Sezai Temelli: Barış koridoru barışarak açılır

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Nusaybin'de konuştu: “Barış koridoru” gibi bir kavramı önümüze getiriyorlar. Bu ülkede barış ve barış koridoru dediğiniz meseleler tankla, tüfekle, İHA ve SİHA ile olmaz. Barış halkların bir arada yaşama iradesine saygı ile olur.

Sezai Temelli: Barış koridoru barışarak açılır

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Mardin ve Nusaybin’de HDP il ve ilçe örgütleri ile Nusaybin Belediyesi’ni ziyaret etti. Nusaybin Belediyesi ziyareti sırasında açıklamalar yapan HDP Eş Genel Başkanı, Suriye’de bir ‘barış koridoru’ açılacaksa bunun İHA ve SİHA’larla değil Kürtlerle barışarak mümkün olacağını söyledi.

Temelli’nin açıklamalarından başlıklar şöyle:

KAYYIM ENKAZINI BAHANE ETMEYECEĞİZ: Biliyorsunuz geçmiş 2 yıldan uzun süredir il ve ilçelerimizin bir çoğunda kayyım yönetimleri vardı. Bu kayyım zihniyetinin yaratmış olduğu tahribatı da çok iyi biliyoruz. Ama hiçbir zaman bu tahribatı ve enkazı bahane etmeyeceğiz. Bu enkazı kaldırmaya gücümüz var, hep birlikte kaldıracağız. Yeter ki gölge etmesinler ama gölge etmeye devam ediyorlar.

DÖRT ARKADAŞIMIZ TUTUKLANDI: Birkaç gün önce belediye eşbaşkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz ve birçok arkadaşımız gözaltına alındı, onlara geçmiş olsun diyorum, ama 4 arkadaşımız tutuklandı. İki DBP yöneticisi arkadaşımız, iki de partili arkadaşımız, siyaset yürüten arkadaşımız tutuklandı. Bu ülkede barış ve barış koridoru dediğiniz meseleler tankla, tüfekle, İHA ve SİHA ile olmaz. Barış halkların bir arada yaşama iradesine saygı ile olur. Halkların kültürüne saygı ile olur. Barış bu ülkede Kürtlerle barışmakla olur; Kürtlere düşmanlık yaparak, içeride ve dışarıda Kürtlere yönelik bu savaş diliyle, savaş aklıyla hareket ederek bu ülkeye barış gelmez. Barış istiyorsanız bir an önce barışmalısınız. Demokratik bir ülkeyi var edebilmenin yolu bu savaş aklından, savaş zihniyetinden bir an önce kurtulmaktan geçiyor.

ZEYTİN DALI DİYE ZEYTİNLERİ ÇALDILAR: Evet bugün Suriye’de, Irak’ta, Türkiye’de barış istiyoruz. Peki bu barışı nasıl var edeceğiz, bu barışı nasıl inşa edeceğiz? Barışı tam da burada Nusaybin’de, Mardin’de bu uygulamalardan kurtularak var edeceğiz. Tankla, tüfekle ve Afrin’de yapıldığı gibi değil. Bakın Afrin hâlâ hafızlarımızda, orada da aklımızla alay eder gibi Afrin’e yönelik saldırıya da  “Zeytin Dalı” adı verilmişti. ÖSO çeteleri ile gittiler zeytin dalı diye diye zeytinleri çaldılar.

GELİN BİRLİKTE ÇÖZELİM: Gelin bu savaşa karşı çıkın. Geçmişi hatırlatmak isterim, karşı çıkmadığınız süreçlerin aslında bugün nasıl tahribatlar yarattığına tanık oluyoruz. Sınır ötesi tezkerelere karşı çıktığımızda “burada ülkenin güvenliği söz konusudur” diye bize laf yetiştirenler, bugün ülkenin sürüklendiği yerden gerekli dersleri inanıyorum ki çıkaracaklardır. Artık operasyon filan istemiyoruz. Artık bir arada yaşama iradesini hem ülkemizde hem Irak ve Suriye’de var etmek için çaba sarf etmek istiyoruz. O yüzden de bu çabanın adını demokrasi ittifakı olarak tanımladık. O yüzden de herkesi bu çabaya omuz vermeye, el vermeye davet ediyoruz: gelin yan yana duralım, gelin bu sorunları hep birlikte aşalım. Türkiye’de demokrasi meselesini aşmanın yolu Kürt sorununu çözmekten geçer. Gelin hep birlikte çözelim. Bunun yolu demokrasi ittifakında buluşmaktır. Bunun yolu Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu anayasayı yapmak, yol temizliğini bir an önce yargı reformu ile gerçekleştirmektir.

MARDİN’DE HASTANE YOK: Bugün Mardin’e dönüp baktığımızda her türlü sorun var. Sağlık sorunu var. Hastanesi yok! Mardin büyükşehirdir ancak bu büyük şehrin tam teşekküllü bir hastanesi olduğunu söylemek mümkün değil. Eğitim sorunu, işsizlik sorunu. Eğitimle ilgili istatistikler açıklanıyor son 20 kent Kürt illeri. Bu hiç değişmiyor. Bu zulmün müsebbibi savaş politikasında ısrar edenlerdir, ekonomiyi böyle yönetenlerdir. Bütçenin kaynaklarını mermiye topa tüfeğe, damadın İHA’sına SİHA’sına ayıranlardır. Damatlar iyi, halk yoksulluk içinde, halk mağdur, bu aklı değiştirmemiz için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Merkez Bankası’nın yedek akçesine el koyanlar bu parayı ne yaptı diye dönüp baktığımızda müteahhitlerin borcunu kapattığını görüyoruz. Bu kaynağı halkın yararına kullanmayanlar tam tersine kayyım eliyle halkın kaynaklarını talan etmişlerdir. Bu talancı zihniyettir.

DEYRULZAFARAN’A MÜDAHALE GECİKTİ: Tablo bu. Bu şiddet her yerde devam ediyor. Bu şiddet ormanlarımızı yakarak da devam ediyor. Birkaç gün önce Deyrulzafaran Manastırı’nın zeytinliği, cevizleri yakıldı. Kaza diyorlar, belki yangın kazara çıktı ama müdahalenin gecikmesi iradidir. Bu halklara, Kürde, ormana emekçiye düşman aklın fotoğrafıdır. Aynı şekilde Dersim’de de aynı yangınları görüyoruz. Türkiye’nin her yerinde ağaca, ormana düşman bu zihniyet, emekçiye düşman, kadına düşman, Kürde düşman. Bu düşmanlıklardan kurtulmanın yolu bir arada yaşama irademizi ortaya koymaktan geçiyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz