Görüş Bildir

“Çocuk eğitimi evde başlar”

İdeal Eğitim Vakfı’nın (İDEV) düzenlediği eğitim seminerleri kapsamında “Çocuk Eğitimi” temalı program düzenlendi.

“Çocuk eğitimi evde başlar”

Diyarbakır’da İdeal Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen eğitim seminerleri kapsamında “Çocuk Eğitimi” temalı program yapıldı. Programda konuşan Eğitimci Adnan Akgönül, çocuk eğitiminin evde başladığını söyleyerek anne babaların ilgili süreçlere dikkat etmesi gerektiğini belirtti.

Diyarbakır’ın merkez Kayapınar İlçe Müftülüğü Konferans Salonunda gerçekleştirilen program Hafız Ömer Akgül Hocanın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından İdeal Eğitim Vakfı Diyarbakır Koordinatörlerinden Şerif Kaçan selamlama konuşması yaptı.

Programda eğitim sürecine ilişkin sunum gerçekleştiren Eğitimci Adnan Akgönül yaptığı konuşmasında çocuk eğitiminin toplumun inşası için en önemli temel yatırım olduğunu söyledi.  Çocukları geleceğin büyükleri olarak nitelendiren Akgönül, “Geleceğe yatırım yapmak, toplumun güvenebileceği, geleceğin büyüklerini şimdiden hazırlamak amacıyla nice masraflara katlanılır, miktarı belli olmayan bütçeler hazırlanır. Nitekim konu hakkında Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: ‘Hiçbir anne-baba çocuğuna güzel terbiyeden daha mükemmel bir bağışta bulunmamıştır’.” dedi.

Akgönül, “Her şeyden önce geleceğe yönelik en büyük yatırım, kültürümüzün ileriye taşınmasında bir aracı olan çocuklar, uzun vadeli bir hesaptır. Bu gün 15 yaşında olan çocuklar 10 yıl sonra 25 yaşında ve geleceğin idarecisi, anne-babaları, öğretmenleri, doktorları, hâkimleri, esnafları, işçileri olacak. Belki kısa vadede bunun semeresini göremeyebiliriz ama uzun vadeli düşündüğümüzde toplumu dizayn ve ıslah edebilmek için muazzam bir çaba ve çalışmadır.” ifadelerini kullandı.

“Çocuk doğduğu gibi eğitimi başlar”

Çocuk eğitiminin sıradan ve rastgele olmadığına dikkat çeken Akgönül, “Bunun bir yol ve yöntemi vardır. Eğitim her şeyden önce evden başlar. Hatta ilim ve bilim ehlinin çoğu bunu anne karnından başladığını söyler. Çocuk anne rahminde iken; annenin huzur içerisinde olması, psikolojik sorunlar yaşamaması, çevresi ile saygı ve sevgi içerisinde yaşaması, kargaşaya yol açacak tutum ve davranışlar sergilememesi gerekir. Bu durum çocuğa sirayet edecektir. Çocuk doğduğu gibi eğitimi başlar.” şeklinde konuştu.

Çocukların, bebek yaşta dahi anne babanın durumundan etkilendiğini belirten Akgönül, “Yeni doğan bir çocuk et ve kemik parçasından, fiziki ve biyolojik yapıdan ibaret değildir. Bebeğin yanında büyüklerin tartışmaması, yüksek sesle konuşmaması o çocuk için aslında bir eğitimdir. 2-3 yaşlarına gelen çocuklar yürümeye ve konuşmaya başlarlar. Bu süreçte çocuklarda oluşan aşırı inat karşısında anne babalarda sabır olması gerekir. Tabii ki bu süreçte yemek, oyun saatleri, oturma adabı gibi kuralları da öğretmesi gerekir.” dedi.

Çocukların yaş ve eğitim süreçlerini de değerlendiren Akgönül, “3-6 yaş arası çocuklar anne babalarından çok etkilenirler, taklit dönemidir. Bu dönemde oyun oynayan çocuk, oyun esnasında dahi anne-babasının stres halini ifade eden hal ve hareketinden etkilenir. Küçüktür, anlamaz diyerek yanlış hareketlerde bulunulmamalıdır.”ifadelerini kullandı.

Akgönül, “6-12 çocuğun ilk kez dışarıya açıldığı dönemdir. Burada çocuğun arkadaş seçimi konusunda yardımcı olunmalı, yanlış tercihlerden uzak tutulmalıdır. Bu dönemde bazı temel değerler biraz daha yoğunluklu olarak çocuklara verilmelidir. Yapılan doğru rehberlik neticesinde çocuk kalıbını alır, kişiliği oluşur.” diye belirtti.

Program ilahiyatçı İbrahim Kaya Hocanın sunumuyla devam etti. Kaya, eğitim modelinde Peygamberimizin örnek alınması gerektiğine vurgu yaptı.

“Hazreti Ali, Ömer, Ebubekir ve Osman’ların yeniden yetişmesi anne-babalara bağlıdır”

Kaya, “Allah-u Teâlâ peygamberimizin hadislerini eve götürerek değil, O’nun ahlaki boyutlarını taşıyarak kendi çocuğumuza aktarabiliriz. Çocuklarımız öğütlerimizi ciddi manada almayacak, kulak asmayacaktır. Çocuklar babalarını örnek alırlar. Eğer anne-babalar Peygamberimizin hayatını kendi hayatlarına uygularlarsa Hazreti Ali, Ömer, Ebubekir ve Osmanlar yeniden yetişecektir.” dedi.

Asr-ı Saadete yakın bir asrın gelebilmesinin İslam ahlakı ile büyümüş bir neslin varlığı ile gerçekleşeceğini söyleyen Kaya, “Bu asır ancak terbiyeli, Peygamberimizin Sünnet-i Seniyyesi ile sünnetlenmiş ve Kur’an-ı Kerimle bezenmiş çocuklar ileriki zamanda İstikbal-i hayatta bunu gerçekleştirebilirler.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi