Mısranın haysiyeti: Ahmed Arif

Ahmed Arif’i şiirin nazlı filintası ve mısranın haysiyeti olarak tanımlayan Şair Hicri İzgören, “Nasıl anlatsam, vurgun ve bela, rüzgarda asi. Yiğitlik inkar gelinmez, koydu postasını, gördü restini. ‘Umut dağlarladır’ diyor ya, çocuklar getirecek üstünü” dedi.

Mısranın haysiyeti: Ahmed Arif

Şiirlerinde özgürlüğü, bağımsızlığı, aşkı, sevdayı ve özlemi işledi. Bugün O'nun doğum günü. 1927 yılının böyle bir bahar gününde 23 Nisan’da, Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesi Hançepek Mahallesi'nde doğdu Şair Ahmed Arif. Bazı şiirler zamana dayanıklıdır, yıllar geçse de eskimez, zamanın ruhunda her dem duyumsatır kendini. Ahmed Arif’in şiirleri de bu türdendir. Şiirlerinde hep ezilenin yanında oldu. Şair Hicri İzgören, Ahmed Arif’in doğumunun 93’üncü yılında şairliğini ve şiirlerini yorumladı.

 “Usta şair Ahmed Arif, kimbilir künyesi çizileli kaç yıldız uçtu. Aradan yıllar geçse de Onun şiiri zulasında sevdasıyla volta atmaktadır hala namus bildiği yolda” diyen İzgören, “Bir kuş tüyü hafifliğinde, ölümsüz bir şiir deryası. Kırmızı, ak ve esmer, ‘Memeleri bereketli ve serin’, nazlı filintası şiirimizin. Söz’de töz, yürekte köz olan mısranın haysiyeti. Bir başına, korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş. İlan-ı aşk makamında. Su içmez her damardan. Alışık zehrine çaresiz kalmaların. Yine de pamuktan ak, köpükten yumuşak. Su gibi aydınlık ve berrak. Pırıl pırıl. Bir bilge sabrıdır. Yoksa akıl işi değil, acının dediği dedik yerde, orada Sansaryan Han’larında dost, düşman ve dağları yerli yerine koymak. Sevda vurgunu, zindan karasında ebemkuşağı olur gözbağı. Al-yeşil bahar olur, bir aşiret kızının sarı saçları. Düşer aklına, eşkini hovarda, kıvrak seklavi kısrak. Kan değil, sevdası akar geceye. Can içinde bir can olur Kürdün gelini” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz