Irkçılık suçuna taviz verilemez

Konya'nın Meram ilçesinde Kürt aileye yönelik katliamı protesto eden Diyarbakır'daki İslami STK dahil, Oda ve Sivil toplum Örgütleri, kutuplaştırıcı dilde bulunan ve ırkçılık temelinde suç işleyen herkesin cezalandırılmasını istedi.

Irkçılık suçuna taviz verilemez

Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları (STK), başta olmak üzere Odalar ve Sivil Toplum Örgütleri, peş peşe Konya'nın Meram ilçesinde Kürt aileye yönelik katliama ilişkin açıklamalarda bulunarak, kutuplaştırıcı dilde bulunan ve ırkçılık temelinde suç işleyen herkesin cezalandırılmasını istedi.

İslam'i STK'lar, MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan MAZLUMDER Diyarbakır Şube Başkanı avukat Mahmut Aytekin, mağdur aileye yönelik “koruma kararı” alınmasına rağmen bu olayın gerçekleşmesine tepki gösterdi.

‘GÜVENLİK YETERSİZLİĞİ ZEMİN OLUŞTURDU’

Asıl failin henüz yakalanmadığını belirten Aytekin, “Ancak idari makamların ve kolluk güçlerinin bu tür olaylarda gerekli güvenlik önlemlerini alma konusundaki isteksizliği veya etkin yargısal faaliyette bulunulmaması da bu katliamlara zemin oluşturabilmektedir” dedi.

‘KUTUPLAŞTIRICI DİL’

Türkiye’de siyasi partiler dâhil olmak üzere tüm kesimler arasındaki kutuplaştırıcı dil ve yaygınlaşan nefret söylemlerinin endişe verici boyutlara ulaştığına dikkati çeken Aytekin, “Herkesi bu önyargılı dilden vazgeçmeye, kutuplaştırıcı, nefret söylemini terk etmeye davet ediyoruz. Bir arada yaşama kültürünü güçlendiren, toplumsal barışı sağlamaya yönelik insani dil ve ortamın geliştirilmesi için çaba sarf etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

Aytekin, İslami STK’ler olarak taleplerini ise şöyle sıraladı:

 “*Olayın Kürt etnik kimliğine mensubiyetinden kaynaklanan ırkçı - nefret suçu kapsamında mı işlendiği yoksa iki komşu aile arasındaki adi bir suç olup olmadığı etkin bir şekilde Adli makamlarca soruşturulmalı, Fail/faillerin biran önce yakalanarak cezalandırılmaları gerekmektedir.

* Valilik ve Adalet Bakanlığı dâhil olmak üzere, olayın etnik veya ideolojik bir gerekçeden kaynaklanmadığına dair ön kabullerinin, soruşturmanın henüz sürüyor olması dikkate alındığında açıkça hatalı olup, soruşturmanın selametini ihlal etmektedir.

* Yetkilileri, olayın münferit bir olay olduğu ön kabulünü bir tarafa bırakarak; aşırı sağcı kişi veya grupların, fail/faillerle bağlantılarının olup olmadığı araştırılmalıdır.

* Toplumsal kutuplaştırmayı arttırıcı nefret söylemi ve nefret suçu işleyen yetkililer dâhil tüm kişiler hakkında etkin soruşturmalar yapılmalı, ırkçı temelde suç işleyen kişiler cezasız bırakılmamalıdır.

*Koruma tedbiri olan bir ailenin 7 ferdinin ağır bir katliama maruz kaldığı dikkate alındığında, adli ve idari makamların / denetleme görevi olan amirlerinin ağır kusuru olduğu görüldüğünden, bu kişilerin açığa alınmalı ve soruşturma sonucunda hak ettikleri cezalara çarptırılmaları gerekmektedir.

* Herkesi, aklıselim içerisinde durmaya, provokatör kışkırtmalarında olabileceği bu tür olaylar sonrası sağduyulu olmaya davet ediyoruz.”

KÜRDİSTANI İTTİFAK GRUUBU

Öte yandan, Kürdistani İttifak Grubu, Konya'nın Meram ilçesinde Kürt aileye yönelik 7 kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde bulunan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde açıklama yaptı.

Kürdistani İttifak Grubu’nun ırkçı katliamla ilgili ortak açıklamasının Kürtçesi Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD) Sözcüsü Abdulhey Okumuş, Türkçesi Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek tarafından okundu.  “Sistematik ırkçı saldırıyı güçlü bir şekilde kınıyoruz” başlıklı açıklama şöyle: "Türkiye’nin batısındaki illerde Kürtlere yönelik sistematik ve örgütlü ırkçı saldırılar ve linç girişimleri sonucu öldürülme ve zorla yerlerinden göçertilme vakaları artarak devam ediyor.

KÜRTLER HEDEFTE

Bu kez Konya’da, yine Kürt bir aileye ırkçı saldırı sonucu bir katliam yaşandı. Ve 4’ü kadın, 7 kişi hunharca öldürüldü. Bununla da yetinilmeyip ev ateşe veriliyor. Katliam hükümet yetkililerinin yine iddia ettiği gibi iki aile arası ‘husumet kavgası’ ya da arazi anlaşmazlığı sonucu gerçekleşmiş değil. Bu ne biçim ‘iki aile arası husumet’ ki 12 Mayıs'ta 2021 de bir aile Dedeoğulları ailesine 60 kişiyle saldırıyor? Dedeoğulları ailesinden 6 kişi yaralanıyor ve darp ediliyorlar. Saldırı üzerine Kürt aile devletin oradaki yetkililerinden koruma talep ediyor. Koruma kararına rağmen aynı aileden 7 kişi katlediliyor. Aylardır sistematik olarak Konya Meram ve diğer ilçelerde Kürt aileler hedefte.

CEZASIZLIK POLİTİKASI

Katliam aylardır göz göre göre ‘geliyorum’ diyor, ama hükümet hiçbir ön tedbir almış değil. Konya ve öncesi Afyon, Ankara vb. kentlerde yaşananlar ‘Kürt-Türk çatışması’ asla değildir.  Konya Meram Dedeoğulları ailesinin katledilmesiyle doruğa çıkan olayda, ırkçı saldırıyı 12. Mayıs’ta gerçekleştirenlerin güçlerini cezasızlık politikasından alarak bir adım daha ileri giderek, bu kez yaşam hakkını gasp etmeleridir. Şimdiye dek yapılan saldırıların yargı tarafından nefret suçları olarak değerlendirilmemesidir. Soruşturma makamı olayı sıradan bir saldırı eylemi olarak değerlendirmiştir. "

Kaynak: Diyarbakır Söz