SEKİZİNCİ Kısım: ISPARTA hayatı-32
Eklenme: 18.02.2025 00:00:00

ittihamına karşı, Eğer meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ise, bütün ins ve cin şahit olsun ki ben mürteciyim. Bin ruhum da olsa, Kurnın birtek meselesine hepsini feda etmeye hazırım diyen ve beraatinden sonra da, teşekkür etmeyerek, Bayezid Meydanındaki kalabalıkta: Yaşasın zalimler için Cehennem! Yaşasın zalimler için Cehennem! diye bağırarak ilerleyen ve imha plnıyla verildiği mahkemelerde yirmi dört sene evvel Ey mülhidler! Ey zındıklar! Said, elli bin nefer kuvvetinde demişsiniz. Yanlışsınız; Kurna ve imana hizmetim cihetiyle elli bin değil, elli milyon kuvvetindeyim! Titreyiniz, haddiniz varsa ilişiniz! Benim ölümüm sizin başınızda bomba gibi patlayıp, başınızı dağıtacaktır. Toprağa atılan bir tohumun yüzer sümbüller vermesi gibi, bir Said yerine yüzler Said size o yüksek hakikati haykıracaktır ve on beş sene evvel, Saçlarım adedince başlarım bulunsa, hergün biri kesilse, bu hizmet-i imaniyeden çekilmem ve Dünyayı başıma ateş yapsanız, hakikat-i Kurniyeye feda olan bu başı zındıkaya eğmem diyen ve elli sene evvel lem-i İslmı sömüren sömürgeci cebbar ve zalim bir imparatorluğa karşı, Tükürün o zalimlerin haysız yüzüne! diye matbuat lisanıyla cevap veren ve Büyük Millet Meclisinde, Reise Kinatta en yüksek hakikat imandır. İmandan sonra namazdır. Namaz kılmayan haindir; hainin hükmü merduttur. Cenb-ı Hak, Kurn-ı Kerminde, yüz yerde edsını emrettiği namazdan daha büyük bir hakikat olsaydı, imandan sonra onu emrederdi diyen ve yazdığı bir beyannameden sonra Mecliste cemaatle namaz kılınmasına başlanan ve Birinci Cihan Harbinde gönüllü alay kumandanı olarak esir düştüğü Rusyada Moskof çarlığına karşı izzet-i İslmiyeyi muhafaza edip, kurşuna dizileceği hengmda hirete gitmek için bana bir pasaport lzımdı diye ölümü istihkar eden böyle bir kahraman-ı İslm Üstadımız Bediüzzamanın eserlerini okumak nimet-i uzmsına mukabil canımızı da feda etsek, ömrümüzü de ona vakfetsek, zulümden zulme de sürüklensek, ömrümüzün nihayetine kadar şükran secdesinden de kalkmasak, bize yine ucuzdur

Üstadımız sık sık der ki: Mesleğimiz müsbettir; menf hareketten Kurn bizi men ediyor.

Ey seyyid-i senedimiz! Ey ruhumuzun ruhu, kalbimizin kalbi, canımızın canı, cnnımız, sertcımız, sevgili Üstadımız Efendimiz! Madem bize menf harekete izin vermiyorsun. Öyleyse biz de rahmet-i İlhiyeden niyaz ederek ahdediyoruz ki, din düşmanlığı ile Üstadımıza zulmeden o gaddar, insafsız zalimlerden intikamımızı şöylece alacağız: Risale-i Nuru ölünceye kadar mütemadiyen okuyacağız ve neşrinde sebat ve sadakatla hizmet edeceğiz. Onu altın mürekkeplerle yazacağız, inşaallah.

Üniversite Nur talebeleri

Üstadın ziyaretçilere dair bir mektubu

Umum dostlarıma, hususan ziyaretçilere dair bir özrümü beyan etmeye mecbur oldum:

Ekser hayatım inzivada geçtiği gibi, otuz kırk senedir tarassut ve taarruza mruz kaldığımdan, zaruretsiz sohbet etmekten çekinip tevahhuş ediyordum. Hem eskiden beri mnev ve madd hediyeler bana ağır geliyordu. Hem şimdi ziyaretçiler, dostlar çoğalmış, hem mnev mukabele lzım gelmiş. Şimdi madd bir lokma hediye beni hasta ettiği gibi, mnev bir hediye olan ziyaret etmek, görüşmek, hususan başka yerlerden musafaha için zahmet edip gelmek ziyareti dahi, ehemmiyetli bir hediye-i mneviyedir. Ona mukabele edemiyorum. Hem de ucuz değil. Mnen pahalıdır. Ben kendimi o hürmete lyık görmüyorum. Mnen mukabele de edemiyorum. Onun için şimdilik aynen madd hediye gibi bir ihsan-ı İlh olarak bana mnev hediye gibi olan sohbetten zaruret olmadan men edildim. Bazı beni hasta eder; madd hediyenin tam mukabilini vermediğim vakit beni hasta ettiği gibi. Onun için hatırınız kırılmasın, gücenmeyiniz.

Risale-i Nuru okumak, on defa benimle görüşmekten daha krlıdır. Zaten benimle görüşmek hiret, iman, Kurn hesabınadır. Dünya ile alkamı kestiğim için, dünya hesabına görüşmek mnsızdır. hiret, iman, Kurn için ise, Risale-i Nur daha bana ihtiyaç bırakmamış. Hatt hizmetimdeki has kardeşlerimle de zaruret olmadan görüşemiyorum. Yalnız bazı Risale-i Nurun fütuhatına ve neşriyatına ait bazı hizmetler için bazı zatlarla görüşmek isterim. Ne vakit bu noktalar için görüşmek istesem, o zaman görüşmek caiz olabilir. Ve bana sıkıntı vermez.

Bu noktayı bilmeyen ziyarete gelenlere haber veriyorum ki, birkaç senedir ceridelerle iln etmişim ki, benimle görüşmek isteyenleri, hususan uzak yerden gelerek görüşmeden gidenleri husus dualarıma dhil ediyorum. Her sabah da dua ediyorum. Onun için de gücenmesinler.

Said Nurs

DEVAM EDECEK