Mektup: 20
Eklenme: 31.01.2024 00:00:00

Aziz, sıddık, fedakr kardeşimiz Hacı Ali,

Gönderdiğiniz kıymettar ve bilhassa Hazret-i Üstadı pek çok sevindiren mektubunuzu aldık. Üstadımız diyor ki:

Risale-i Nur bu zamanda kfidir. On sene medresede okuyanlar, Risale-i Nurla bir senede aynı istifadeyi ettiklerine şahit, binler ehl-i ilim var. Madem Hacı Kılıç Ali bir buçuk sene bütün Risale-i Nur eczalarına sahip çıkmış, kısmen okumuş; nazarımızda yirmi senelik bir Nur talebesidir. Ben her sabah haslar içinde onun ismiyle bütün mnev kazançlarıma, defter-i amline geçmek için hissedar ediyorum. Öyleyse o da bütün hayatını Risale-i Nura vermeye mükelleftir.

Demek şimdiye kadar Cmiül-Ezhere gitmeye muvaffak olmaması ehemmiyetli bir hikmet içindir ki, Nurlar ona kfi imiş. Şimdi Şama, Halepe yakın olan Urfada bir Medrese-i Nuriye ileride teşekkül etmesini kuvvetli ümit ediyoruz.

Kılıç Ali ile beraber Eski Saidin gayet kıymettar bir talebesi olan Şamdaki Molla Abdülmecid, Urfadaki Nurun talebelerinden Seyyid Salih ve onun yanına giden Nurun fedakr bir talebesiyle muhabere etsinler. Ben hem Molla Abdülmecide, hem Hacı Aliye, hem Şamdaki Risale-i Nurla alkadar olanlara pek çok selm ediyorum. Ve dualarını ve o mevki-i mübarekede bana dua etmelerini rica ediyorum dedi.

Evet, kahraman kardeşimiz Hacı Ali, Hazret-i Üstad daima sizin fedakrlığınızı izhar buyuruyorlar. Biz de sizi tahsinlerle tebrik ediyoruz.

Üstadın hizmetinde bulunan kusurlu

Sungur, Zübeyir, Ziya

Mektup: 21

Aziz kardeşim,

Evvel: Bin mşaallah; Sözler mecmuasında yanlışlar yok gibidir. Birkaç kelime var ki, leffen gönderildi.

Saniyen: Eğer münasip görseniz gönderdiğim bu elli lirayı benim hesabıma mahkemedeki mecmuaların bedeline benim için alınız, gönderiniz. Eğer münasip görmezseniz, bu defaki gönderdiğiniz mecmuaların bana mahsus olacak kısmının fiyatına alınız.

Salisen: Şimdilik Tarihçe-i Hayatı mebuslara parasız vermemek münasiptir. Parasıyla isteyenlere verilsin. Fakat on-yirmi nüsha Ankarada bulunsa münasiptir.

Said Nurs

Mektup: 22

Muazzam ve harika Risale-i Nur Külliyatından iki büyük mecmuanın imha edileceği hakkında dehşetli bir haber işittik. Gayet hak ve hakikatli ve feylesofları ilzam eden o mecmualar, Risale-i Nurun diğer eczalarıyla beraber Denizli ve Ankara mahkemelerinde beraat verilip kaziye-i muhkeme haline gelerek iade edildiği ve iki defa Temyiz Mahkemesi beraat ettirdiği halde ve Mısır, Şam, Halep, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere gibi lem-i İslmın mühim merkezlerinde fevkalde bir takdir ve tahsine mazhar olan ve makbuliyetine hürmeten Hazret-i Peygamber Aleyhissaltü Vesselmın kabr-i şerifi ve Hacerül-Esved üzerine konulan bu eserler hakkındaki bu müthiş muamele, Halk Partisinin yaptığı diğer azm cürümleri gibi tarihte emsali görülmemiş bir cinayettir.

Biz Nur talebeleri, o cebbar gaddarlardan hakkımızı kolayca alabilirdik. Fakat İslmiyetin asırlardır bayraktarlığını yapan kahraman Türk milletinin msum çoluk çocuk ve ihtiyarlarına karşı Risale-i Nurun bizlerde husule getirdiği kuvvetli şefkat itibarıyla ve Kurn-ı Hakmin bizleri madd mücadeleden men edip elimizde topuz yerinde Nur olması haysiyetiyle ve bütün kuvvetimizle mesleğimizin icabı olan syişi temin etmek esasıyla, o zlimlere maddeten mukabele edemedik. Yoksa, Allah göstermesin, bir mecburiyet-i katiye olursa, komünist ve masonlar hesabına ona sebebiyet verenler bin defa pişman olacaklardır.

Hem biz müşahedatımızla kat bir kanaatteyiz ki, Risale-i Nura ilhad ve zındıka namına ilişildiği zaman, umum bir musibet geliyor. Taarruzun aynı vaktinde dört defa büyük zelzelenin vukuu ve çok hdistın aynı vakitte zuhuru, bu kanaatimizi tasdik etmiş. Bu itibarla öyle bir kararın infazından ehl-i imanın titrediği, o hrikulde ve kıymettar, mübarek mecmualar hakkında imha cinayetinin işlenmesi, bu millet ve memleket içinde mnev zelzeleler, fırtınalar, tun ve tufanlar kopacak kuvvetli ihtimalinden telş ediyoruz. Zira Risale-i Nura dört defa taarruz ve hücum zamanında şiddetli zelzelelerin tevafuku, bu hakikati kör gözlere dahi göstermiştir. Hatt mahkemede dv ettik.

Hem müfessirlerin üç yüz elli bin tefsirlerine ittibaen, iki sahifede iki yt-ı Kurniyeyi tefsir ettiği bahanesiyle, yüz binler kimselerin imanına pek ziyade bir ehemmiyet ve tesirle hizmet eden dört yüz sahifelik Zülfikar mecmuasını müsadere ve imha etmek, dünyada hiçbir kanunda olmadığından, sırf dinsizliğe let olarak yapılan bu fec garazkrlık fillerinin hak, hakikat ve adaletten ne derece uzak olduğunun zahir bir delili bulunduğunu, zerre miktar vicdanı olanlar anlayacak ve yüzsüz yüzlerine lnet ve nefretler savuracaktır.

Halk Partili müstebid, mürteci cebbarların zamanında yapılmış olan bu korkunç muameleye kahraman Demokratlar hükmeti mni olup Afyon Mahkemesinde üç senedir hapsedilen ve zerre kadar bir suç mevzuu bulunamayan eserleri ve en başta altın yaldızlı ve tevafuk mucizeli Kurnımızı derhal iade ettireceklerini kuvvetli ümit edip, alkalı makamlardan rica ediyoruz.

Nur talebeleri namına

Hüsrev, Sungur