Erdoğan'dan AİHM'e çıkış

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kararına ilişkin, "AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Tahliyesini istemiş olması resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM şu anda böyle bir teröristi savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir" dedi.

Erdoğan'dan AİHM'e çıkış

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş için verdiği 'derhal tahliye' kararına tepki gösterdi. Erdoğan, "AİHM bizim mahkemelerimizin yerine karar veremez. Bu adımlar tamamen siyasidir. Çifte standarttır, iki yüzlülüktür. Bu şahıs, siyasi görevleri veya siyasi söylemleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emriyle onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletimizin gözünde suçludur" dedi.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Uyuşturucu ticareti yapan adamdan vergi alacaksınız. Organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksınız" sözlerine "Ya sen ne yapıyorsun, farkında mısın? O zaman gel şöyle bir uyuşturucu örgütünü kur bir de uyuşturucu örgütü dışında organ mafyasını da kur hiç olmazsa devlet senden bir şeyler elde etsin. Bu ne sapkınlıktır. İstikametini tamamen şaşırmış" şeklinde yanıt verdi.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

AİHM'İN SELAHATTİN DEMİRTAŞ KARARI

"Esasen, AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendirilir. AİHM, bu kararı, iç hukuk yolları tüketilmeden alarak, istisnai bir uygulama yapmıştır. Ancak, istisnasını bir kenara bıraksak bile, Selahattin Demirtaş’la ilgili hüküm, aynı mahkemenin mesela İspanya’daki Batasuna Partisi kararındaki gerekçelerle açıkça çelişmektedir.

Mahkeme, Batasuna davası kararında, bırakınız şiddet eylemlerini teşvik etmeyi, şiddet eylemlerini açıkça kınamamanın dahi cezaya konu suç sayılabileceğine hükmetmiştir. Terör örgütünün şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin, 6-8 Ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlanan bir eylemin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması, resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür. AİHM, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa, önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır. Buradaki tartışmanın konusunun, Avrupa Parlamentosu'nun terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’yla içli dışlı olan, elinde onlarca masumun kanı bulunan siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Bu şahıs, siyasi görevleri veya siyasi söylemleri sebebiyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı, bölücü terör örgütünün emriyle onlarca kişinin ölümüne yol açtığı için milletimizin gözünde suçludur.

Aynı mahkemenin FETÖ davaları için takınacağı tavrın da işaretleri şimdiden gözükmeye başladı. PKK’ya terör örgütü muamelesi yapmayan, PKK’yla irtibatlı kişileri terörist kabul etmeyen bu mahkemenin, FETÖ’yle ilgili olarak aynı yaklaşımı sergilememesini temenni ediyoruz.  Aksi takdirde, bunca çifte standarda ve riyakârlığa daha fazla tahammül etmek mecburiyetinde olmadığımızın da bilinmesini isterim.

"MECLİS'TE KABUL EDİLEN BÜTÇE, HALKIN BÜTÇESİ HALİNE GELMİŞTİR"

Meclis'te kabul edilmesiyle bütçe artık iktidarı ve muhalefetiyle tüm milletin bütçesi haline gelmiştir. Bütçemize katkı sunan istisnasız tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum. Bu bütçe 83 milyon vatandaşımızın her birine hizmet edecek, her bireyin geleceğinin inşasına katkı verecek bir belgedir. Elbette her bütçe önemlidir ama bu yıl koronavirüs salgınının etkisini sürdürdüğü bir dönemde 2021 bütçesi ayrı bir ehemmiyete sahiptir. Böylesine kritik dönemde bütçe tartışmalarının yoğun ve kapsamlı olması normaldir. Yalan ve iftiradan uzak her eleştiriye açığız. Bütçe görüşmelerinde seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Ancak ahlak sınırlarını aşanlar da olmuştur. Takdiri milletimize bırakıyoruz. Bu zihniyetle hiçbir yere varamayız.

"BUNLAR KENDİLERİNİ TEK PARTİ DEVRİNDE SANIYORLAR"

Bunların da üslupları da kişiliklerinin yansımasıdır. Vizyoner politika ortaya koyan, halkın gönlünü kazanmaya çalışan muhalefet anlayışının eksikliğidir. Her gün yeni bir yalan söyleyen, yalanı yüzüne vurulunca hiç utanmadan başka yalana geçen bu zihniyetle hiçbir yer varamayız. Bu yalanları milletin gözüne baka baka kendilerine emin şekilde söylüyorlar. Buna herkesin de inanmasını bekliyorlar. İşçi, çiftçi, öğretmen, asker, polis kim varsa herkese hakaret etmekten de çekinmiyorlar. Bunlar kendilerini o tek parti devrinde sanıyorlar. Öğretmen CHP'li ise makbul değilse kötü. Çiftçi CHP'ye oy veriyorsa iyi vermiyorsa cahil. Yargı mensubu kendi vicdanına göre hareket ediyorsa militan. Bu listeyi her meslek grubu için uzatmak mümkün. Bu zatlara Türkiye'nin demokrasi ile yönetildiğini sık sık hatırlatmak gerekiyor.  Bunlar kendilerini hala herkesi karşılarında hizaya diktikleri tek parti devrinde sanıyorlar.

