Görüş Bildir

PKK'dan kaçtı, örgütü anlattı

Evlat nöbeti tutan Ayşegül Biçer'in teslim olan oğlu Mustafa Biçer: ''Örgütte kaldığım süre içerisinde birçok kadının tecavüze uğradığını, hamile kaldığını gördüm” ''Ben daha ilk gece vazgeçmek istedim. Beni korkuttular, 'Artık geri dönersen devlet sana zulüm yapar, seni tutuklarlar' dediler'' "Örgütten kaçmak isteyenler çoktu" "Terör örgütüne katılmadan önce anneme mektup yazmıştım ve güvenlik güçlerimize ve Mehmetçiğimiz ile vatanıma karşı bir mermi sıkmayacağıma söz vermiştim'' “Türkiye'deki şu anda ağaçları yakan PKK'nın emriyle Ateşin Çocukları inisiyatifidir''

PKK'dan kaçtı, örgütü anlattı

HDP il binası önünde evlat nöbeti sürdüren ailelerden Ayşegül ve Rauf Biçer çiftinin çocukları Mustafa Biçer, terör örgütü PKK'dan kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. Biçer, terör örgütüne katılma hikayesini, kaldığı süreçte yaşadıklarını ve örgüte yardım eden ülkelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Biçer, ABD, Rusya ve Fransa'nın terör örgütüne önemli destekler verdiğini ileri sürerek, sosyal medya üzerinden kandırılarak dağa götürüldüğünü söyledi. Örgüte katıldığı andan sonra pişman olduğunu kaydeden Biçer, ancak örgüt üyelerinin kendisi ölümle tehdit ettiğini kaydetti.

HDP İl Başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019'da oturma eylemi başlatan 3 anneden Ayşegül Biçer, eşi Rauf Biçer ile yıllar süren mücadeleri sonucunda oğlu Mustafa'ya kavuştu. Biçer çifti, mücadeleleri sonucunda eylemlerinin 696'ncı gününde güvenlik güçlerine teslim olan oğlu ile kucaklaşabildi. Emniyet'teki ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan Mustafa Biçer, örgütte kaldığı 3 yılı anlattı.

'BENİ SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN KANDIRDILAR'

Biçer, 2018 yılının Kasım ayında örgüte katıldığını ve bu sürecin internet üzerinden olduğunu söyledi. Biçer, "Örgütün internet üzeri yayınladığı gerçek olmayan videolarla kandırıldım. YPG ile DEAŞ videolarına aldandım. Herkesin DEAŞ'a karşı savaşması lazım diye propagandalar vardı. O zaman yaşım küçüktü. 17 olduğum için algılama yeteneğim o zaman daha gelişmemişti. O videolar ile kandırıldım" dedi.

Terör örgütünün, "Gel sen, seni birkaç aydan sonra evine geri göndereceğiz" dediğini aktaran Biçer, "Örgüt üyeleri benimle iletişime geçtiler. 'Şanlıurfa'ya gel' dediler. Ben de Urfa'ya gittim. Burada kaçakçılar gelip beni aldı. Akçakale'de bulunan bir köye gittik. Köyü tanımıyorum, bilmiyorum. Gidene kadar beni çok dolaştırdılar. Orada görüştüğümüz kişi kendini korucu başı olarak tanıttı. Bu işi parayla yaptığını söyledi" diye konuştu.

'PİŞMANIM DEDİM' BENİ TUTUKLADILAR'

Biçer, pişman olduğunu ve geri dönmek istediğini örgüt üyelerine bildirdiğini belirterek, şunları söyledi:

"Bana, sen eve geri dönersen devlet sana işkence yapar. Sana zulüm yaparlar ve ajanlaştırırlar. Bu söylemlerle beni korkuttular ve zorla Suriye'ye geçirdiler. Suriye'ye geçtikten sonra örgüt üyelerine eve geri dönmek istiyorum dedim. Aynı konuşmayı yaptılar ve yine dönmek istediğimi söyledim ama bir hafta kadar tutuklandım."

'AİLEMİ TELEVİZYONDA GÖRDÜM'

Ailesini, HDP il Binası önünde televizyonda eylem yaparken gördüğünü anlatan Biçer, "Yine onlara eve gitmek istediğimi tekrarladım. Göndermediler ve Sofi Nurettin adlı üst düzey örgüt mensubu geldi beni yanına çağırdı. 'Ailen televizyonda görünüyor ve konuşman lazım senin de' dedi. Ben de bunu kabul etmedim. Ama ikinci defa yine tekrarladı. Ben çıkmak istemiyorum dedim.'Aileme karşı konuşmak istemiyorum, zaten eve gitmek istiyorum. Siz bana bu şeyleri yaptırıyorsunuz.' diyerek kabul etmedim. Sonra örgütün üst mensup yöneticileri talimatını tartışmaya katılırsan veya kabul etmezsen ceza yersin dediler. Mecbur olarak kabul etmek zorunda kaldım. Örgüt içinde beni zorla televizyona çıkardılar. Aileye karşı konuşturdular. Zorla iki gün boyunca konuşmaları ezberledim. Video çekiminde moralsiz olmam hepsi belli. Çekim yapılan yer de dağ değildi. Suriye'nin Deyazor bölgesinde yaptık. Yani YPG bölgesindeydim" diye konuştu.

'KAÇMA PLANLARI YAPTIM'

Terör örgütü tarafından dağa gönderildiğini anlatan Biçer, kırsal alanda 18 gün kaldığını söyledi. Sürekli kaçma planları yaptığını dile getiren Biçer, "PKK'nın milislerinin arabasına bindik. Bizi uzandırdılar. Üzerimize bir bez attılar. Peşmergelerin kontrol noktasında ölümü göze alıp seyir halindeki arabadan kendimi atıp teslim oldum" dedi. Örgüt içerisinde güvensizlik olduğu için kimsenin birbiriyle bir şey paylaşmadığını kaydeden Biçer şöyle konuştu:

"Ama örgütten kaçmak isteyenler çok var. 'Teslim olursanız devlet sizi öldürür, işkence yapar' diye propaganda yapıyorlar. Onlardan korkuyorlar. Bazıları da gelip teslim olduktan sonra cezaevinde kalmaktan korkuyor. Ama ben söylemek istiyorum ki ben kendim teslim oldum. Benden önce de birçok kişi teslim oldu. Ben ceza yemedim, bir gün bile nezarette kalmadan mahkemeye çıktım ve serbest bırakıldım."

'KADINLAR TECAVÜZE UĞRUYOR'

Örgüt içerisinde kadınların tecavüze uğradığını ve hamile kalan kadınları gördüğünü ifade eden Biçer, örgüte devletlerin yaptığı yardımlarla ilgili şu bilgileri verdi:

"Amerika'nın şu an Suriye'de bulunmasının tek sebebi orada bulunan petroller. Rusya'nın ve Fransa'nın bulunma sebepleri de petroller. Bizim giyim, lojistiklerimiz ve cephanemiz Amerika tarafından hepsi karşılanıyordu. Örgütün üst düzey yöneticileri onlarla konuşuyordu. Özellikle Şahin Cilo ve Beritan Dersim bu işlerle ilgilenirdi. Artık her şey bitti. Ve bundan sonraki süreçte ilk işim askerlik yapmak olacak. Örgüt aileme saldırmış, ailemin evini yakmış. Benim görmediğim şeyleri yapmış. Aileyi tehdit etmişler. İlk hedefim askere gidip gelmek. Askerden geldikten sonra vatan borcumu ödedikten sonra bir yuva kurmak istiyorum."

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi