37 bebek neden öldü

Diyarbakır Birlik ve Akademik Düşünce Derneği Başkanı Muhammed Beybur, sağlık alanında yaşanan sorunlara işaret ederek, Kadın Doğum Hastanesinde 2 ay içinde yeni doğan 37 bebeğin yaşamını yitirdiğini söyledi.

37 bebek neden öldü

Birlik ve Akademik Düşünce Derneği, "Diyarbakır İlinde Sağlık Alanında Yaşanan Skandallar ve İnsan Hakları İhlalleri Raporu”nu düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen toplantıda raporu açıklayan Dernek Başkanı Muhammed Beybur, 2018-2019 yılı arasında Diyarbakır'da sağlık skandalları yaşandığını öne sürerek, sorumlu olarak gösterdiği İl Sağlık Müdürü Sait Avar ve diğer ilgililer hakkında herhangi bir resmi işlem başlatılmadığını iddia etmesi dikkat çekti.

Beybur, Diyarbakır Kadın Doğum Hastanesi Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesinde 2018'in 8 Ağustos ile 7 Kasım tarihleri arasındaki 2 ayda 37 yeni doğan bebeğin yaşamını yitirdiğini söyledi. Söz konusu dönemde, Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesinde birkaç bebeğin "enfeksiyondan" öldüğünün kamuoyuna yansıdığını aktaran Beybur, bebek ölümlerine ilişkin yapılan denetim tutanaklarını paylaştı. Beybur, yapılan demetimlerde, Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi ve kuvözlerin temizliğinin yapılmadığının tutanak altına alındığını kaydetti. Hem rapor, hem o dönemde basında yer alan haberlerden dolayı bebek ölümlerinin "enfeksiyondan kaynaklandığını" düşündüklerini vurgulayan Beybur, ölümlerden kötü yönetimi ve vurdumduymazları sorumlu tuttu.

 ‘SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN’

Bebek ölümlerinin gizlendiğini ifade eden Beybur, konunun araştırılıp açığa çıkarılmasını, olaya ilişkin hukuki işlem başlatılarak sorumlularının cezalandırılmasını istedi.

TAHTAKURUSU KARANTİNASI

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 2018 Aralık ve 2019'un Şubat aylarında tahtakuruları salgının gerçekleştiğini ve durumun halen devam ettiğini kaydeden Beybur, "Gastroenteroloji, Nefroloji, Ortopedi, Beyin Cerrahi ve Genel Cerrahi gibi kritik öneme sahip riskli hastaların yattığı katlarda 21’inci yüzyılda sağlık hizmetlerinde kabul edilmez tahta kurusu salgını gerçekleştiği, bu salgından dolayı hastanede karantina uygulandığı, katların bir süre hizmete kapatıldığı ve enfeksiyon dair personel, yatan hasta ve refakatçilere yönelik herhangi bir kapsamlı bilimsel çalışma yapılmadığı tespit edilmiştir" diye konuştu. Gerekli işlemler yapılmadığı için söz konusu hastalığın daha geniş bir bölgeye yayılma riski taşıdığını dile getiren Beybur, tahtakurusu görülen servislerdeki eşyaların hastanenin hemen yakınında yakılarak imha edilmesinin Tıbbi Atık İmha Yönetmeliğine aykırılık teşkil ettiğini kaydetti.

‘İŞGÜZAR YÖNETİCİLERİN BASİRETSİZLİĞİ’

Diyarbakır Kadın Doğum Hastanesinde, hijyenik olmayan koşullarda hasta ve hasta yakınlarının kalmak zorunda olduğuna dikkati çeken Beybur, buna ilişkin bir anne ile çocuğun fotoğrafını paylaştı. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tıbbi malzemenin muhafaza edildiği ambar ve yemekhane mutfağının olduğu bölümün lağım suları tarafından defalarca basıldığı bilgisini paylaşan Beybur, soruna çözüm bulunmamasına "işgüzar yöneticilerin basiretsizliği" olarak değerlendirdi.

‘HASTANEDE YATAK SAYISI YETERSİZ’

Diyarbakır Çocuk Hastanesini de lağım sularının bastığını, hastanenin kokudan durulmayacak duruma geldiğini aktaran Beybur, Çocuk Hastanesinin yatak sayısının yetersiz olduğunu, bundan dolayı hastaların kollarına serum takılı olarak yakınları tarafından koridorlarda yatırıldığını söyleyerek bunun fotoğrafını paylaştı.

İHALELERDE USULSÜZLÜK

Hastanelerde yapılan ihalelerde de usulsüzlük yapıldığı anlatan Beybur, 20 Aralık 2018'de Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 15 kalemlik tıbbi sarf malzemesinin alımın usulünce yapılmadığını, 15 kalemlik malzemenin 10'unun maliyet fiyatının çok üzerinde alındığını ifade etti. Beybur, söz konusu ihaleye Hastanenin Müdür Yardımcısı Oktay Saruhanoğlu'nun fiyat fazlalığı nedeniyle şerh düştüğünü, ihale evraklarını imzalamadığını, diğer üyelerce ihale evrakının imzalandığını kaydetti.

‘HASTANE ZARARA UĞRATILDI’

Beybur, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinin elektrik devrelerinin yanması nedeniyle hastanenin elektrik sisteminin yenilenmesi için Başhekim Dr. Mahmut Taş'ın bir firmayla görüşerek 15 gün içerisinde 300-350 bin TL'ye tüm işin yapımı için anlaştığını, ancak işin kaydırılarak, 700 bin TL'ye yaptırdığını iddia etti. Beybur, bir ay süren iş nedeniyle hastanenin jeneratörle elektrik ihtiyacını karşıladığını, bundan dolayı 50 bin TL yakıt harcanması nedeniyle de hastanenin toplamda 120 bin TL zarara uğratıldığını dile getirdi. Beybur, Hastane Başhekimi Mahmut Taş'ın olaydan dolayı yaşadığı baskı nedeniyle hastanedeki görevlerinden istifa ettiğini ileri sürdü.

MOBBİNG İSTİFALARI

Birçok sağlık çalışanın hastanelerin yönetimlerinin uyguladığı mobbing nedeniyle istifa edip özel hastanelerde çalışmaya başladığını aktaran Beybur, sıraladığı sorunlardan dolayı ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: Diyarbakır Söz