Diyarbakır’da 40 ölü

Bölgede vaka sayılarının en fazla görüldüğü ilin Diyarbakır olduğunu aktaran Yerlikaya, “Bunun bir nedeni de burada yapılan test sayısının fazla olmasından kaynaklanmaktadır.

Diyarbakır’da 40 ölü

Bölgede vaka sayılarının en fazla görüldüğü ilin Diyarbakır olduğunu aktaran Yerlikaya, “Bunun bir nedeni de burada yapılan test sayısının fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Sonuç itibariyle siz aramadığınız bir şeyi bulmanız da güçtür. Bölgede birçok ilde test yapılmamaktadır. İller arasında da hastaları bulma becerisi değişken olduğunu biliyoruz. Diyarbakır’da hem Eğitim Araştırma Hastanesinde hem de Üniversite Hastanesinde testler yapılmaktadır. Son 10 günde günlük test kapasitesi 600-700 yüze kadar çıkarıldığını biliyoruz. Bizim ulaşabildiğimiz verilere göre, Diyarbakır’da 500 yakın PCR testi pozitif olan hasta olduğunu biliyoruz. Bu hastalar dışında ayrıca klinik, labaratuvar ve radyolojik bulguları hastalıkla uyumlu olup testi negatif olan hastalar da olduğunu biliyoruz. Elimizde çok net veriler olmasa da Diyarbakır’da maalesef bu hastalarımızdan 40’a yakınını kaybettik” şeklinde konuştu.

VİRÜS DIŞI HASTALARIN DURUMU

Salgından dolayı kronik hastalığı bulunan hastaların yeterli bir şekilde tedavi edilmediğini ifade eden Yerlkaya, “Multidipliner yaklaşım ile tedavi edilmesi gereken hastalar, bütün enerjinin ve olanakların Kovid 19 hastalarına kaydırılması nedeniyle gerektiği biçimde tedavi edilmemektedir.  Burada bir etken de hastaların sağlık gereksinimleri olmalarına rağmen Kovid-19 salgının yarattığı korku nedeniyle hastanelere başvurmamalıdır” dedi.

SALGIN SPD’Yİ ÇÖKÜŞE GÖTÜRDÜ

Salgının Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı çöktürdüğüne dikkat çeken Yerlikaya, şunları söyledi: “Bu salgın ile birlikte gördük ki neoliberal politikaların bir sonucu olarak sağlıkta dönüşüm programı (SDP) adeta bir çöküşü yaşadı. Bilindiği gibi TTB olarak AKP Hükümeti tarafından ilk kez gündeme getirildiği 2003 yılından bu yana Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın Türkiye için uygun bir program olmadığını birçok kez dile getirdik. ‘Kamu-özel ortaklığı’ adı altında milyarlarca dolar maliyetli işletmelerin hızla kamu hastanelerine dönüştürülmesini, sağlık hizmetlerinin finansmanının genel bütçeden sağlanmasını ve zaman geçirmeden bölge tabanlı aile hekimliği sistemine geçilerek kişiye, topluma ve çevreye yönelik hizmetlerin, ekip tarafından bütünleşik biçimde sunulmasının sağlanmasını öneriyoruz.”

Kaynak: Diyarbakır Söz