mutlak bir hassaları bulunmak lzımdır ki, bu işlere medar olabilsin. Bu ise zerreler adedince muhal ve btıldır. Hiçbir şeytan dahi bunu hatıra getiremez. Öyle ise, bu sahife-i hava, hakkalyakin, aynelyakn, ilmelyakn derecesinde bedahetle, Zt-ı Zülcellin hadsiz, gayr-ı mütenhi ilmi ve hikmetle çalıştırdığı kalem-i kudret ve kaderin mütebeddil sahifesi ve bir Levh-i Mahfuzun lem-i tagayyürde ve mütebeddil şuntında bir Levh-i Mahv, İsbat namında yazar bozar tahtası hükmündedir.

İşte, hava unsuru yalnız nakl-i asvat vazifesinde mezkr cilve-i vahdniyeti ve mezkr acaibi gösterdiği ve dalletin hadsiz muhaliyetini izhar ettiği gibi; unsur-u havanin sair ehemmiyetli vazifelerinden biri de elektrik, czibe, dfia, ziya gibi sair letifin naklinde şaşırmadan, muntazaman, asvat naklindeki vazifeyi gördüğü aynı zamanda bu vazifeleri dahi gördüğü aynı zamanında, bütün nebatat ve hayvanata teneffüs ve telkih gibi hayata lüzumu bulunan levazımatı keml-i intizamla yetiştiriyor. Emir ve irade-i İlhiyenin bir arşı olduğunu kat bir surette ispat ediyor. Ve serseri tesadüf ve kör kuvvet ve sağır tabiat ve karışık, hedefsiz esbab ve ciz, cmid, cahil maddeler bu sahife-i havaiyenin kitabetine ve vazifelerine karışması hiçbir cihetle ihtimal ve imknı bulunmadığını aynelyakin derecesinde ispat ettiğini kat kanaat getirdim. Ve herbir zerre ve herbir parça lisan-ı hl ile Ondan başka hiçbir ilh yoktur ve De ki: O Allah birdir dediklerini bildim. Ve bu Hüve anahtarıyla havanın madd cihetindeki bu acaibi gördüğüm gibi, hava unsuru da bir H olarak lem-i misal ve lem-i mnya bir anahtar oldu.

Mütebakisi şimdilik yazdırılmadı. Umuma binler selm.

Kardeşiniz

Said Nurs