Barodan işkence iddiası!

Diyarbakır'ın Çınar ilçesine bağlı Çakırtutmaz ve Kılıçkaya köylerinde gerçekleştirilen operasyon sırasında "işkence" yapıldığı iddialarını araştırdığını öne sürerek raporlaştığını bildiren Diyarbakır Barosu, "kamu davası açılmasını" istedi.

Barodan işkence iddiası!

Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Çakırtutmaz ve Kılıçkaya köylerine 8 Aralık’ta gerçekleştirilen "terörle mücadele" operasyonu sırasında gözaltına alınan kişilere kötü muamelede bulunulduğu yönünde iddialarla ilgili İHD Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Barosu tarafından bir açıklama yapıldı. Raporda, iddia edilen işkence eylemini yapan ve göz yuman yetkililer hakkında soruşturma başlatılıp, kamu davası açılmasını istedi.

İHD Diyarbakır Şube binasında düzenlenen basın toplantısında, Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın bir açıklama yaparken, hazırlanan rapora dair bilgiler ise İHD Diyarbakır Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hasan Yalçın tarafından paylaşıldı. Aydın, Diyarbakır’da öne sürülen işkence iddialarına ilişkin şunları söyledi: “Bu iddialar ile ilgili olarak 8 Aralık 2019 tarihinde Diyarbakır Merkez’de M.Ç. ve M.Ç. isimli kişilerin konutlarına kapıları kırılmak suretiyle girilmiş, evde bulunanlara da dayak atılmış, küfür, hakaret ve tehditlerde bulunulduğu iddia edilmiştir. Şüpheli/mağdur M.Ç kendisine elektro şok verildiğini, kolunun işkence sonucunda çatladığını ve vücudunun çeşitli yerlerinde morluk olduğu ifade etmiştir. Diğer şüpheli/mağdur M.Ç. ise daha önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle bacağında platin olduğunu söylemesine rağmen özellikle o bölgeden darp edildiğini, bu nedenle olaydan sonra yürüme güçlüğü çektiğini, dudağının patladığını ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izlerine bağlı morluklar oluştuğu ifade etmiştir.”

ÇINAR’DA KÖY BASKINI

Çakırtutmaz ve Kılıçkaya köylerine güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyon sırasında gözaltına alınan kişilere kötü muamelede bulunulduğu yönündeki iddialarla ilgili şunları aktardı:

“9 Aralık 2019 tarihinde İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesine iki başvuru yapılmıştır. Sonraki günlerde de gözaltına alınan şüpheliler ve avukatları arasından görüşmeler yapılmıştır. İşkence gören ve gözaltına alınan şahıslardan birinin yüzde 50 oranında engelli olduğu ifade edilmiştir. A.E isimli yurttaş tarlada bulunduğu sırada gözaltına alınmış, kendi beyanı ve avukatlarının gözlemlerine göre saatlerce işkenceye maruz kalmıştır. A.E. isimli yurttaşın yüzünde, gözünde ve kulaklarında yoğun darp izleri olduğu, aşırı kulak ağrısı yaşadığı ve ilaçlarının verilmediği, bunun üzerine avukatın hastaneye sevk için ambulans talep ettiği, ancak ambulansın A.E.’yi hastaneye götürmediği ifade edilmiştir. Ayrıca iki kaburgasının kırık olduğu adli muayene esnasında doktor tarafından tespit edilmiştir.”

BEYANLARI MAHKEME KATİBİ ALDI

Köylerdeki işkence iddialarını tespit için bir heyet oluşturulduğuna ve yapılan tespit, gözlem ve sonuçların detaylı olarak raporlaştırıldığını öne süren Aydın, şöyle konuştu: “Şüpheli/mağdur şahıslar gözaltı süreleri uzatılmak için adliyeye çıkarılmış, avukatlarına haber verilmemiş, beyanları hakim yerine mahkeme katipleri tarafından alınmıştır. Yasaya göre gözaltı sürelerinin uzatılması sırasında şüphelilerin bizzat Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılması ve mahkeme tarafından gözaltı süresinin uzatılması gerekmektedir. Ancak iddiaya göre Sulh Ceza Mahkemelerine tanınan yetki son derece formel bir şekilde kullanılmaktadır. Hakimler şüphelileri ve müdafileri dinlemekten kaçınmakta, bu yasal sorumluluk kalem personeli tarafından yerine getirilmektedir. Ayrıca işkence gören mağdurların avukatlarının vermiş olduğu suç duyurusu dilekçesi müracaat savcılığı tarafından vekaletname eksik olduğu için ilk önce kabul edilmemiş, savcı ile yapılan görüşme sonucunda dilekçe kabul edilmiş.

DÖVDÜLER İDDİASI

İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın ise, Kılıçkaya köyünde Çiftçi ailesi ile yapılan görüşmeyi paylaştı. Gözaltına alınan İ.Ç. ve L.Ç.’nin aile üyelerinin beyanlarını şöyle aktardı: “L.Ç.’nin annesi şöyle dedi: ‘Sabah çok erken saatte eve baskın yaptılar. Kapıyı çaldılar, açtığım gibi hemen yere yatırdılar oğlumla. Balyozlarla kapıyı vurdular. Benim ve oğlumun kafasına bastılar. Oğlumu sürekli kaldırıp oturtup yumrukladılar. Duvarlara çarptılar. Gözümün önünde oğluma dayak atmasalardı da her şeyi yapsalardı. Oğlumu öldürecekler sandım. Saatlerce dövdüler. İki kişi, oğlumu döverken diğerleri evin her yerini aradılar.'”

‘FAİLLER YARGILANMALI’

Diyarbakır Barosu ve İHD Diyarbakır Şubesi tarafından raporlaştırılan işkence iddialarına ilişkin açıklama yapan Aydın, şöyle konuştu: “İşkence ve kötü muamele, hala ülkemizdeki insan hakları ihlalleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Güvenlik güçlerinin gözetim ve denetimi altındaki yerlerde, yakalama sonrası alıkonulan araçlarda, yasa dışı toplama alanlarında, gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde, askeri kışlalarda işkence halen devam etmektedir. Siyasi otoritenin emri, onayı ve kimi hallerde göz yumması ile gerçekleşen kolluk güçlerinin bu orantısız, hukuk dışı zor kullanımı, işkencesi, demokrasi ve insan hakları açısından başlıca tehdit haline gelmektedir.”

Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere gönderme yapan Aydın, işkencenin mutlak olarak yasaklandığını ve bu suçun zaman aşımına tabi olmadığını belirterek, “Bu insanlık dışı uygulamalara derhal son verilmeli, başvuranlar görevlerinden alınmalı ve işlemiş oldukları fiiller nedeniyle haklarında etkili bir yargılama yapılmalıdır. Başta Cumhuriyet Savcıları olmak üzere tüm adli ve idari mercileri işkence ile etkin ve caydırıcı tedbirler almaya davet ediyoruz” diye sözlerini noktaladı.

Kaynak: Diyarbakır Söz