Kardeşlerim,
Bu defa Meyve Risalesinin tam kıymetini bilen ve kendine Meyveci namını veren Risale-i Nur santralcısının yazdığı mektup, beni çok memnun eyledi. çünkü, Hulsi, Hakkı gibi yirmi seneye yakın bir zamandan beri mbeynlerinde olan samimane dostluk ve kardeşlik tam devam ve sebat ettiği gibi, onların Risale-i Nura karşı alka ve irtibat ve sadakatleri, aynen mbeynlerindeki hlisne münasebetleri gibi hem devam ediyor, hem metanet kesb ediyor, rızalarla sarsılmıyor. Cenb-ı Hakka şükrediyorum ki, böyle hlis, muhlis ve başkalara hüsn-ü misal olan sadık şakirtleri Risale-i Nura vermiş ki, daim hakta huls ile ve Nur hizmetinde sabır içinde şükrediyorlar. O Meyvecinin civarında, ismini söylemediğim malm ve çok alkadar olduğum kardeşlerim, hususan Barla sıddıkları, beni çok defa hayalen eski zamana ve o memlekete celb ediyorlar, Barla ve dağlarında gezdiriyorlar. Ben, onlarla ve o yerleriyle çok alkadarım, unutmuyorum. Onlara binler selm ediyorum.
Mektup: 55
Kozca Hatibi Hasan Şükrünün mektubu beni memnun eyledi; selm ederim. Msumlar, ümmler, hemşireler ve kaleme çalışanlar başta olarak umum kardeşlerime birer birer selm ve dua ediyoruz.
Kardeşiniz
Said Nurs
Mektup: 56
Mahkeme tarafından bana iade edilen, daha elime geçmeden postadan müsadere edilen mübarekler heyetinin pehlivanı Küçük Alinin bir mektubunu gördüm ki, her iki sene bir defa bütün Risale-i Nuru yazmaya karar vermiş, yapmış. Bu kahramanlığı ile, benim, Risale-i Nurun birinci şakirdi olan Büyük Mustafada hakik bir Abdurrahmanı ve arkasında çok Abdurrahmanları göreceğim diye keşfiyatımı tam tasdik etmiş ve o mübarek Mustafanın vazifesini tam yapmış. Ve Hafız Mustafa dahi, Hafız Ali zamanında tam bir muavini ve vefatından sonra tam bir vrisi olduğunu hapiste gösterdi. Demek mübarek heyet-i lisinde, on sekiz sene evvel ümit ettiğim hizmet-i Nuriyeyi tam yapmışlar ve yapıyorlar. Ektikleri tohumlar, onlar çalışmasalar da, onların bedeline mahsult veriyor.
Umum kardeşlerimize birer birer selm ve dua ediyoruz.
Mektup: 57
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvel: Sizin leyli-i aşere olan mübarek o geçmiş gecelerinizi ve kuds bayramınızı ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Cenb-ı Hak, rahmet ve keremiyle ve hıfz u himayetiyle ve tevfik ve hidayetiyle, Risale-i Nurun tab ve intişarına ve Kurn-ı Mucizül-Beynın tevafuklu tabına sizleri muvaffak eylesin. min.
Saniyen: Risale-i Nurun bir hülsası olan yetül-Kübr ve Hizb-i Nuriyenin bir hülsatül-hülsası hükmünde otuz üç kelime-i tevhidin namaz tesbihatındaki eskiden beri okuduğum ve Risale-i Nurun ekser hakikatleri namaz tesbihatında inkişaf etmesiyle hayalim fazla tevessü ederek, o otuz üç kelime-i tevhid, herbirisini kinatın bir tabaka-i mahlkatının lisan-ı haliyle söylediği o kelimeyi ben o lisan ile söylüyorum gibi, o küll lisan-ı hal, benim cüz lisan-ı klimin aynı olur. Ben, kemal-i zevkle okuyorum. Size de suretini gönderiyorum.
Benim şüphem kalmadı ki: Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır sırrını taşıyan Hizb-i Nuriyenin on beş dakika zarfında bu hülsatül-hülsası dahi aynı sırrı taşıyor. Arab bilmeyenler, yetül-Kübrnın mertebelerini güzelce anlasalar, bu Arab parça tam anlaşılır. Arab bilmeyen, birkaç defa ikisine baksa, tam anlayacak. Bunu ben yirmi dört saatte bir defa ya sabah namazının tesbihatında veya başka vakitte, en ziyade usandığım ve sıkıntı zamanında okuyorum. Bana ulv bir inşirah verir, usancı izale eder. yetül-Kübr ve Hizb-i Nuriyenin hirinde yazılsa, münasip olur. Mnidardır ki, yetül-Kübr ve Risale-i Nurun ekser hakikatleri Ramazanda ve tesbihatında zuhuru gibi, bu Hülsatül-Hülsa, aynen Ramazanda ve tesbihatta zuhur etti.
Salisen: Bugünlerde haber aldım ki, Heyet-i Vekile, benim nüfusumu Kastamonudan alıp Emirdağına nakletmeye karar vermişler. Anlaşılıyor ki, Risale-i Nura ve talebelerine ilişmeye bahane bulamıyorlar, yalnız ehemmiyetsiz şahsıma ehemmiyet veriyorlar, kayıtlar altına alıyorlar.
Ben de size bütün kuvvetimle temin ediyorum ki, ben ruh u canımla, onların, Risale-i Nur ve talebelerine ilişmeye bedel bana ilişmelerini iftiharla kabul ediyorum. Güya başka yerlerde birden bana iltihak ediyorlar ve menine çare bulamıyorlar, fakat burada tam çare bulmuşlar zannedip böyle muamele oluyor. Siz hiç müteessir olmayınız. Benim bu vaziyetim, Risale-i Nur şakirtlerinin fütuhatlarına bir vesiledir. İnayet-i merhamet-i İlhiye, hakkımda ehl-i dünyanın haksızlıklarını büyük bir hayra çevirecek kanaatindeyim. Zaten mesleğimizde zaman, mekn sohbetimize mni olamaz. Şarkta, garpta, hatt hirette, berzahta olsa da beraberiz. Mesel, berzahta Hafız Ali (r.h.) hergün mnen yanımızdadır. Bu hakikate binaen, sr ayrılmaya, hatt ölüme ehemmiyet vermemeliyiz.
Rabian: Medrese-i Nuriye kahramanlarından marangoz Ahmedin bülbülü, gül fabrikasının mübarek gülcü ktibinin bülbülünü tasdik etmesi pek ltif olmuş. Zaten baharda umum kuşlar namına nebatat kafilelerinin erzak-ı hayvaniyeyi getirmelerine karşı bülbüller bir hatiptir ki, onları kuşlar namına alkışlıyor. Risale-i Nurun kuşlar tarafından alkadarlıkları içinde, elbette yine başta bülbül görünmek lzım geliyor ki göründü.
Safranbolulu muhlis, metin kardeşimiz Mustafa Osman, Buradaki kardeşlerime bir iki mektup gönderdim diyor; mektupların cevabını alamadığından telş etmiş. Etmesin. İhtiyata binaen ve Isparta vasıtasıyla muhabereye itimaden ona ayrı mektup yazılmamış; merak etmesinler. Kastamonulu kardeşlerimiz de telş etmesinler. Nüfusumun buraya nakli, Kastamonu ve onlarla alkamı gevşetmez, bilkis daha kuvvetli beni onlarla bağlıyor. Ben, ekser vakitte hayalen ve mnen kendimi Kastamonunun mübarek dağlarında ve o kardeşlerimin yanında buluyorum.