Mektup: 93’ün Devamıdır
Eklenme: 4/16/2024 12:00:00 AM

Yine Hizb-i Kurnımızın bahsine döneriz:

Resul-i Ekrem Aleyhissaltü Vesselmın büyük bir kumandanı olan Hazret-i Üsame Radıyallahü Anh, bir gün hamde ait, bir gün istiğfara ait yetler, bir gün tesbihe ait, bir gün tevekküle, bir gün de selm lfzına, bir gün de tevhid ve L ilhe ill Hya ait, bir gün de Rab kelimesine ait bütün Kurndan müteferrik srelerden bir hizb-i Kurn çıkarmış, kendine bir vird eylemiş. Demek böyle hizblere izn-i Peygamber (Aleyhissaltü Vesselm) var.

Hem bizim Hizb-i Kurnımız iman hakikatlerine dair yetleri, hususan sreler başlarındaki yetleri cem ettiğinden, başlarında Bismillahirrahmanirrahm yazılmış. Bu hizb, tamam-ı Kurnı okumaya büyük bir şevk verir, noksaniyet vermez. Hem yirmi günde okunacak arzu edilen bazı iman yetler bir iki günde bu hizipte okunduğundan, bir zaman bütün srelerin başında bir kısım yetleriyle beraber, Risale-i Nurun esasları olan bazı yt-ı imaniyeyi kendime vird eylemiştim. Sonra bir hizb suretine girdi.

O meçhul zt, izzet-i ilmiyeyi firavuncuklara karşı muhafazamı bir enaniyet tevehhüm etmiş. Nur talebelerinin hakkımda hüsn-ü zanlarını bütün bütün kırmadığımı bir benlik tahayyül etmiş. Ve iman hakikatlerine dair beyanatıma talebelerin tam itimat ve kanaatlerini temin etmek fikriyle ehl-i velyetin ve bazı ytın kat kanaat ettiğim bine yakın emarat ve işaretlerinin izharına mecbur olduğum için bir kısmını has kardeşlerime beyan etmemi bir nevi hodfuruşluk zannetmiş.

Evet, bu zamanda dinsizlik hesabına, benlikleri firavunlaşmış derecede ve imana ve Risale-i Nura hücumları zamanında onlara karşı tedafü vaziyetimizde tevazu ve mahviyet göstermek büyük bir cinayet ve hıyanettir. Ve o tevazu, tezellül hükmünde bir ahlk-ı rezile olur. Onlara karşı izzet-i diniyeyi ve şerafet-i ilmiyeyi muhafaza etmek için kahramancasına bir sebat, bir kuvve-i mneviyeyi göstermek, acaba hiçbir vecihle hodfuruşluk olur mu? Hiçbir şöhretperestlik ve enaniyet olur mu ki, o zt öyle tevehhüm etmiş.

Hem Risale-i Nura muhtaç ve imanını kuvvetlendirmek ve kurtarmak için Nurları arayanlara karşıki, onda üçü veya dördü şahsıma bakmayıp Nurdaki kat hüccetlerle iktifa ettiği gibi, beş altı tane hüccetlerin kıymetini bilmediği için benim şahsıma bakarAcaba bizi kandırdı mı, yoksa hakikat mı söylüyor? diye şahsıma karşı hüsn-ü zanlarını kırmamaya mecbur olduğumdan, şahsımın gizli fenalıklarına perde çekmek bir enaniyet olur mu?

Ben nefsimi temize çıkarmam. çünkü nefis daima kötülüğe sevk eder. (Ysuf Sresi 53.) yet-i kerimesinin sırrıyla nefs-i emmareme itimad edemem. Nefis kusursuz olmaz. Fakat şimdi bu zamanda ejderhalar, ifritler hükmünde dinsizlik komitelerinin hücumları ve tahribatları zamanında, müdafaamda, bende görünen o sinek kanadı kadar kusurları görmek, o hücum edenlere bir yardım hükmüne geçmektir. Ve on adet muhtaçlardan beş altı biçareyi Nurun ilçlarından mahrum etmektir. Bu nokta için ben kendi kuvvetime, meziyetime hiç itimad etmeyerek, yalnız hakikat-i Kurniye ve onun tefsiri olan hakaik-i imaniyedeki kuvvete istinaden dünyaya iln ediyorum ki, bütün dinsizler toplansalar, ben onlara karşı çekinmeyerek meydan okuyorum. Ve başımı eğmiyorum. Ve izzet-i ilmiyeyi kırmıyorum. Eğer bu bir benlik ise, o hiçbir cihetle bana ait değil ve benlik olamaz, salbet-i imaniye olur.

Zaten ben nasıl tabiatı, icad itibarıyla inkr ediyorum. Ve Risale-i Nur bunu kat ispat etmiş. Öyle de, beşeri gurura, enaniyete, firavunluğa sevk eden iktidarı da, tabiat gibi inkr ediyorum. Yalnız beşerin duası, bir fiil dua nevinde samim bir ihtiyaç ile cüz kesbi, bir makbul dua hükmüne geçer. Onu da Cenb-ı Hak kabul eder, keşfiyat namındaki beşere lzım olan harikaları ihsan eder diye kat delillerle ilm-i usulüd-dinin uleması, kader ve cüz-ü ihtiyar bahsinde ispat ettikleri gibi; ben de aynelyakn derecesinde kat kanaatle, feyz-i Kurn ile, Risale-i Nurun hüccetleriyle evvel kendi nefsimde, sonra herkesteki benlik ve iktidarın icad ve ihsan ve tevfik-i İlhnin yalnız bir perdesi olduklarını kat bildiğim için, Nurlara ve kardeşlerime iln etmişim ki, ben bir çekirdektim. çürüdüm. Acz ve ihtiyaç ve samim istemek ve fiil dua etmek neticesinde, Cenb-ı Erhamürrahimn, Risale-i Nuru o çekirdekten halk edip ihsan etmiş. Nurun mektubatındaki bütün medr-ı medih fıkralar o nuran ağaca aittir. Benim hissem, katiyen, hiçbir cihette fahir olamaz. Belki, yalnız ve yalnız şükürdür. Öyleyse kinat adedince eşşükrü lillh, elhamdü lillh...

Said Nurs