"KILIÇDAROĞLU CHECK-UP'TAN GEÇMELİ"

Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payandalık etmek, kendi hayalini kurmak yerine başka hayallerde figüran olmak bizim asla tasvip edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir. Kendi partilerinin içini bir ur gibi sardığı anlaşılan taciz, tecavüz, hırsızlık vakalarına karşı erdemli olmak yerine beyhude çırpınıyor. CHP'nin eğer azıcık ar ve haya duygusu varsa bu iddialardan temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazımdır. Gün geçmiyor ki CHP’de taciz, tecavüz olayı olmasın. Adliye adliye geziyorlar. Çıkıp, “Bizim başkanlarımız temiz” diyor. Ciddi anlamda check-up’tan geçmeli. Ben fiziken hem ruhen. Muhalefetteyken böyle davranan Allah korusun iktidarda neler yapar. "Ne diyor; 'Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi'. Bu ne demek biliyor musunuz; 'Uyuşturucu satıcılığı yapabilirisiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz'. Ya sen ne yapıyorsun, farkında mısın? O zaman gel şöyle bir uyuşturucu örgütünü kur bir de uyuşturucu örgütü dışında organ mafyasını da kur hiç olmazsa devlet senden bir şeyler elde etsin. Bu ne sapkınlıktır. İstikametini tamamen şaşırmış.

"BU İŞİN SONU İSTİKLAL MAHKEMELERİ'Nİ TEKRAR KURMAYA KADAR GİDER"

CHP zihniyetinin asıl gayesini anlamak için son günlerdeki kimi uygulamalara bakmak lazım. Bu zihniyet geçtiğimiz günlerde Mevlana’nın yıldönümü töreni adı altında, asırların geleneğini yerle yeksan etmeye kalktı. Kuran-ı Kerim'i ve ezanı Türkçe okutma adlı bir garabet İstanbul’da sergilendi. Allah-u Ekber demekten imtina eden zihniyetin 70 yıl sonra yeniden hortladığına şahit olduk. Aradan geçen bunca yıla rağmen demokrasiyi halen hazmedememiş olanların tek parti faşizminin özlemiyle yanıp tutuştukları anlaşılıyor. Kuran-ı Kerim’e inanıyorsanız saygı göstereceksiniz. Seçim öncesinde Eyüp Sultan’da Yasin suresinin bir bölümünü okumak sana bir şey getirmez. Onu da Türkçe okusaydın. Korkarız bu işin sonu İstiklal Mahkemeleri’ni yeniden kurmaya kadar gider. Bu çarpık hesap bizden önce milletten döner. Biz, hayatımız boyunca kimsenin kökeniyle, inancıyla, meşrebiyle, kültürüyle, hayat biçimiyle uğraşmadık, uğraşmayız. Ancak kimsenin de inancımıza, meşrebimize, kültürümüze el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz.

"TÜRKİYE'NİN YILDIZI YÜKSELDİKÇE, SALDIRILARIN ŞİDDETİ ARTIYOR"

2020 yılında koronavirüs nedeniyle sadece sağlık alanında da değil, dış politikada da sancılı bir dönem geçirdik. Türkiye'nin çıkarlarını savunmak için gerektiğinde bedel ödedik, ama zalimler karşısında asla baş eğmedik. Bugün Türkiye denilince adalet, haysiyetli dış politika geliyor akıllara. Türkiye'nin yıldızı yükseldikçe, saldırıların şiddeti de artıyor. Uluslararası arenada etkili şekilde oyun kuran Türkiye gerçeği, kaostan beslenenleri rahatsız ediyor. Ne Türkiye'nin ekseninde bir kayma, ne terör örgütleriyle mücadelede bir zafiyet vardır. Bu bir kararlılığın, inancın, azmin gereğidir. Ülkemiz DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle göğüs göğüse çarpışan tek NATO ülkesidir. Düzensiz göçte yükü omuzlayan tek ülkedir.

"ABD VE AVRUPA İLE YENİ BİR SAYFA AÇMAYI ARZU EDİYORUZ"

Yeni yılda ABD ve Avrupa ile olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. Çok yönlü siyasi, ekonomik ve askeri işbirliklerimizi ABD ile köklü bağlantılarımızın alternatifi olarak görmüyoruz. AB'nin de Türkiye'yi kendinden uzaklaştıran stratejik körlükten biran önce kurtulmasını ümit ediyoruz.

2021 YILI BURS VE KREDİ MİKTARI ARTTIRILDI

Üniversite öğrencilerine müjde vermek istiyoruz. Burs miktarını belirledik. Burs miktarını lisans öğrencileri için 650 lira, yüksek lisansta 1300 liraya, doktorada ise 1950 liraya çıkardık."

Kaynak: Diyarbakır Söz